Şampiy10
Magazin
Gündem

“Kur sepeti” ne diyor?

.

ABONE OL
Vatan Haber

Nihayet euro/dolar paritesinde 1.50 psikolojik seviyesi son iki günde geçildi. Bir önceki kritik seviye 1.4925-1.4965 bandıydı.

Artık kimse nedenini niçini tartışmıyor bile. Sıfır faiz politikası ve “parasal kolaylık” politikaları doları bu hale getirdi. Mart başında 1.25 seviyelerindeydi parite. Eski tabiriyle bakıldığında dolar, 6 ay gibi bir süre içinde euro karşısında “yüzde 20 devalüe oldu”.

Hafta başında paritenin 1.50’nin üzerine geçmemesi için adeta özel bir çaba gösterildi. Belli ki önemli opsiyonlar vardı bu seviyede. 1.50 ve 1.5050 seviyelerinde büyük miktarda opsiyonların olduğu konuşuluyordu. Kritik seviye geçilince hem opsiyonlar hayata geçti, hem de stop loss (zarar durdurma) emirleri çalışmaya başlanınca 1.5047’ye kadar çıkıldı. Volatilite bir anda arttı.

1.50’nin üzerinde kısa bir süre kalınması şimdilik “boğa tuzağı” (yükseliş meraklılarını heyacanlandırıp, yeni pozisyon alınması ya da var olan pozisyonlardaki kâr realizasyonlarından vaz geçmelerinin sağlanması) izlenimini veriyor. Sırf opsiyonları ve stop loss’ları çalıştırmak için geçilmişcesine bir hareket gibi duruyor.

1.50’nin kararlı bir şekilde geçildiği ancak bugünkü kapanışın da 1.50’nin üzerinde olmasıyla kesinlik kazanacak. Bu nedenle bugünkü kapanış önemli. Bugünkü 1.4925’in altındaki bir kapanış ise “boğa tuzağı” fikrini güçlendirecek.

Türk piyasalarını asıl ilgilendiren konu TL’nin bu hareketlere karşı olan “reaksiyonu”. Dolar, euro karşısında değer kaybettiğinde, diğer gelişmekte olan ülke para birimleri gibi TL de “sükunetini” korudu. TL, dolar karşısında 1.4450-1.4650 bandının dışına çıkmamaya özen gösterdi. Dolar karşısında yatay seyir aslında tahterevallinin dengesini bozuyor. Zira dolar/TL sabit kalırken yükselen euro/TL kurları sepet bazında TL’nin değer kaybetmesi anlamına geliyor.

Bu durum “1 dolar+1 euro”dan oluşan sepette daha net görülebiliyor. Uzun vadeli ve temel bir dönüşümden çok, önümüzdeki birkaç ay için ipuçları veren bir durum bu. MB’nin faiz indirimlerinde düşüşün sonuna yaklaşıyor olması, artan borçlanma ihtiyacı ve en nihayetinde yine bir başka bahara ertelenen IMF anlaşması TL’nin daha fazla değer kazanmasının önündeki engeller.

Diğer yandan Brezilya’nın faizleri sabit tutması ve sıcak paranın sermaye kazançlarına yüzde 2 vergi getiriyor olması real üzerinde bir baskı oluşturuyor. Gelişmekte olan ülkelerdeki “bileşik kaplar” bizi de etkiliyor. Oradaki bir tedirginlik bizi de etkiliyor.

Son olarak da borsalarda “beklenen” kâr realizasyonun yaşanması durumunda kapanacak pozisyonlar “carry trade - ucuz fonlama” parası haline gelen dolara talep getirebilir. Bu düşünceler her ne kadar kurları arttırmıyor olsa da en azından düşüşleri sınırlamış durumda.

Dolar/TL kurlarında şimdilik 1.4650 “ortalama” seviyesi korunuyor. Ancak bu seviye paritenin “sepet”teki karşılığı (pariteden dolayı) yükseliyor. 15 Ekim günü dolar/TL 1.4450 seviyesindeyken sepet 3.60 seviyelerindeydi. Dün dolar 1.4675’e yükselmesine karşın sepet 3.6760’a yükseldi. Dolar kurları yüzde 1.55 yükselmişken, sepet 2.11 yükselmiş.

Eğer terazi doğru çalışıyor olsaydı, sepetteki artış da dolardakine benzer olacaktı. Ama olmadı. Bu da kurlardaki baharın; yıl sonuna yaklaştıkça; yavaş yavaş sona erdiğini söylüyor.

Yazarın Diğer Yazıları

  1. Borsalar toparlanır mı?
  2. Merkez Bankası beklemeli mi?
  3. Brunson rallisi yaşanacak mı?
  4. ABD tahvilleri bizi nasıl etkiler?
  5. Papatya falı gibi...
  6. Enflasyon kritik
  7. YEPyeni hedefleri 12’den vurur mu?
  8. Yeni OVP piyasaya güven verecek mi?
  9. Faizi dengeleyici adım geldi
  10. Merkez ne yaparsa Dolar/TL ne olur?

© Copyright 2024

Gazete Vatan Gazetecilik ve Matbaacılık A.Ş.