İran’la nükleer anlaşma piyasaları nasıl etkiler?
.
Umudun kaynağı İran ile P5+1 arasında yapılan müzakerelerin bir anlaşmayla sonuçlanması. Teknik olarak İran 6 ay boyunca bir “denetim” altında olacak. Ancak iktidara gelmesinin 100. gününden önce “batı” ile bir anlaşma yapmayı göze alan ve başaran Ruhani yönetiminin bu süre içinde bir hata yapacağını sanmam.
Benim dikkatimi çeken, yaptırımların (henüz) gevşemeyecek olması ancak İran’ın altın ticareti, otomotiv ve rafineri konularında eli biraz rahatlatılacak, petrol gelirlerinden 4.5 milyar dolar kullanılabilir hale getirilecek ancak fiziki petrol ihracatı şimdilik artmayacak. Buna karşın İran uranyum zenginleştirmeyi yüzde 5’te sınırlayacak ve nükleer enerji tesislerini denetime açarken, Arak tesisinin faaliyetlerini durduracak.
Bakıldığında İran’a uygulanan yaptırımlar işe yaramışa benziyor. İran temel konularda işbirliğine yanaştı. Ancak varılan anlaşma İran’ın dış politikadaki önemli başarılarından birisi olarak kayda geçecek. İsrail’in karşı çıkması, Suudi Arabistan ve Katar’ın acilen toplanması, hepsinden önemlisi İran’ın belli ölçüde de olsa nükleer güce kavuşmayı başarması İran adına kazanım olarak görülebilir.
“İmzanın” bizi ilgilendiren yanına gelecek olursak, son zamanlarda İran’ın “sessiz ticari partnerlerinden” biri olan Türkiye için altın ve petrol konularındaki esneklikler bizim için iyi haber. Diğer yandan İran’ın küresel sisteme entegre olmaya başlaması da iyi haber. Ancak İran’ın küresel finansal sistem ile entegrasyonunda henüz bir gevşeme olmaması işimizi zorlaştıracak. Altı ay sonrasında bunlar da esner ise bize olan katkıları daha da artacaktır. İran’ın petrol ihracatında elinin biraz da olsa rahatlaması küresel petrol fiyatlarını düşürücü etki yapacaktır ki bu da bizim açımızdan iyi haber.
Anlaşmada izleyici kaldık
Diğer yandan tüm bu görüşmelerde bizim sadece “izleyici” olmamızı ilerisi için çok da iyi bir haber olarak değerlendirmek hayli zor. Bölgede İran’ın elini güçlendiren bir hamle oldu bu! Uzun vadede bölgede bizi zorlayacak bir adım bu.
Yine de piyasalar büyük olasılıkla kısa vadedeki “olumlulukları” satın alacaklardır.
Geçen haftanın bence İran’dan sonraki en önemli gelişmesi S&P’nin Türkiye’nin notu konusundaki açıklamalarıydı. Piyasa “bardağın dolu tarafına” bakmayı tercih etti ve “not artışı” konusundaki yorumları öne çıkararak yükseldi. Ben ise “bardağın boş tarafına” bakmayı tercih ettim.
S&P’nin yorumu yıllık “olağan” bir gözden geçirme. Ancak yapılan yorumların pozitif taraflarının hayata geçmesi zor ike, olumsuzluk içeren taraflarının hayata geçmesi işten bile değil! O nedenle geçen haftaki yorumları bir “erken uyarı” olarak kayda geçirmekte fayda var!
Şişman bonuslar hesaplara yatacak!
İRAN ile “anlaşma” meselesi zaten keyfi yerinde olan küresel piyasaları yılbaşına biraz daha yaklaştıracaktır. Bu hafta bazı hedge fonlar için “yılsonu”. Onlar hafta sonuna kârlarını realize edecek olurlarsa 16 bin eşiğini aşmayı başaran Dow Jones biraz zorlanabilir. Her ne kadar ABD endeksleri ve Alman DAX Endeksi “aşırı alım” bölgesinde olsa da yıl sonunu “zaferle kapatma çabası halen daha tüm gücüyle sürüyor. Bu haftayı da “batı” endeksleri yükselişle kapatmayı başarırsa Dow Jones Endeksi’nde 16.800 seviyesi yeni “hedef” olacak gibi. Her ne kadar bu olasılığı düşük görmeye devam ediyor olsam da Fed’i “daraltmaya” yöneltecek bir veri gelmeden piyasalar hedeflerinden vazgeçecek gibi görünmüyorlar. Ne de olsa yıl böyle kapanırsa “şişman bonuslar” hesaplara yatacak!
Türkiye’ye yansıması pozitif olacak
Bizim piyasalarımız da İran “anlaşmasından” normal şartlar altında pozitif etkilenmesi gerek. Ancak dış politikada “etkimizin” giderek azalması bu durumun piyasalara yansımasını sınırlayabilir. Hafta başında piyasalar bu anlaşmayı; özellikle de “petrol fyatları düşecek” bahanesiyle; abartılı olarak fiyatlayacak olurlarsa onlara çok da fazla inanmayın! Bir boşluk oluşursa çok geçmeden de kapanacağını unutmayın! Geçtiğimiz haftayı 75.638 ile 75.501’den geçen 50 günlük basit hareketli ortalamasının üzerinde kapatmayı başaran; ancak geride iki tane önemli “boşluk” bırakmış olan BIST 100’de bu hafta içinde 76.700 seviyesinin görülmesi olasılığı hiç de az değil.
Üzerine çıkılır mı?
Son günlerde sürekli yeni rekorlar kıran ABD endeksleri yükselmeye devam edecek olursa neden olmasın? Bu durumda yıl sonuna kadar olan sürede 78.868 ile 78.525 arasındaki boşluğu doldurmaya yönelik bir çaba görebiliriz. Ancak bu çabayı fırsat bilenler ağır basacak olursa bu sefer de öncelikle 74.679 ile 75.002 arasındaki “boşluğu” kapatacak bir çabaya şahit olabiliriz. Ancak bunun piyasaların “Noel Baba Rallisi” arzularına çok da ket vuracağını sanmam!
İran ile yapılan anlaşma petrol için iyi olduğu kadar, altın için kötü bir haber! Ayrıntılara hafta içinde değineceğim.