Merkez Bankası için son şans!
.
Dolar/TL 2.39’a dayanınca MB olağanüstü PPK toplantı kararı verdi. Dünkü yazımda bu ihtimalden söz etmiş ve “politik yansımalardan” dolayı beklemediği ancak 2.3550 aşılırsa 2.41’in resmin içine gireceğini ve bu seviye aşılırsa işlerin cidden sarpa sarabileceğine değinmiştim.
Sanmam ki MB bu yazıyı okuyup “olağanüstü PPK kararı alsın! Dolar 2.39’a dayanınca işlerin rengi değişeceğinden olsa gerek onlar da artık piyasanın yüksek sesle söylediklerine bir kulak vermeye karar verdiler. Son “olağan PPK” kaçırılan bir şanstı. Kredibilitenin ciddi erozyona uğramasına yol açtı.
Olağanüstü PPK ise karizmayı iyiden iyiye sarstı. Toplantının dün gece değil de bugün yapılması bence çok anlamlı değil. Bugün Başkan Başçı “Enflasyon raporunu” açıklayacak. Ne diyecek çok merak ediyorum… Akşamı bekleyin mi diyecek. Hazır bu toplantı
öncesinde “olağanüstü PPK” yapılsaydı daha bir anlamlı olmaz mıydı? MB bugün yapılacak ihalelerin nasıl sonuçlandığını mı bekleyecek? Talep var, faizler yükselmemişse ona göre genel geçer adımlar mı atacak?
Umarım öyle olmaz. Zira bu “olağanüstü PPK” MB yönetimi için ve tüm ekonomi için neredeyse son şans. Son yapılan “olağan PPK” için bunu söylemiştim MB bu fırsatı kaçırdı, maliyeti çok ama çok yüksek oldu. Sadece bizim için değil, diğer tüm gelişen ülkelere de yayılan bir “virüsün” kaynağı olduk!
Bu toplantıdan MB gerçekten radikal kararlar almalı. Umarım dün gece yerine bu gece yapılıyor olması tüm alternatifleri ortaya koymak içindir.
Peki bu PPK’dan ne gibi kararlar çıkarsa piyasalar eski döneme dönmese de “makul seviyelerini” koruyabilir:
1- Çoklu faiz yönteminden vaz geçilmeli. Tek, anlaşılabilir bir fonlama/politika faizine geçilmeli.
2- Bono bileşik faizlerinin üzerinde bir “fonlama faizi” olmalı. Son cari piyasa seviyeleri yüzde 11’lerde. Bu da 7.75’e göre 2n az 325 baz puanlık bir artış anlamına geliyor. Yapılacak bir faiz artışı yenisini gerektirmeyecek seviyede olmalı!
3- Piyasadaki döviz talebinin bir kısmı “açık pozisyondan” diğeri de kısa vadeli likidite talebinden.
Pozisyon kaynaklı baskı bir yana, likidite kaynaklı olan kısa vadeli-geçici. Bu talebi ortadan kaldırmak için dolar-TL swap işlemleri başlatılabilir. Böylelikle MB rezerv kaybetmeden piyasaya döviz likiditesi sağlamış olur.
4- Doğrudan satış yönlü müdahaleler “alanın elini yakacak” tarzda olmalı, gerekirse fonlama faiz oranları günlük olarak politika faizinin üzerine çıkmalı veya MB likidite temin etmemeli.
5- Bono piyasasındaki “likidite kurumasının” yarattığı sorunları en aza indirecek araçlar geliştirilmeli, gerekirse MB uzun vadeli ( 6 aya kadar) repo ile bu piyasanın işlemesini temin edecek araçları devreye sokmalı!
Peki ne yapmamalı?
Burası çok ama çok önemli! Piyasada konuşulan “sermaye kontrolleri” konusunda herhangi bir adım atılmamalı! Böylesi bir karar çıkacak olur ise ülkenin ekonomisi ciddi sıkıntıya girer. Böylesi bir karar her türlü ekonomik faaliyeti cendereye sokacaktır. Neredeyse 20 yılın kazanımları çöpe gidecektir.
Eminim yukarıdaki önlemlerin en azından dördü bir arada alındığı takdirde sermaye kontrollerine ihtiyaç kalmayacaktır. Eğer bu yönde bazı adımlar atılacak olur ise; bunlar küçük bile olsa; yeni endişelerin kapısını açacağından etkileri son derece olumsu ve de uzun vadeli olacaktır.
MB son bir şans daha yakaladı! Sadece “olağanüstü PPK” toplantısı kararıyla dolar/TL kurlarını 10 kuruş geriletti, diğer gelişen ülke piyasalarını da ipten aldı!
Umarım bu fırsatı bu yönetim iyi değerlendirir. Aksi takdirde hepimizin işi zor. Başarısız olurlarsa daha radikal kararalar başka koşullar altında alınmak zorunda kalacaktır ki bunu düşünmek dahi istemiyorum.