Paritede kritik hafta!
Bu hafta dolar euro paritesinde kritik bir hafta. Dolar 2004 yılından 1.3667 seviyelerinden, 2005 Kasım ayının ortalarındaki 1.1620 seviyelerine kadar değer kazandı
Bu hafta dolar euro paritesinde kritik bir hafta. Dolar 2004 yılından 1.3667 seviyelerinden, 2005 Kasım ayının ortalarındaki 1.1620 seviyelerine kadar değer kazandı. 26 ay boyunca süren FED’in faiz artışlarının da desteklediği bu hareket, Şubat ayından bu yana farklı bir seyir izliyor. Bir anlamda 2002-2004 arasında yaşanan büyük düşüşün bir düzeltmesi gibi görünen yükselişte bu haftaki hareketler önemli.
Zira düzeltme hareketinden çok bir trend değişikliği olup olmadığı konusunda bu haftaki hareketler yön gösterici olabilir. Özellikle Haziran ayı başında görülen 1.2980 bölgesinin üzerindeki bir haftalık kapanış, euro/dolar paritesini 1.3090 ve ardından da 1.3180 seviyelerine getirebilir. Bu iki seviyenin de geçilmesi halinde ise bir önceki zirvelerin yeniden test edilmesinin yolu açılabilir.
Bu hareketin ardındaki sebeplerin başında FED’in son faiz kararı ve ABD’deki büyüme ile ilgili kaygılar yer alıyor. FED son toplantısında faizleri artırmamış, büyümenin de “tahminlerle uyumlu” gerçekleşeceğini belirtmişti. Artan faizlerin, enflasyon üzerindeki etkisinin de zaman yayılmasından dolayı önümüzdeki dönemde ortaya çıkacağını ve bir anlamda ‘endişe edilecek bir durum olmadığına’ değinmişti.
Ancak piyasalarda sayıları gittikçe artan bazı yorumlar; ABD’deki büyümenin tahminlerden de fazla düşeceğini ve bir durgunluğa dönüşeceğine yer veriyor. Üstelik artan faizlere rağmen enflasyonun da beklendiği kadar düşmeyeceği, yani bir ’stagflasyon’dan söz edilmeye başlanmış durumda. Bu durum aslında kimsenin istemeyeceği bir şey.
ABD’deki büyümenin durması aslında dünya ekonomisinin motoru durumundaki bir ekonominin durması anlamına geliyor. Özellikle ABD’ye ihracat yaparak ekonomik büyümelerini destekleyen başta Çin, Meksika ve Kanada’yı olumsuz etkileyecektir. Tüm bunların ortasında bir de ABD’nin rekor “ikiz açıklarının” (cari denge ve dış ticaret) azalarak da olsa cari seviyelere yakın seyretmesi, doların değeri konusunda endişeleri de beraberinde getiriyor. Ki bu da paritedeki hareketlerin ardındaki en temel etken.
Tüm bunlara karşın; FED’in artışlarını tam olarak izlememiş olan Avrupa Merkez Bankası güçlü bir euro istemeyebilir. Euro’nun yeniden 1.30’lu seviyelere gelmesi durumunda “sözel müdahalelerle” durumu değiştirmeye çalışsalar da doların değer kaybetmeye devam etmesi söz konusu olabilir.
Tüm bu yorum ve beklentilere rağmen paritenin 1.2880’in altında ve özellikle de daha önceki önemli direnç seviyesi olan 1.2660’ın altındaki bir kapanış, geçici de olsa yukarıdaki resmin aslında o kadar kötü olmadığı şeklinde yorumlanabilir ve yeniden 1.22-1.25 bandı konuşulabilir.
Özellikle dış ticaretle uğraşanların bilgilerine...