IMF anlaşması ne getirecek, ne götürecek?
.
Başbakan Erdoğan dün bir basın toplantısında “IMF ile olan görüşmeler büyük ölçüde şu anda aşılmış noktada. Bu konuyla ilgili olarak, artık gün, hafta... Bu iş burada çözülecektir diye düşünüyorum ve arkadaşlardan cevap bekliyorum” demiş.
Tam da bu günlerde bir grup “Neden işsizlik yüzde 16’ya, küçülme yüzde 6’ya, üretim ve ihracatta yüzde 30’ları aşan dramatik düşüşlere varmadan bu anlaşma neden imzalanmadı?” diye soruyor. “Madem bu haltı yiyecektik, neden şimdiye kadar direndik?” diyorlar.
Diğer bir grup ise “Bizim bilmediğimiz bir felaket mi geliyor da hükümet bir anda rotayı IMF’ye çevirdi?” diye soruyor. Açılımlardaki başarısızlıklar mı, ister erken ister normal olsun seçim sath-ı mahaline girilmiş olması mı bunda etkili bilinmez ancak son zamanlarda piyasalarda konuşulan, Başbakan’ın bazı konularda ‘nihayet’ ikna olduğu... Bir IMF anlaşmasıyla, Orta Vadeli Program’da (OVP) açıklanmış olan 2010 yılı yüzde 3.5 ve 2011 yılı yüzde 4 olan büyüme hedeflerinin yüzde 1-1.5 arasında iyileştirilebileceğine Başbakan’ın artık kanaat getirmiş olması anlaşmanın önünü açmış görünüyor.
Acaba Başbakan’ın hesabı seçime kadar IMF’nin parasıyla büyümeyi ‘sıçratmak’ ve bu sayede de son günlerde sıkça söz edilmeye başlanan oy kaybını telafi etmek mi? Göreceğiz...
“IMF bizim şartlarımızı kabul etti de, biz ondan sonra anlaşmayı imzaldık” diye halka anlatılacak olsa da IMF’nin G-20 tarafından küresel kriz sonrası kendisine verilmiş olan “ufak tefek (!) sorunlu ülkeleri ayak altından çekme” misyonu gereği anlaşmaya çoktan hazır olduğu da bilinen bir gerçek.
Peki bize ne getirecek bu anlaşma derseniz?
Devlet Bakanı Aİl Babacan’ın da dile getirdiği üzere iki yıllık bir anlaşma (büyük ihtimalle ihtiyari stand-by) ile 15-25 milyar dolarlık bir kaynak gelmesi muhtemel. 750 milyar dolarlık bir ekonomiye sahip Türkiye için bu kadar ‘cüzi’ bir kaynağın parasal öneminden çok sağlayacağı kredibilite önemli. Bu sayede hem daha ucuz, hem de daha uzun vadeli borçlanabileceğiz.
Doğrudan yatırım ya da portföy yatırımlarının artması; ki araya yepyeni not artışları da girecek olursa rakamlar çok daha fazla artacaktır; kurları aşağı çekecektir. Böylelikle enflasyon konusunda Merkez Bankası’nın pek fazla bir sorunu kalmayacaktır. 2010 yılı için faizleri düşür(e)mese bile daha uzun süre cari seviyelerde tutabilecektir. Dolar/TL kurunun ilk aşamada 1.4250’ye kadar gerilemesi mümkün görünüyor.
Anlaşmanın istenen etkiyi yaratabilmesi için IMF’den gelecek kaynağın Merkez Bankası yerine Hazine’ye girmesi gerekir. Böylelikle yüzde 99.5 olarak planlanan iç borç çevrilme oranı yüzde 90’ların altına çekilebilecek, buradan serbest bırakılan likidite ile bankacılık sistemi reel ekonomiye kaynak aktarabilecektir. Bir yandan Hazine; faizler daha fazla yükselmeden cari seviyelerden borçlanırken, özel sektör de cazip koşullarda finansman sağlayabilecektir.
Anlaşma bütçenin giderler tarafına disiplin getirirken, artan gümrük vergileri ve olumlu beklentiler sayesinde vergi tahsilatlarındaki artışlarla gelir tarafında da rahatlayacaktır.
’Hiç mi olumsuz tarafı yok bu anlaşmanın?’ diyebilirsiniz.
Politik olarak IMF’ye yine muhtaç olmanın aczini bir yana bırakırsak, ilk aşamada kurlardaki gerileme 2005-2007 dönemindeki gibi artan ithalat/düşen ihracat sarmalına geri döneceğiz. Üstelik en önemli ihracat pazarımız olan Avrupa’da yüzde 0.7’lik bir büyüme beklentisinin olduğu bir zamanda... Başta tekstil olmak üzere, ihracatçı sektörlerimiz rekabette sorun yaşamaya devam edecekler, ek istihdam yaratmakta zorlanacaklar gibi görünüyor. Artan cari açık, kurlara yükseliş olarak yansımakta gecikecek!
Nihayetinde yapılacak anlaşmanın bana göre tek bir faydası olacak: Finansal piyasalar beklenti gerçekleştiği için kârlarını realize edeceğinden gerilerken, ucuz/kolay finansmanla kendini toparlayacak reel ekonomi aradaki farkı kapatacaktır.
Hayatla sanal nihayet buluşabilecek!
Peki bu habere rağmen dün borsa neden geriledi derseniz?
- Anlaşma yapılmasını gerektirecek ciddi bir risk mi var?
- Halen daha iş lâfta, net bir gün verilmiş değil.
- IMF teknik heyeti çağrılmış değil,
- IMF bitti, not artışı bitti... Neyi alacak borsalar?