G-20 duysa iyi olacak!
.
2 Nisan’da G-20 ülkelerinin liderleri küresel mali krizi görüşmek ve “çözümler üretmek üzere” Londra’da toplanacaklar. Maliye bakanlarının geçtiğimiz hafta sonu yaptığı toplantıdan sonra bir kez daha ortaya çıktı ki ABD ile AB krizin çözümü konusunda mutabakata varamıyorlar. Bu da G-20’den; uygulanabilir, ayakları sağlam yere basan öneriler gelmesi ihtimalini azaltıyor. Yine de birileri duyar, ya da zirveye iletir umuduyla naçizane bazı önerilerde bulunmak niyetindeyim. Bana göre hızla atılması gereken adımlar:
1 - Güven kaybı onarılmalı!
Kim kime güvenebileceğini bilemiyor! Yeni bir Japonya “skandalı” yaşanmadan; sadece ABD değil, G-7’lerin tamamında finansal kurumlar “stres testine” tabii tutulmalı! Ölü olanların taşınmasından derhal vazgeçilmeli. “Tamir edilebilecekler” belirlenmeli, onarılamayacak durumda olanlar da sistemden derhal çıkarılmalı.
Devletleştirme bir tercih haline gelmiş ise bunda da geç kalınmamalı. “Sağlam” olanlar da dahil olmak üzere, tüm bankacılık sistemindeki toksik varlıklar; 2001’de bizim kullandığımız TMSF benzeri bir yapı ile sistemden çıkarılmalı. Bu bankalardaki eski yöneticiler, derhal özel sektörden gelen ve dikkatli seçilmiş yöneticilerle değiştirilmeli, devlet de günlük işlere müdahaleci olmamalı.
Bunları yaptıktan sonra sadece mevduat değil tüm pasiflere tam garanti getirilsin.
Ve bunların hepsi bir seferde yapılsın!
2- Finansal Birleşmiş Milletler...
IMF ve Dünya Bankası’nın yerini alacak; önaktif davranabilecek, daha fazla yaptırım erkine sahip bir Finansal Birleşmiş Milletler (FBM) kurulmalı.
FBM küresel dünyada:
* Ülkeler arasındaki finansal koşulların yeknesaklaşması,
* Ülkeler arasında kural farklılıklarından kaynaklanan arbitrajların ortadan kaldırılması
* Gerektiğinde yaptırımların uygulanması,
* Zamanı geldiğinde Dünya Ticaret Örgütü’nü de (WTO) içine alacak bir yapının oluşturulmasını hedeflemelidir.
3- Krizin hemen sonrasında ortaya çıkacak “oligopolistik”, hatta “monopolistik” finansal kurumların, oluşması engellenmelidir. Sermaye yeterlilik rasyolarına global sınırlar getirilmeli, her türlü finansal ürünün temel sermaye gereksinimleri (türevler de dahil olmak üzere) saptanmalı!
4- “Küreselleşme” sonrasında gelen kriz, korumacılığı hortlatmasın. Yerelleşmeye yönelindiği takdirde ülkeler arasındaki dengesizlikler daha da artacaktır. Bu dengesizliklerin; işsizlik, ardından da sosyal patlamalara yol açması kaçınılmazdır.
Fransa, Yunanistan ve Çin’de yaşanan olayların diğer ülkelere “sirayet etmesi” hatta bir süre sonra “salgına” dönüşmesi ihtimali de öngörülmeli.
Umarım G-20’de “birinci-ikinci lig” ya da ABD-AB kamplaşmaları bir yana bırakılır ve atılması gereken adımlar bir an evvel saptanır ve hayata geçirilecek kararlılık ortaya konur. Aksi takdirde G-20 zirvesi yine “fare doğurursa” tüm piyasaların bir anda kafası karışacaktır. G-20’ler umarım bunun da maliyetini düşünürler.