Merkez Bankası’nın özerkliği tartışılmasın!
.
2001 krizi ile birlikte hayatımıza özerk kurumlar girdi. Merkez Bankası, BDDK, EPDK ve TAPDK özerk kurum örneklerinden bazıları. Bu kurumlar, koalisyon hükümetleri dönemindeki yönetim zaafiyetlerinin ya da tek parti dönemindeki keyfi uygulamalarının önüne geçebilmek adına oluşturuldular. 2001 öncesinde yönetişim konusunda yaşadığımız eksiklerin maliyeti çok fazla olmuştu.
Bakıldığında gelişmiş ülkelerin merkez bankalarının tamamı, siyasi ortoriteden ayrı, bağımsız kurumlar. Tabii ki tüm bu merkez bankaları da temel politikalar konusunda kendi hükümetleriyle işbirliği ve karşılıklı iletişim içinde faaliyetlerini sürdürüyorlar. Ancak para politikaları konusunda kendi kararlarını kendileri veriyorlar. Faiz indirilecek mi, yoksa artırılacak mı? İndirilecekse ne kadar indirilecek, tüm bu kararlar siyasi otoriteden bağımsız olarak alınıyor.
2001’den sonra bizim Merkez Bankamız da kendi para polikası kararlarını kendisi veriyordu ve düne kadar da bu durum tartışılmıyordu. En azından aleni olarak! Başbakan yüksek sesle bu konuyu tartışılır hale getirdi. “Şahsi olarak özerk kurumların faydalı olduğu kanaatinde değilim” diyerek davul bizde tokmak onlarda diyerek MB’nin özerkliğini tartışmaya açmış durumda.
Enflasyon hedefini ve temel politikaları kim belirliyor? Tabii ki hükümet. Merkez Bankası’na düşen hükümet tarafından belirlenmiş bu hedefi tutturabilmek için gerekli adımları atmak. Tutturamadığı takdirde de hükümete bunun nedenlerini anlatan “bir mektup” yazmak zorunda. Hatta enflasyon hedefi, hükümetin uygulamaları nedeniyle şaşsa bile yine de bu Merkez Bankası’nın sorumluluğunda.
Başbakan’ın arzu ettiği, kısa vadeli çıkarlar uğruna para politikalarına istediği gibi yön vermek. Gerektiğinde Merkez Bankası’nın bilançosunu kullanarak Hazine’ye kaynak “yaratmak”. Bunun başımıza geçmişte açtığı işleri ne çabuk unuttuk. Bugünkü “sıfır faiz döneminde” ya da teşvik paketlerinin havada uçuştuğu bir ortamda bu arzu anlaşılabilir, ancak işler sarpa sardığında, bir kriz çıktığında işinin ehli olmayan politikacılar krizi nasıl yönetecekler? Yine iş dönüp dolaşıp Merkez Bankası’na düşecek.
Bunun farkında olan Ekonomiden Sorumlu Devlet Bakanı Sayın Babacan derhal bir açıklama yaparak, özerkliğe vurgu yaptı ve bugün elde edilmiş başarıda Merkez Bankası’nın büyük payı olduğunu söyleyerek durumu toparlamaya çalıştı. Piyasaları artık tanıyan Sayın Babacan, piyasa katılımcılarının özerk olmayan bir Merkez Bankası’na yeterince güvenmeyeceklerini ve bunun da ileride çok ciddi maliyetlere sebep olabileceğinin farkında.
Bu tartışmanın bedelini bugün değil ama ilerde mutlaka ödeyeceğiz.