Merkez Bankası alan yarattı
.
Dün yapılan Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısından Geç Likidite Penceresi (GLP) faizinde 50 baz puanlık artış kararı çıktı. Yüzde 11.75 olan GLP faizi, yüzde 12.25’e yükseltilirken, diğer tüm faiz oranları sabit tutuldu.
Bir önceki PPK toplantısından sonra yapılan açıklamada yer alan “Kısa vadede enflasyondaki belirgin yükselişin devam edebileceği” şeklindeki ifade yerini, “Yakın dönemde risk iştahında gözlenen artış maliyet kaynaklı baskıları bir miktar sınırlasa da enflasyonun bulunduğu yüksek seviyeler fiyatlama davranışlarına dair risk oluşturmaktadır. Bu çerçevede kurul, enflasyon görünümündeki bozulmayı sınırlamak amacıyla parasal sıkılaştırmanın güçlendirilmesine karar vermiştir” ifadesine bırakmış.
Merkez Bankası’nın gerek son günlerde yurt içinde ve yurt dışındaki toplantılarda verdiği sıkı para politikasının korunacağı önündeki mesajları destekler bir adım atılmış durumda. Bu adımla TCMB kendi hareket alanını 15 Haziran’da yapılacak bir sonraki toplantıya kadar genişletmeyi amaçlamış görünüyor. Yüzde 11.50’ye dayanmış olan “ağırlıklı fonlama faizi” ya da benim deyişimle “işgören faiz” oranı TCMB’ye olası bir ani döviz yükselişine karşı fazla bir hareket alanı bırakmıyordu.
Aylık mevduat faizlerinin yüzde 14’lere dayandığı bir ortamda atılan bu adım gereken hallerde işgören faizin yüzde 12’ye kadar yükseltilmesine olanak tanıyabilecek.
Hafta başındaki yazımda bu “ucube para politikasından” vazgeçilip;“işgören faizin” politika faizi haline getirilip, GLP oranlarının cezai niteliğe yeniden kavuşturulması gerektiğine değinmiştim. Böylesi bir hamle, TCMB’ye ciddi bir kredibilite kazandıracaktı, yapıl(a)madı.
50 baz puanlık artış tam anlamıyla ‘yetmez ama evet’ etkisi yarattı.
Önümüzdeki günlerde marjinal fonlama faizi ile GLP faizinin hangisinin ağırlıklı olarak kullanılacağı piyasalara ipucu verecek.