Dolar alma zamanı mı?
.
Düşüşü süren dolarda 2.0660 TL önemli bir destek. Bu seviyenin aşağı kırılması için Türkiye’nin “yeni ve inanılır bir hikâyeye” ihtiyacı var. Henüz bu hikâye yazılmış değil.
Dolar/TL kurları geçtiğimiz hafta Aralık 2013 ortasından bu yana 2.0672 ile en düşük seviyelerinden birini gördü. Geçtiğimiz hafta Pazartesi günkü yazımda belirtmiş olduğum “2.0880 önemli, aşağı kırılırsa 2.0660 seviyesine kadar inilebilir” tahminime oldukça yakın bir seviyeye gelindi. Son günlerin revaçtaki sorusu olan “dolar alma zamanı mı?” sorusuna toptan bir yanıt verme lüzumunu hissettim. Dövizi hiçbir zaman bir “yatırım aracı” olarak görmedim, göremedim. Bana göre döviz finansal piyasalardaki “ürünlerden” herhangi birinden farklı değil. Ha altın, ha bireysel hisse senedi, ha vadeli kontratlar (bakır, mısır, doğal gaz v.b.) ha mevduat... Hemen hepsi benim için aynı ve herhangi bir finansal üründeki “taraftarlık” bana göre değil. Temel ve teknik analizine göre karar vermek en doğrusu...
Rusya ve faiz indirimi
Geçtiğimiz hafta gerek Rusya-Ukrayna gerginliği sebebiyle gerek G.Kore ve Tayvan’ın gelişen ülkeler endeksinden çıkarılacağı dedikodusu, gerekse de MB’nin faiz indirimini önümüzdeki toplantıya ertelemesinin etkisiyle Türkiye’ye fon girişinin devam etmesi hasebiyle kurlarda bir gerileme yaşandı. Bunda hem Avrupa Merkez Bankası’ndan (ECB) Draghi’nin hem de Erdem Başçı’nın söylemlerinin etkisi oldu. Draghi geçen haftaki toplantıda faizlerde ve diğer koşullarda bir değişiklik yapmasa da 5 Haziran’daki toplantıda bir faiz indirimi (veya parasal genişleme) ihtmalinden söz etmesi euro/dolar paritesini 1.3745’e kadar geriletti. Dolar/TL kurları da MB’nin faiz indirimini bir sonraki aya bırakması ile “sepet kur” bazında 2.56’lardan 2.46’lara önemli bir düşüş yaşandı.
Gelelim başlıktaki soruya...
2.0660 seviyesi önemli bir düzeltme/destek seviyesi. Bu seviyenin aşağı kırılması için ülke olarak “yeni ve inanılır bir hikâyeye” ihtiyacımız var. Henüz bu hikâye yazılmış değil! Tam tersine Danıştay’ın açılışındaki olaylar gibi ileride yazılabilecek bir hikâyenin inandırıcılığını azaltacak gelişmelerle karşı karşıyayız.
Yine de cari faiz seviyelerinin cazibesi devam ettikçe kriz benzeri bir dönem yaşama olasılığımız az. Diğer yandan dolar/TL kurları cephesinden bakıldığında ise yeni hikâyenin eksikliği yeni düşüklerin görülmesi olasılığını azaltıyor. “2.0660 seviyelerinden dolar alınır mı?” derseniz ben yine de “mutlak bir ihtiyacınız yoksa” almayın derim. Bunu bir istisnası var: Doların 2.39 TL’ye çıktığı sırada türev ürünlerde pozisyon almış veya zararlarını “yazmamak” için pozisyonlarını ertelemiş/uzatmış olanlar var ise onlar cari seviyelerden pozisyonlarını azaltabilir/kapatabilir. Hazır Ekonomi Bakanı Zeybekçi de 2.15-2.25 (dolar/TL) seviyesi iyidir” demişken...
Borsada direnç noktalarındayız!
Gelelim piyasalara yönelik bu haftaya ilişkin beklentilerime...
MSCI’da G.Kore ve Tayvan gelişen ülkelerden çıkarılacak bu nedenle Türkiye’nin ağırlığı artacak “söylemiyle” Türkiye’ye para gireceği beklentisi yaratılıyor. Putin’in geri vitese takmasa bile ayağını gazdan çekmesi Rus fonlarının Türkiye’ye gelmesini erteleyecektir. Giren fonların bir kısmı MSCI beklentisini önceden satın almış durumda. Önümüzdeki hafta da bu etkiyi görsek de artık yavaş yavaş bu etki azalacak. Geçtiğimiz hafta başında BIST’in 76.300’ü hedeflediğini yazmıştım, 76.106 görüldü, 76.300 aşılamadı. Bu hafta da bu seviyeler önemli “direnç” olacak!
Sahalarda görmek istediğimiz hareketler
Merkez Bankası Başkanı Erdem Başçı geçen hafta yapılan bir toplantıda “faiz lobisi” ile ilgili bir soruya “Her Türk vatandaşının lobi yapma, kulis yapma hakkı var” cevabını vermiş. Başçı devamında; “ Kredi alanlar faizlerin düşük, tasarruf edenler ise yüksek olmasını isterler. İhracatçılar TL’nin değerinin düşük olmasını isterlerken, ihracatçılar da TL’nin değeri nin yüksek ol masını sterler. Dolayısıyla her Türk vatandaşının lobi yapma, kulis yapma hakkı var. Hem faiz oranları hem de kur seviyesi için, herkes istediği yönde kulis yapabilir. Siyasetçiler için de aynı şey geçerli” ifadelerini kullanmış. Uzun zamandan beri ilk kez Başçı; MB Başkanı’nın durması gereken yeri tarif etmiş. Toplumun bireyleri “kendi çıkarlarını maksimize etmek için” istedikleri gibi lobi yapabilirler ancak MB “toplam ekonominin gerektirdiği gibi hareket etmeli” ve ilk kez Başçı bu yönde bir mesaj vermiş oldu. Umarım bundan sonraki adımlarında da bu şiar ile hareket eder!