Fatura gerçekten siyasi belirsizlikten mi?
.
Önceki gün Devlet Bakanı Mehmet Şimşek, “İç siyasi belirsizliğin Hazine’ye ek yükünün yaklaşık 20 milyar YTL düzeyinde olduğunu” söylemiş. Yüzde 1’lik her artışın Hazine’ye faturasının da 3.5-4 milyar YTL olduğuna değinmiş. Yine aynı açıklaması sırasında “Siyasi belirsizlikler nedeniyle, İMKB’de kote edilen şirketlerin değeri 80 milyar dolar düşmüştür” demiş. Borsadaki kaybı geçtim. Yatırımcılar kendi tercihlerinin sonuçlarına katlanırlar. Ancak Hazine’nin kaybı hepimizin kaybı.
Birçok soru kafama takıldı bu konuda. İlki; tüm bu zarar ziyanın sebebi sadece iç politik sebepler mi? Yurtdışında olan bitenin hiç mi payı yok? AKP’ye yönelik kapatma davasının açılacağı 14 Mart’ta açıklandı. 13 Mart’ta gösterge bonoların bileşik faizleri yüzde 17.80’den kapanmış (yıl başında yüzde 16.5 ki bu seviye 2007 yılının en düşük seviyesinden sadece 50 baz puan yüksek.) Yani kapatma davasından çok önce faizler yükselmeye başlamış. Hatta geçen yılın Eylül ayındaki yabancı satışlarından bu yana faizler yükseliyordu. Aynı zamanlarda ABD’de neler oluyor diye baktığımızda, benzer bir yükseliş görüyoruz!
14 Mart’ta yüzde 3.30 seviyelerinde olan ABD 10 yıllık bono getirileri, Haziran ortasında yüzde 4.27’ye kadar yükselmiş. Yani yüzde 29.79’lük bir artış. Aynı dönemlerde gösterge bono bileşikleri en yüksek 22.90’ları görmüş. Artış yüzde 29.97 oluyor. Yani hemen hemen aynı. Peki ABD de AKP mi kapatılıyor?
Tabii ki yok öyle bir şey! Nasıl ki 2005-2007 dönemindeki yükselişlerde küresel faktörler rol oynadıysa, şimdiki düşüşlerde de benzer “faktörler” rol oynuyor. Günümüzde artık “yerel faktörler” işi sadece kötüye götürebilirler, tek başlarına bir ralli başlatamaz, ya da sürdüremezler! Kimse kendini kandırmasın, avutmasın!
Yoksa Ergenekon soruşturmasında işler iyiden iyiye kızışmışken nasıl oluyor da faizler düşüyor? ABD faizleri 3.90’a geriledi. Ondan olabilir mi?
Sorulardan bir diğeri; tüm bunlar olup biterken, bu konulardaki tecrübesinden dolayı bu göreve getirildiğini düşündüğüm Hazine’den Sorumlu Bakan olan Sayın Şimşek liderliğinde Hazine yönetimi ne gibi önlemler aldı? Tüm bunların başımıza gelebileceğini en azından ben bu köşede bir çok kez dile getirmiştim. 2007 sonunda “pompalanan ayrışma” senaryolarının gerçeklerden uzak olduğunu ve ABD’de işler karışırsa; ki karışacak demiştim; bizim de bundan etkileneceğimizi yazmıştım.
Hadi bu köşe okunmadı. Ne olup bittiği ve bunlara karşı alınması gereken tedbirler neden zamanında saptanıp uygulanmadı da, işler “oluruna” bırakıldı? Faizler düşükken neden en azından enflasyonla mücadele konusunda Merkez Bankası’na destek olunacak tedbirler alınmadı, ya da bu tarz sorunlarla karşılaşılacağı düşünülerek neden yapısal önlemler bir an evvel tamamlanmadı da; bu tarz sorunlara karşı dirençli hale getirilmek yerine karnımız daha da “yumuşatıldı”?