Fındık pazarında fiyat sorunu nasıl çözülür?
.
Borsa İstanbul bünyesindeki Vadeli İşlemler Borsası’nda ‘Vadeli Fındık Kontratı’ oluşturulursa fındığın fiyatı dünya üretiminin % 70’ini yapan Türkiye’de belirlenebilir.
Uzun yıllar boyunca fındık ve finansal piyasalarla uğraşmış olan Nasrullah Ayan bir yazısında “Fındık, Türkiye’nin petrolüdür” diyor. Yıllık 2 milyar döviz girdisi sağladığı hesaplanan fındık, son günlerde İtalyan çikolata devi Ferrero’nun, Türkiye’nin en büyük fındık ihracatçılarından biri olan Oltan Gıda’yı satın alması ile kamuoyunun gündemine geldi.
Fındıkta hasat mevsimi yaklaşıyor. Don ve ardından gelen küf hastalığı nedeniyle düşen rekolte sonrasında iç fındığın kilo fiyatı 5 dolar seviyesinden 11 dolara kadar yükselmiş. Dünya fındık üretiminin yüzde 70’ini yapan Türkiye fındık fiyatında ne yazık ki söz sahibi değil. Bir dönem Fiskobirlik ile denenen kooperatifleşme çabası da yurt dışı alıcıların “fiyat yapıcı” haline gelmeleri, politikacıların uzun vadeli bir fındık stratejisi oluşturamamaları ve Fiskobirlik’i “arka bahçeleri” gibi görerek politikaya alet etmeleri neticesinde başarısızlığa uğramış durumda.
8 milyon kişinin doğrudan veya dolaylı olarak fındıktan geçindiği söyleniyor. Fındıkta ulusal bir strateji oluşturul(a)madığından bu insanların emeklerinin kaderi son gelişmelerle “az sayıda alıcının” (oligopsony) eline geçmiş görünüyor. Durum son şirket alışından önce de pek farklı değildi ama fiili durum artık “resmileşmiş” durumda.
Katma değerli üretim
Ben ne Karadenizliyim, ne de fındık uzmanıyım. Evet, bir köylü geçmişim var ama Ege’den. Yine de fındık konusundaki araştırmalarımla söyleyebilecek birkaç sözüm, önerim olduğunu düşünüyorum. Bunlardan ilki; madem fındık bizim petrolümüz, bunu daha da geliştirmemizin önünde bir engel olmasa gerek. Yine Ayan’dan edindiğim bilgiye göre, fındığın 5 yıl dayanabildiği 2000’li yılların başında “fark edilmiş”! Fındık üzerine araştırmaları yürüten ve birçok değişimden sonra “Fındık Araştırma İstasyonu Müdürlüğü” adını alan kurumun, tarım bakanlığı desteğiyle bir üniversiteye bağlanarak; daha fazla bilimsel çalışma yapması, fındığın ekonomik değerinin ve “katma değerli” üretiminin arttırılması sağlanabilir.
Asıl önerim ise Borsa İstanbul nezdindeki Vadeli İşlemler ve Opsiyon Borsası’nda (VIOP) “Vadeli Fındık Kontratının” oluşturulması. Bu iş işin gerekli teknolojik ve finansal piyasa alt yapısına sahibiz. Böylesi bir kontrat için en önemli unsur olan lisanslı depoculuk da fındıkta hayata geçmiş durumda . Ancak Dünya Gazetesi’nin 28 Ocak tarihli haberine göre Ünye ve Düzce’deki iki lisanslı depo faaliyetlerini durduruyormuş. Bu kontrat sayesinde yeniden çalıştırılabilirler.
Böylesi bir kontrat hayata geçecek olursa:
- Fındığın fiyatı; dünyanın fındığının yüzde 70’in üreten ülkede belirlenir!
- Üreticiler; en azından hali vakti yerinde olanlar; ürünlerini hasat eder etmez “az sayıdaki alıcıya” kaptırmazlar!
- Lisanslı depoculuk yeniden faaliyete geçer ve atıl değerler yeniden ekonomiye kazandırılır!
- Yine lisanslı depoculuk sayesinde ürününü bu depolara koyan üreticiler, bu ürünlerini teminat olarak kullanarak gerektiğinde kısa süreli kredi, finansman ihtiyaçlarını karşılayabilir!
- Fiyat, açık ve şeffaf bir ortamda belirlendiğinden hem üreticiler, hem de fındığı hammadde olarak kullananlar önlerini çok daha net görebilirler.