Mısır bu hafta yumuşayacak!
.
Gıdaya dayalı emtia fiyatlarındaki artışın yanında Arap ülkelerinin sattıkları malların (petrol, doğalgaz gibi) fiyatlarının düşmesi Mısır’da patlak veren olayların nedeni konusunda ipucu veriyor. Yani Arap ülkeleri nette zarar ediyor, fakirleşiyor. Kıyamet de bundan kopuyor.
Geçtiğimiz hafta günlük piyasalardan uzak kalsam da Mısır’da yaşananları yakından takip etmek zorunda hissettim kendimi. Tunus, Fas derken halk ayaklanmalarının Kuzey Afrika ve Ortadoğu’yu hareketlendirmesi finansal piyasaları etkiledi. Kısa vadede petrol fiyatlarında artış, orta ve uzun vadede gelişmekte olan ülkelerden fon çıkışı olarak bu hareketlerin “yan etkilerini” göreceğiz.
Dünkü Milliyet gazetesinde Kadri Gürsel’in yazısının ne olduğunu ve neler olacağını net bir şekilde özetlediğini düşünüyorum. Gürsel yazısında sıralamış...
“Bir: Bu, bir diktatöre karşı patlayan bir halk ayaklanması; romantiklerin sandığı gibi devrim değil ve isyanın bir devrime dönüşme potansiyeli çok az. (Lideri ve de ideolojisi olmayan bu isyanın bir devrime dönüşme ihtimali bence de düşük!)
İki: Mısır rejiminin, bu halk ayaklanmasıyla çökmeyeceği anlaşıldı... “Rejimin dramatik biçimde kendi içine çökmesinin neden olacağı bir devrimci durumda, iktidar boşluğunun İslamcılar tarafından doldurulması” şeklinde özetlenebilecek dramatik senaryonun gerçekleşme ihtimali, şimdi sıfır değilse bile çok düşük.
Üç: Geçen günler, her lidersiz ve örgütsüz harekette yol açtığı gibi bu isyanın da enerjisini tüketecek. Ama isyanın enerjisi boşa harcanmıyor; görüldüğü gibi Mısır’da değişimin harekete geçmesine neden oluyor. Artık 15 gün öncesine dönüş imkânsız. Mısır’da ve dolayısıyla Ortadoğu’da hiçbir şey eskisi gibi olmayacak.
Dört: Hüsnü Mübarek’in bundan sonra koltuğunda kalabilmesi, ancak tarihin insanlıkla dalga geçmesi olarak görülebilir. Mübarek gidecek gitmesine de hemen yarın değil. Mamafih arzuladığı biçimde Eylül’e kadar şu an sahip olduğu yetkileri ve gücü kullanarak tutunması da çok zor ve hatta olanaksız.
... Ne olup bitecekse, çerçevenin yukarıdaki dört kenar çizgisi dâhilinde cereyan edecek...”
Hafta sonu gelen haberler de bu varsayımları doğrular nitelikte. Gelen haberlere göre, Mübarek’in çaresizlik içinde 30 yıldan sonra bir ilk olarak Başkan Yardımcılığı’na atadığı Ömer Süleyman, aralarında “Müslüman Kardeşlerin” de olduğu muhalefet ile masaya oturuyor .
Çok büyük ihtimalle ilk turda bir sonuca varılmaz. Yine de görüşmelerin başlamış olması Mısır ve de finansal piyasalar adına iyi haber. Dün itibarıyla bankacılık sistemi çalışmaya başlamış. Gelen ilk bilgiler Mısır bankalarından bir “kaçış” yaşanmadığı yönünde. Ya çok daha önceden çıkan çıktı, ya da “sokaktaki adamın” bankalarda hesabı yok. İkincisi daha yüksek olasılık.
Herkesin aklında bu olayların neden şimdi başladığı sorusu var. Tunus, Fas, Yemen, Mısır, Ürdün... Arkası gelecek mi? Mısır düşerse, hiç süpheniz olmasın. Mısır’ın düşmesi ne demek? Muhaliflerin mevzi kazanması ‘Mısır düştü!’ demek için yeterli olacaktır. Arkası mutlaka gelecektir. Suudi Arabistan, emirlikler ve son durak: İran!
Ne oldu da bu olaylar başladı henüz tam olarak bir fikrim yok. Ancak yukarıdaki grafik “iyi bir sebebi” gösteriyor.
Mısır, pamuk, şeker, buğday, soya, kahve ve kakao vadeli kontratlarının ilk vade fiyatlarının toplamının 100’e bölünmesiyle oluşturduğum “AGRI paritesi” ile 19 emtiadan oluşan CRB endeksinin grafiği son “ayaklanmaların” sebebi konusunda ipuçları veriyor. AGRI; 2008 yılının Temmuz ayı başlarında 68.32 seviyesini görmüş ve bu yılın Ocak ayının 27’sinde 67.87 ile bir önceki zirvesine çok yaklaşmış.
2008 yılında benzer dönemlerde zirve gören ve içinde petrol ile doğalgazın ağırlıklı olduğu CRB endeksi henüz önceki zirvesinden çok uzaklarda. Önemli kısmı petrol veya doğalgaz ihracatçısı olan söz konusu Arap ülkelerinin sattıkları malın fiyatı düşerken, beslenmek için aldıkları malların fiyatları sürekli artıyor. Nette zarar ediyorlar, fakirleşiyorlar. Kıyamet de buradan kopuyor. Siyasi irade de bu konudaki hassasiyeti iyi yönetemeyince, aç insanlar hızla sokaklara dökülüveriyorlar.
Dolarda yükseliş sürecek mi?
Gerilimin azalmasıyla bu hafta petrol fiyatlarında ve de euroda bir parça gerileme görülecektir. Bizi yakından ilgilendiren ve Mısır’daki karışıklıklardan doğrudan etkilenen (Venezuela Petrol Bakanı’nın Süveyş kapanırsa 200 dolara çıkar dediği) Brent petrolünde 94.70-95.90 dolar seviyelerine kadar bir gerileme (kâr realizasyonu) görülecektir!
Euro/dolar paritesi her ne kadar Mısır ile doğrudan ilgili olmasa da geçtiğimiz hafta Trichet’nin enflasyona bağlı olarak bir faiz arttırımından söz edeceği beklentisiyle yükselen euro, bu hafta geçtiğimiz hafta elde ettiği kazanımların bir kısmını geri verecektir. 1.3725’in yukarı kırılmasıyla 1.3862’ye kadar yükselen ancak ECB toplantısı sonrası gerilemeye başlayan euroda bu hafta içinde 1.3480 ve hatta ardından da 1.3250 seviyelerinin görülmesi ihtimali var. Yukarıda ise 1.3925 seviyesi kritik. Şu veya bu sebeple bu seviyenin aşılması durumunda “düşük 1.40’lı seviyeler” dillere düşecektir. Mısır’daki gerilimin azalması TL üzerindeki baskıyı azaltacak, pariteye rağmen (!) dolar/TL kurlarını da bir parça geriletecektir. 1.6070 seviyesi kritik idi ve onca volatiliteye rağmen geçtiğimiz hafta bir gün hariç bu seviyenin üzerinde kapanış olmamış. Bu hafta başında 1.5830’un altına inilecek olursa 1.5540-90 seviyelerine kadar bir düzeltme görülebilir. 1.6070’in üzerindeki günlük kapanışlar yeniden 1.6350-1.6470 seviyelerinin önünü açacaktır!