Kargaşa sürecek mi?
.
Gelişmekte olan ülkeler yine birbiri üzerine devrildiler. Doğu Avrupa ülkeleri not düşürülmesi tehditi ile, Rusya ve bizim de dahil olduğumuz diğer ülkeler de bunları takip ederek gerildiler. Ruble, koruna, zloty ve forintte dolar karşısında “yeni zirveler” görürlürken, borsalarda ciddi satışlar görüldü.
Düşüşlerde; önceki gün doğu Avrupa ülkelerine en büyük krediyi Avusturya bankalarının açtığı ve AB bölgesinin bu nedenle yeni sorunlar yaşayabileceğinin de etkisi oldu.
Avusturya; Polonya, Macaristan ve Çek Cumhuriyeti’nde; başta konut finansmanı olmak üzere, önemli krediler sağlamış durumda. Son krizle bu ülkelerde hem konut piyasası, hem de reel sektörün başı belâya girdi. Bu durum; dönüp dolaşıp Avusturya bankalarını dolayısıyla da euroyu vuruyor!
Yine de en büyük etki, bir günlük tatil sonrasında açılan ABD piyasalarındaki satışlara aitti. ABD borsalarının vadeli kontratlarındaki hızlı düşüşler bizim piyasalarımızı da bozdu.
Gelelim bundan sonrasına; yani “haplara”...
ABD borsalarında “yeni dibin” görülmesi Mart başından önce olacak gibi. Dow Jones’ta uzun zamandan beri sözünü ettiğim 6,850-7,200 bandına çok az kaldı. Ha keza S&P 500’de de 700 seviyesine...
Paritedeki gerilim piyasalardaki sorunları neredeyse birebir yansıtıyor. Doların bu kadar hızlı değer kazanması için sağlam sebepler olmasa da; euro bölgesinden gelen haberler, doların öne çıkmasına neden oluyor. Bu seferki harekette de mesele doların gücü değil, euronun zaafiyeti.
Teknik olarak paritede Salı günü kritik destekler kırıldı. 1.2680’in altına inilmesi; önce 1.2440 ardından da bir önceki dip olan 1.2330 seviyelerini resmin içine sokacaktır. Sonrasında ise 1.2175 ve hatta 1.20 psikolojik seviyeye doğru bir hareket olabilir. Bu seviyeler bu hafta olmasa da önümüzdeki hafta gündeme gelebilir.
Dolar/TL kurlarında da diğer gelişmekte olan ülkelerde yaşananların etkisiyle dün 1.6750’nin üzerine çıkıldı. Bu seviye bir süredir “korunuyordu” ancak kapanış bazında da aşıldı. Doğu Avrupa paralarına; rand ve realin, hatta Kore wonunun da eşlik etmesiyle TL kurlarındaki baskı da arttı. Kritik desteğin aşılması 1.75’lere kadar yaşanabilecek bir yükselişin “önünü açmış” oldu!
Bono cephesi aslında en “sakin” olan piyasa. Yarın yapılacak PPK’dan çıkacak “indirim(!)” kararı bekleniyor. Bono pozisyonu taşıyanlar 50 mi, yoksa 100 baz puan mı indirim geleceğini tartışıyorlar. Bence 50 baz puan ihtimali yüksek. Ancak kurların 1.75’lere doğru yükselmesi durumunda; değil 100, 50 baz puanlık bir indirim bile hayal olabilir.
PPK’nın faiz indirimi de tehlikeye girerse; gösterge bononun bileşik faizleri yüzde 15.85’e hatta bu seviyenin aşılması durumunda 16.50’ye kadar çıkabilir. Bunun üzerindeyse asıl hedef 17.50-17.80 bölgesi.
Altın; bu kargaşadan en fazla faydalanan oldu. Bu yazı yazıldığı sıralarda 974 dolara kadar çıkan altın yeni zirve görecek şekilde 1.055’e doğru hareketine devam ediyor.
Borsalardaki yeni dip; altında yeni zirve anlamına gelecektir.