F1’de haksızlık!
Hafta sonu tatilinden istifade edip piyasalardan biraz olsun ayrılarak 27 Ağustos’ta İstanbul Park’ta yapılan F1 yarışına biraz geç olsa da değinmek istiyorum
Hafta sonu tatilinden istifade edip piyasalardan biraz olsun ayrılarak 27 Ağustos’ta İstanbul Park’ta yapılan F1 yarışına biraz geç olsa da değinmek istiyorum. On yıldan beri otomobil sporlarıyla uğraşan, diğer yandan da bir F1 fanatiği olarak yarış sonrasında yaşananlara anlam vermem hayli zor.
F1, her ne kadar Ecclestone’un sahip olduğu bir şirket tarafından organize edilse de, Uluslararası Otomobil Federasyonu (FIA)’nın kurallarına uymak zorunda. FIA’nın; yarışların, yarışçıların ve de seyircilerin güvenliği için koyduğu kuralların yanı sıra ödül töreni için de koyduğu kuralları var.
Bu kurallara göre birincilik ödülünü yarışın yapıldığı ülkenin; yarıştaki en üst makamdaki yöneticisi, ikincilik ödülünü pistin bulunduğu bölgenin en üst düzey yöneticisi ve üçüncülük ödülünü de federasyon başkanının vermesi gerekiyor. Gerektiğinde bu kişiler resmi bir feragatname vererek, bu haklarını diğer önemli kişilere devredebiliyorlar.
Törende skandal
İstanbul Park’ta yarış organize etmek için Ecclestone ile anlaşmayı imzalayan ve ortakları arasında TOBB, İTO gibi kurumların bulunduğu MSO şirketi de bu koşulları baştan kabul etmiş durumda. Tüm bu süreç bilinirken, birincilik ödülünün bir ‘şark kurnazlığıyla’ Mehmet Ali Talat tarafından verilmesi bir skandala yol açmış durumda.
Verilen bilgilere göre TOMSFED Başkanı Mümtaz Tahincioğlu sadece kendisi için tanınmış haktan İTO Başkanı Murat Yalçıntaş lehine yazılı bir feragatname ile çekilmiş. Bunun KKTC Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat’ın resmi olarak onaylanması olarak sunulması ve ardından da federasyon başkanının kamuoyu önünde, haksız bir şekilde “tabansızlıkla” suçlanması, işin boyutunun iyiden iyiye büyümesine neden oldu.
Türkiye’ye Dünya Ralli Şampiyonası (WRC)’nin, Avrupa Ralli Şampiyonası (ERC) ve özellikle F1’in gelmesi konusunda büyük gayret gösteren ve getiren, F1 pistinin yapılmasından sonra da Le Mans Series ve Alman DTM yarışlarının da Türkiye’de yapılmasını sağlayan Mümtaz Tahincioğlu’na büyük haksızlık yapıldığını düşünüyorum.
Görüldüğü kadarıyla Federasyon; önemli bir ceza almamak için olayı uluslararası platformlarda basit bir “ödül töreni hatası” gibi sunma konusunda çaba gösteriyor. Olayın bir ‘sarı kart’ ya da para cezasıyla atlatılmaya çalıştığı bir dönemde, meselenin kamuoyuna taşınması, vahim sonuçlar doğurabilir.
F1’in kaybı büyük zarar getirir
Dışişleri Bakanlığı’na bile danışılması gereken bir kararın, son dakika da “oldu bitti” ile alınması, Kıbrıs konusuna ne gibi bir katkı sağlayacağını bilemiyorum. Ancak prosedürleri baştan belli; hem Türkiye’nin tanıtımı, hem de motor sporları için önemli bir organizasyonun yitirilmesinin zararı çok daha büyük olacaktır.
Üç yıllık anlaşma ile bir Türk firmasının adını verdiği F1 yarışları; sırf “popülist” bir yaklaşım nedeniyle giderse artık pisti de birilerine hediye ederiz herhalde.
Yarışı (!) mükemmel organize edip yöneten TOMSFED’e, altyapı konusunda belediyeye, yarış öncesi ve sonrasında tüm trafiği düzenleyenlere teşekkür etmemiz ve başarılı organizasyonla gurur dumamız gerekirken şimdi de Paris’te “savunma vermekle” uğraşıyoruz!