Enflasyondaki sürprizin etkisi sınırlı olabilir!
Ocak ayı enflasyon rakamları beklentilerin üstünde gerçekleşti. TÜFE ve ÜFE’de piyasa beklentisi sırasıyla yüzde 0.35 artış ve yüzde 0.2 düşüş idi
Ocak ayı enflasyon rakamları beklentilerin üstünde gerçekleşti. TÜFE ve ÜFE’de piyasa beklentisi sırasıyla yüzde 0.35 artış ve yüzde 0.2 düşüş idi. Ancak gerçekleşme yine sırasıyla yüzde 1 artış ve yüzde 0.05 düşüş olarak gerçekleşti. Her ikisi de beklentilerin üzerinde geldi.
Tüketici fiyatlarında tekstil ürünlerinin fiyatları; sıcak havaların ve erken başlayan indirimlerin etkisiyle yüzde 8.43 düşerken, tarım ürünlerinden gelen yüzde 4.44’lük artış yüksek çıkan TÜFE’nin “baş sorumlusu” durumunda. Tarım fiyatlarının yükselmesi sıcak geçen kış mevsimiyle orantılı. Zira özellikle Avrupa’nın kışlık gıda ihtiyacının önemli kısmını karşılayan İspanya’da, olumsuz hava koşulları nedeniyle oluşan üretim açığı Türkiye’den karşılanınca, bizdeki fiyatlar da hızla artış gösterdi. Bu da bize enflasyon olarak yansıdı.
Böylesi bir sorunla karşılaşabileceğimize 28 Ocak’ta Tek Borsa dergisinde yayınlanan “Isınan Havaların Sürprizleri” başlıklı yazımda değinmiş ve “Öncelikle yağışların azalması ciddi bir sorun. Bu durum içme suyu konusunda sıkıntıların başgöstermesine neden olabilecek. Belki de daha önemlisi tarımda önemli ölçüde üretim kaybını da beraberinde getirecek. Büyük oranda kendine yetebilen bir ülke olarak tarımsal alandaki üretim kaybı, hem dışa bağımlılığımızın artmasına, milli gelir kaybına, özellikle de halen ciddi oranda istihdam sağlayan tarım sektöründeki kişi başına düşen geliri azaltacaktır.
Tarımsal üretimdeki kayıp nedeniyle tarımsal ürün fiyatları artacağından, enflasyon üzerinde baskı oluşacaktır. Özellikle yaz aylarında enflasyonun kurtarıcısı gıda fiyatlarının düşmemesi ve hatta yükselmesi enflasyon mücadelesinde Merkez Bankası’nın (MB) işini zorlaştırabilir” demiştim.
Her ne kadar sıcak havalar nedeniyle düşen petrol fiyatlarından dolayı önemli bir kazanımımız olsa da, bu kez (şimdilik) içeriden değil de dışarıdan kaynaklanan sebeplerle tarım cephesinden olumsuz yan etkilere maruz kaldık.
Bahsettiğim yazıda da belirttiğim üzere Merkez Bankası’nın da işi biraz daha zorlaşmış görünüyor. Şimdiye kadar finansal verilerle kararlar veren MB, bundan sonra hava tahminlerini de ‘karar parametrelerinin’ içine katması gerekecek.
MB’nin yıllık hedefinin neredeyse dörtte birlik kısmı sadece Ocak ayında gerçekleşti. Hedefin tutturulabilmesi için faizlerin beklenenden daha da uzun süre değişmeden kalma ihtimali artmış durumda. Yakın zamandaki bir faiz indirimi için bonolarda pozisyon almış olanların bazılarının enflasyon verilerinden sonra bu pozisyonlarından çıkmaları (gösterge bononun bileşikleri geçen hafta cari fonlamanın bileşik seviyelerine kadar düşmüştü) söz konusu olabilir.
Yılbaşından bu yana yaşanan düşüşler sırasında 20.14-20.08 ve 19.89-19.67 arasındaki boşluklardan ikincisi, Cuma günü veri sonrası gelen satışlarla 19.89-19.83 arasına kadar daraldı. Ancak henüz daha 20.14 seviyesine kadar bir yükseliş olmadı, bu hafta içinde bu mümkün. Böylesi bir hareket kısa vadeli trendin kırılması demek olacak ki, 20.25 ve hatta 20.55 bileşik seviyelerine kadar bir düzeltme de yaşanabilir bonolarda...
Geçen haftaki tahminlerden sadece borsa borsadaki kısa düzeltme ve muhtemel çıkış seviyeleri gerçekleşti. Döviz ve bono cephesinde ise tahminler açısından bir hüsran söz konusuydu.
Piyasalarımıza giren para o kadar “bol” ki bu aralar, normal düzeltmeler bile alım fırsatları olarak değerlendirilir durumda.
O nedenle de önemli bir değişim olmadan ciddi bir düzeltmenin de başlaması zor olacak gibi görünüyor. Bu değişimler ne olabilir; FED ve global faiz seviyesi için daha zaman var, sadece petrol fiyatları yeniden 59 dolar seviyelerine geldi ki Ocak ayı ÜFE’deki en önemli artış kalemi oldu. Şubat’ta da etkili olmaya aday görünüyor...
İçerideki enflasyon verisi, dış faktörler kadar ciddiye alınmayabilir!