Dolar kurları ve Merkez müdahalesi?
.
Doların “karşısındaki” herşeye karşı euro, altıni petrol, YTL v.b. değer kazanması bizim piyasalarda dengeleri bir kez daha sarstı. Dolar/YTL kurlarında 1.5275 kritik bir destek seviyesiydi. Salı günü 1.58 seviyelerinden kapanan dolar kurları doların euro karşısında değer kazanmasından da destek alarak gün içinde 1.6670 seviyelerine kadar yükseldi. Kritik direnç seviyesinin aşılması 1.6590 ya da 1.6760 seviyelerinin test edilme ihtimalini arttırmıştı ki, ilki dün aşıldı. İkincisi de çok büyük ihtimalle ya dün gece görülmüş ya da bugün görülecektir. Bugün 1.6790’nın üzerindeki kapanış, 2006’daki 1.7605 seviyesinin yeniden test edilmesi ihtimalini arttıracaktır. Üstü mü? Ne siz sorun ne ben söyleyeyim! Bu hareketin ardında, doların başta euro olmak üzere tüm para birimleri karşısında değer kazanmasının payı büyük. Ancak asıl sebep bizim de dahil olduğumuz gelişmekte olan piyasalardan (GOP) yaşanan çıkışlar, “risk azaltmalarının” payı daha büyük.
Hedge fonlarındaki çıkışları bir yana bırakıp kısaca euro/dolar paritesine baktığımızda dün kritik desteklerden 1.2765 seviyesine yakın olarak, 1.2745 görüldü. Bu seviye bugün-bu hafta tutacaktır. Haftalık bazda 200 günlük hareketli ortalama olan 1.3375’in altında bir kapanış olması, önce 1.21 ardından 1.16-1.12 bandının yolunu açacaktır. 200 günlük ortalamanın üzerinde kalınırsa 1.34-1.36 seviyelerine kadar bir düzeltme yaşanabilir. Paritedeki bu muhtemel hareketler dolar/YTL kurlarında 1.60’ın altında kısa sürelerle kalınsa bile, 1.68-1.70 bandının görülme ihtimalini arttırıyor. Kurlarda 1 Eylül’deki 1.1780 seviyelerinden başlayan ve dünkü 1.6670 seviyesine kadar olan yüzde 41.50’lik yükseliş akıllara hemen Merkez Bankası’nın müdahalesini getirdi. Peki, MB müdahale etmeli mi? 1.15’lerde müdahale etmeyen bir MB’sı 1.70’de de müdahale etmemeli. Bu yoruma YTL geliri olup, döviz borcu olanlar kızabilir. Her şeyi bir yana bırakırsak YTL ile borçlanmış olanlar çok mu enayiydi? Gelelim MB müdahalesinin işe yarayıp, yaramayacağına... Petrol fiyatlarının “hesaplanandan fazla” artmasıyla oluşturulan “fiyat istikrar fonu” aracılığıyla piyasalara müdahale eden Rusya ve Brezilya’yı saymazsak, diğer gelişmekte olan ülkelerde/piyasalarda (GOP) ciddi sayılabilecek bir müdahale yok. Neden mi? Sorun yerel değil ki, çözüm yerel olabilsin. O nedenle de lokal müdahaleler anlamlı değil. 160 milyar dolar toplam borcu olan buna karşılık 240 milyar dolar rezervi olduğu söylenen buna karşılık kuru son bir yılda yüzde 58 devalüe olan Güney Kore bile saldırılara maruz kalmışken, müdahale hangi sorunu çözecek ki? Kısa vadede sınırsız/sorumsuz risk almış bazı yatırım bankası ve hedge fonu kurtarmaktan başka...