Petrol 25 dolara iner mi?
.
Doların euro karşısında 10 iş gününde yüzde 17.2 değer kaybettiği ortamda petrol 25 doları görürse şaşmamak lazım. Ama bu seviyelerde uzun süre kalmayacaktır. Dünya ekonomisinin resesyondan çıkmaya başlamasının hissedilmesiyle önce enerji fiyatları, dolayısıyla petrol fiyatları hareketlenecek. İşlerin normale döndüğü haberini petrolden alacağız
Cuma günü ABD ham petrolünün (WTI) varili 32.86 dolara kadar düştü. Çok değil bundan beş ay önce, 11 Temmuz’da aynı petrolün varili 146.81 dolara kadar yükselmişti.
Hatta o günlerde rapor yayınlayan Goldman Sachs (GS) 2008 sonuna kadar, 200 doların görüleceğini “tahmin etmişti”.
Petrolün 45 dolardan önce 75, ardından 100 ve sonrasında da 140 (ve 200 dolara) çıkacağını “başarıyla tahmin eden” de yine aynı kurumdu!
“Büyük Emtia Spekülasyonu” sırasında “zirve petrol”, “kıt kaynak” senaryolarıyla 147 dolarlara kadar yükselen petrol fiyatları tüm dünyanın resesyona girmesiyle 33 dolarlara kadar geriledi.
Zirveye göre düşüş yüzde 77.6’ya ulaştı. Nisan 2004’teki seviyelere gelindi.
Sadece petrol değil, diğer tüm emtialarda “Büyük Emtia Spekülasyonunun” bitişiyle yüzde 55-80 (yüzde 34 ile tek istisna altın) arasında gerilemeler yaşandı.
Durgunluk ve deflasyon endişeleriyle “beslenen” son düşüş sırasında GS 200 dolarlık tahminin önce 90 ardından da 75 dolara çekti.
Ancak hayli geç kaldı. Merrill Lynch daha agresif bir tahminle GS’den önce 2009 içinde petrol fiyatlarının 25 dolara kadar gerileyebileceği tahminini açıkladı.
“Mayıs 2003 ve öncesindeki fiyatlara dönülür mü” diye de sorulabilir. Doların euro karşısında 10 iş günü içinde yüzde 17.2 değer kaybettiği bir ortamda 25 dolar görülürse şaşmamak gerek!
Ancak bu fiyat başta biz olmak üzere petrol ithal edenler için iyi bir haber olsa da petrol ve diğer hammadde ihracatçısı ülkeler için (çoğu gelişmekte olan ülke) hiç de iyi bir haber değil.
(Türkiye emtia fiyatlarının yükselmesiyle adeta “coşan” Rusya, Brezilya ve Güney Afrika ile birlikte değerlendirilmenin geçmişte avantajını, şimdi dezavantajını yaşıyor, yaşayacak!)
Arz sıkıntısı olacak mı?
Teknik analiz açısından bakıldığında 28.75 doların altı hayli zor. Kaldı ki, bu seviyelerde (25 dolarlar görülse de) bu seviyelerde kalınması hayli zor!
Bu iddianın ardındaki ilk varsayım petrolün rafineriye teslim dünya ortalamasının 7 dolardan, 8-15 dolar aralığına yükselmiş olması.
Bir başka önemli faktör önemli ihracatçı ülkelerin “ihraç başa baş maliyetlerinin” yükselmiş olması.
Deutsche Bank’ın bir raporunda önde gelen ihracatçı ülkelerin maliyetlerinin 2008 itibariyle
Ülke Dolar/Varil
Kazakistan 67
Rusya 73
Nijerya 86
S. Arabistan 44
Bir. Arap Emir. 37
seviyelerine yükselmiş olması. Bu fiyatların altına düşüldüğü takdirde ihracatın artık “anlamlı” olmayacağı, bunun da dünyanın toplam petrol arzına “azaltıcı” etkisi olacağı dile getiriliyor.
Buna bir de petrol fiyatının artmasıyla önemli ihracatçılar arasına katılan Kanada’nın petrol fiyatlarının düşmesiyle ihracatının “mecburen azalması” eklenecektir! (Kanada rafineriye teslim maliyeti 55 doları bulan ve son yılların en önemli rezervi olarak anılan “Petrol Kumuna” (oil sand) sahip.)
Hızlı yükselecek emtia
Arz yönündeki bu problemlerin yanı sıra petrol fiyatlarındaki hızlı düşüş, yeni petrol sahası arama “iştahını” da önemli ölçüde azaltıyor. Bu da önümüzdeki yıllarda, yeni bir enerji kaynağı “yaygın kullanıma” açılmadığı takdirde, petrolde gerçekten sorun yaşanabileceği endişesini uyandırıyor.
Sadece petrol kaynağı değil, rafinaj kapasitesinin de artmıyor olması bu konudaki önemli sorunlardan biri olarak karşımıza çıkıyor. Grafikte de görüldüğü üzere petrole olan talep daha doğrusu, rafine edilmiş petrol ürünlerine olan talep arttığında, rafineri marjları da artıyor. (Yaz döneminde varil başına 12 doların üzerine çıkıldı) Ancak rafinaj kapasite taleple aynı hızla artmadığından (yeni bir rafineri kurmak için yapısına göre 3-5 yıl gerekiyor) rafineri marjları ve bununla birlikte ürün fiyatları da artıyor.
Yeni rafineri yapımlarının ya askıya alındığı, ya da durdurulduğu bir dönemin sonrasında dünya ekonomisinin “çarkları yeniden çalışmaya başladığında” var olan rafinaj kapasitesi talebi karşılayamayacak. Yeni rafineri için geç kalınmış olacağından ve var olan rafineriler talebi karşılamkta zorlanacağından hem ham petrol hem de petrol ürünlerinin fiyatları hızla artacak. Hem de bu artış diğer tüm emtialara oranla daha hızlı ve daha fazla yükselecek gibi görünüyor!
Görünen petrol fiyatları 25 dolarlara inse bile bu seviyelerde uzun süre kalamayacak. Dünya ekonomisinin resesyondan çıkmaya başladığının hissedilmesiyle ilk önce harketlenecek olanlar “enerji” fiyatları, dolayısıyla da petrol fiyatları olacaktır.
İşlerin “normale” döndüğünün haberini, petrolden alacağız!