G-20’de ABD-AB kavgasına devam!
.
İskoçya’da bir araya gelen “dünyanın yeni yönetim kurulu” G-20’nin maliye bakanlarının toplantısında ABD ile AB arasındaki anlaşmazlık bir kez daha ortaya çıkmış. İngiltere Başbakanı Gordon Brown’un finansal piyasalardaki işlemler üzerinden; Tobin Vergisi olarak anılan; vergi alınması önerisine Geithner “Böyle bir şeyi desteklemeye hazır olmadıkları” gerekçesiyle reddetmiş!
Değil kabul etmek, orta yol için herhangi bir öneri yapsa şaşırtıcı olurdu.
AB cephesinde daha önceki toplantılarda Fransa ve Almanya’nın dile getirdiği daha fazla düzenleme önerisi de ABD (ve de İngiltere!) tarafından destek bulmamıştı. Krizin çözümü konusunda Anglo Sakson dünyanın bu denli farklı bakış açılarına sahip olması aslında radikal çözümü geciktirici bir unsur.
Kıta Avrupa’sı daha “fazla” kontrol derken, ABD ve ekürüleri (Kanada ve İngiltere) daha “az” kontrol diyorlar. Teşviklerin sürdürülmesi konusunda da anlaşmazlık var. IMF ile birlikte ABD, Japonya ve Almanya bütçe açıkları nedeniyle teşviklerin sona erdirilmesini savunurken, İngiltere ve Fransa ise teşviklerin işe yaradığından tam emin olduktan sonra sona erdirilmesinden yana. Teşvik paketleri için borçlanmış olan hükümetlerden İngiltere Tobin Vergisi ya da benzer uygulamalardan medet umarken, ABD toparlanan ekonomi sayesinde verdiği paraları geri almayı “umuyor”. G-20’nin “ağır topları” aralarında anlaşamazken nasıl olacak da “küre” konusunda mutabakata varılacak ve kriz çözülecek? Oldukça zor olacak! Sırf bu sebeple krizde ikinci dalga tartışılıyor, sırf bu sebeple işsizlikle ilgili bir türlü olumlu gelişmler olmuyor, olamıyor.
İşsizlik rekorda ama bahane aynı!
EKİM’DE 190 bin kişi daha işini kaybetmiş ABD’de... Beklenti 175 bin kişi ile sınırlı kalmasıydı, ol(a)mamış. İşsizlik oranı yüzde 9.9 beklenirken 10.2 gerçekleşmiş. Piyasaların tabii ki keyfi kaçtı. Ancak yaralarına tuz bastılar ve bu rakamı da olabildiğince iyiye yordular. “Alışılagelen mazeret” yine dillerdeydi: “En kötüyü görmüş olabiliriz”. Yorumu yapanlar da söylediklerine pek inanamıyorlar. En kötüsünü gördük! Bile diyemiyorlar.
“Hormonlu büyümelerin” sürdürülebilir olması hayli zor. Ekonomideki kalıcı toparlanmanın izlerini ancak işsizlikteki iyileşmelerde görebileceğiz. Bu konuda henüz ne ABD’de ne de Türkiye’de olumlu gelişme yok. Ne zaman ki işsizlikte ciddi sayılabilecek gelişmeler görülecek ancak o zaman piyasalardaki toparlanmanın kalıcı olduğuna inanılacak.
Altında yükseliş sürecek mi?
GELELİM bu haftanın beklentilerine...
Bu hafta daha “sakin” veriler var. 12 Kasım’da ABD’de işsizlik başvurularıyla (Beklenti: 510 bin kişi), AB Bölgesi Eylül ayı sanayi üretimi (Beklenti: % 0.4 artış) verileri var. Cuma günü de ABD’den Michigan Üniversitesi Tüketici Güven Endeksi (Beklenti: 71) açıklanacak.
Bu verilere kadar haftanın ilk bir-iki gününde piyasalarda yukarı gitme isteği görebiliriz. Ancak bu çabaları destekleyecek veriler gelmediği takdirde (hatta gelse bile! ) piyasalarda yeniden düşüşler yaşanabilir.
ABD’de Dow Jones Endeksi’ndeki kararsız seyir devam ediyor. S&P 500 Endeksi hisse senedi piyasaları açısından daha sağlıklı bilgiler veriyor. Bu hafta içinde 1.080 (+/- 5) seviyesinin kararlı bir şekilde üzerine geçilmediği takdirde, yeniden 1.000 seviyesine doğru bir geri çekilme yaşanacaktır.
Altında geçtiğimiz hafta 1101.30 ile tarihi zirve görüldü. Bu hafta içinde 1.110 seviyesi test edilebilir. Ancak yorulma emareleri var. Zira her türlü piyasa hareketinden “bağımsız” hareket eden altının bir süre sonra diğerlerine katılması kaçınılmaz!
İMKB 100’de de haftanın ilk günlerinde 48.400 (+/- 350) puan seviyeleri test edilse de bu seviyelerin korunması hayli zor olacaktır.
Sonrasında son günlerdeki satış havasının devam etmesi ve İMKB 100’ün 45.000 seviyesini bu hafta ya da önümüzdeki hafta başında test etmesi söz konusu!