Mısır zararlısı!
.
Kımıl zararlısı değil, “mısır” zararlısı! Neden demeyin, son günlerdeki en “haşarı” emtia durumunda mısır. Soya fasülyesi de “kankası”.
Bir ay önce herkesin gözü kulağı pirinç fiyatlarındaydı. Toplumun her kesimini yakından ilgilendiriyor pirinç fiyatlar. Mısır pek öyle değil...Gözlerden ırak, ama etkili! Etkisi, “yan” tesirlerinde.
Son günlerde mısır ve soya fasülyesinde “şok” artışlar yaşandı. ABD’nin en büyük mısır ve soya üreticisi ortabatı bölgesinde; aşırı yağışlarla Mississippi Nehri’nin taşmasıyla; 2 milyon hektarın üzerindeki; mısır ve soya ekim alanı sular altında kalmış.
Dünyada ihraç edilen; mısırın yüzde 54’ünü, soya fasulyesinin yüzde 36’sını ve buğdayın da yüzde 23’ünü ihraç eden ABD’deki üretimin bu sebeplerle tehlikeye girmesinin yarattığı endişe, “spekülasyonla” birleşince mısır ve soya fasulyesi fiyatları dün yeni rekorlar kırdı.
Soya bir yana, mısırın bio yakıt hammaddesi, yani petrolün “ikâmesi” olması sebebiyle; buradaki fiyat hareketleri çok daha dramatik. Petrol fiyatlarının yükselmesi mısırdaki artışı haklı gibi gösterirken, mısır fiyatlarının Haziran başından bu yana yüzde 37 artması bu kez de petroldeki artışı haklı çıkarır gibi...Olan her halükârda sıradan halka oluyor.
Dahası var. Mısır hayvancılık için vazgeçilmez yem malzemelerinin başında geliyor. Mısırdaki artış, dönüp dolaşıp et fiyatlarını vuruyor. Özellikle de ABD’de. Başkan Bush’un Texas’taki dostları bir karar vermek zorundalar yakında...Ya artan yem maliyetleri nedeniyle et fiyatlarını arttıracaklar, ya da beslemekten vaz geçip, hayvanlarını mezbahaya gönderecekler...Birinci seçenekte olan yine sıradan halka, ikinci seçenekteyse olan hayvanlara oluyor.
Mayıs ayının 29’unda 5.75 dolar/bushel (bushel 25.4 kg) olan mısır dün 7.87’ye, ileri vadeli kontratları ise 8 doların üzerine çıkmış durumda. Kimse selin maliyetini net olarak ortaya çıkmasını beklemeden (belki sel sayesinde belki verim artacak, malum son mazeret kuraklıktı!) spekülayona yönelince, işler karışıyor.
Mısır zararlısı (!) demekte haksız mıyım? Neredeyse buğdayın “kımılı” kadar zararlı hale geldi. Buğday dedim de...Mısır ve soya ile işi bitenler, yeniden buğdaya dönerse şaşırmayalım. Zira hisse senedi piyasalarında yeterince kâr fırsatı bulamayan hedge fonlar; emtiaları “sırayla” ziyaret ediyorlar. Petrol, altın, buğday, pirinç, yeniden petrol, altın, araya mısır ve soya, belki de yine buğday...dolaşıp duruyorlar.
Nasılsa dur diyen yok. Hedge fonlar da bu sayede para kazanmaya devam ediyorlar.
Sahi bunca krize, kredi sorununa rağmen en riskli yatırımları yapan hedge fonlardan neden hiç batan yok?