Kalıcı çözüme doğru-RTC
.
Dün ABD’nin borsaları adeta “ipten” alan, “sorunlu varlıkları” kapsayacak yeni bir formül üzerinde çalıştığı konuşulmaya başlandı. Çözüm 1980’lerdeki tasarruf ve kredi krizi sırasında kurulan “Resolution Trust Company (RTC)-‘Çözümleme Şirketi’nin bir benzeri. Bankaların ve finansal kurumların bilançolarının aktifinde yer alan “Tahsili Gecikmiş Alacaklar (TGA)-Non Performing Loan (NPL)”ler belirlenen bir değer üzerinden kurulacak bu şirkete devrediliyor. Devre esas olacak “fiyat” genellikle müzakereler sonucunda belirleniyor ki genellikle devreden kurumu koruyacak seviyede olur.
Sermayesine gelince, büyük oranda devlet tarafından konulacaktır. Yine de sistem içindeki sorunlu olan ya da olmayan tüm taraflar, ama az ama çok bir sermaye katkısında bulunacaktır.
RTC veya benzerleri daha önceleri Amerika’da 1933, 1985 ve 1990’da kurulmuş. Bu emlak balonu ve arkasından gelen “çöküş” görüldüğü gibi yeni değil. Ama nedense hep olur. Aslında benzer bir yapı 2001 krizi sonrasında bizde de TMSF nezdinde de fiili olarak oluşturulmuştu. TMSF, çözümlemelerin bir kısmını kendi yaptı, bir kısmını da “varlık satışları” yoluyla özel sektöre devretti.
Böylesi bir yapı kurulması piyasaların neden hoşuna gittiğine gelince... Çözüm uzun vadeye yönelik. Yeni RTC, sorunlu ya da tahsili gecikmiş olan aktifleri bir daha geri dönmemek üzere bankalardan ve finans kurumlarından alıyor. Kendi bünyesinde yapabildiği çözümlemeyi (tahsilatı) yapıyor, yapamadığını zarara atıyor.
Böylesi bir uzun vadeye yönelik planın bazı avantajları var:
1- Piyasalardaki “zombi” korkusunu sona erdirecek zarar/ziyan tespiti sonunda nihayet yapılabilecek. Sorunlu aktiflerinden kurtulmak isteyenler bunları RTC’ye devredince, RTC’nin almak zorunda kaldıklarının alt toplamı sistemdeki zarar/hasar toplamını ortaya çıkaracaktır.
2- Zararın ileriye ertelenmesi. Bilançolardaki bugünkü zarar azaltılarak toplam zararın bir kısmı ileriye ertelenecek. Böylelikle hasar daha az “görünecek”. Bilanço makyajları kolay olacak.
3- Piyasalar ani arz verilmesinin önüne geçildiği için fiyatlarda (özellikle konut) sert düşüşler olmayabiliyor. Bu da zararı azaltıcı bir unsur.
Az fayda mı?
Bu “kemiğin” kokusunu alan piyasalardaki olumsuz hava dün akşam bir anda unutuldu.