Dolar 2 TL olur mu?
.
Haftasonu yaşananlardan sonra dolar kurunun 1.8960 TL’yi aşma ihtimali eskiye oranla arttı. Bu seviyenin geçilmesi halinde ilk aşamada 1.9500, ardından 1.9770 TL gündeme gelecek
31 Mayıs 2013 gecesini tarih hatırlayacak! 26 Mayıs’ta Gezi Parkı’ndaki yeşili katledip yerine “Topçu Kışlası” yapılmasına karşı olanların başlattığı eylem; polisin “orantısız güç kullanımıyla” bambaşka bir boyuta geçti! Mesele sadece kesilen ağaç değildi! Asıl mesele Reyhanlı’daki “yayın yasağı” ile başlayan, alkol yasağından başlayıp, direksiyon başında sigara içmeye kadar varan yaşam biçimine müdahaleye ve devamında da “ben yaptım, oldu”, “ben istiyorum, yapılacak” yaklaşımına artık halkın itiraz etmesiydi!
Sağduyu galip geldi
Neyse ki bir gece süren “gaz saldırısı” sonrasında öğleden sonra aklıselim galip geldi de güvenlik güçleri Taksim Meydanı’nı ve Gez Parkı’nı halka terk ettiler. Böylelikle çok sayıda insan ve bazı örgütler anayasal protesto haklarını barışçıl bir şekilde kullanabildiler.
Bu yazı yazıldığı sırada yaralı sayısındaki muhasebe henüz netleşmemişti. Ancak daha fazla canlar yanmadan polisin çekilmesiyle, istenmeyen sonuçların önüne geçilebilmiş olması sevindirici oldu! Hele ki Gezi Parkı’ndaki yangının “imece” usulü söndürülüp “ortak akıldan” iyi bir örnek verilmiş olması da yaşananlardan, toplum adına ileriye iyi izler bırakılacağının habercisi olmasından da umut vericiydi!
Yabancı nasıl bakıyor?
Gelelim piyasalara...
“Yatırım yapılabilir” notumuzun 4 ayrı derecelendirme şirketi tarafından teyit edilmesinden sonra yaşanan bu olaylar; “yatırım yapabileceklerin” nezdinde çok da iyi bir intiba bırakmayacağı kesin! Başbakan’ın Cumartesi günü olaylar devam ederken yine de ekonomiye ağırlık vermesi; bu konuya politika yapıcılar nezdinde ne denli önem verildiğini göstermesi açısından önemli. Peki yabancı yatırımcılar verilen bu önemin farkındalar mı?
Belki farkındalar ama buna pek de önem vermiyorlar. Özellikle kur cephesinde yaşanan hareketler bunun iyi bir göstergesi. Piyasa katılımcılarının birçoğu kurdaki hareketlerin Merkez Bankası’nın son faiz indirimi sonrasında geldiğini düşünüyor, öne sürüyor. Ancak buna katılmak pek mümkün değil! Zira kurlardaki hareketliliğin başlama tarihi Reyhanlı patlamasının hemen sonrasındaki gündür. Bir ülkede bomba patlıyor ve patlamanın sorumlusu olarak iç savaş yaşayan komşu ülke gösteriliyor! Ben de yabancı fon yöneticisi olsam böylesi bir durumda önce “vururum, sonra sorarım”! Onlar da öyle yaptılar ve kurlardaki hareket MB’nin faiz kararından önce, Reyhanlı ile başladı!
Dolarda 1.8960 TL seviyesi kritik
DOLAR/TL kurları; talep ya da parite sebebiyle de olsa; 1.8960 seviyesini aşılmadığı bir durumda Merkez Bankası’nın “doğrudan müdahale” olasılığı azalacak. Teknik açıdan 1.8960 seviyesi aşılmadığı bir durumda (sepette 2.17250’lere denk geliyor) MB’nin Rezerv Opsiyon Katsayısı (ROK) mekanizması ile topladığı “ek rezervleri” de kullanma ihtimali düşük!
Dolar/TL kurları 1.8960 seviyesini aşacak olur ise ki hafta sonu yaşananlardan sonra bu olasılık eskiye oranla yükselmiş durumda; ilk aşamada 1.9500 ve ardından da 1.9770 seviyesi gündeme gelecektir. Her ne kadar bu seviyelere gelinmesi olasılığı düşük olsa da; artık ihtimal dışı değil! Yine de 28 Aralık’ta görülen 1.9230 seviyesi MB için ilk test noktası olacak ve büyük olasılıkla da MB tarafından “savunulacaktır”!
Eğer MB; yaşanan toplumsal hareketi bir finansal risk olarak görecek olur ise elindeki enstrümanlardan “fonlamayı” kullanmayı düşünebilir. Büyük olasılıkla da bu böylelikle olacak ve MB bankacılık sistemine yüzde 4.53’lerden sağladığı fonlamayı artıracak! Geçen haftayı yüzde 6.07’den kapatan gösterge bono bileşik faizleri çoktan bunu fonlamaya başladılar bile.
‘Sözel müdahale’ işe yarar mı?
Kurlardaki tedirginlik, oynaklık artışı ve hepsinden de önemlisi nominal yükseliş geçtiğimiz hafta da devam etti! Dolar/TL kurları 1.8950’ye yükselirken, “sepet kuru” 2.1770’e çıktı. Piyasalardaki heyecanın arttığı anlarda, MB Başkanı Erdem Başçı’nın “gereğinin yapılacağı” yönündeki “sözel müdahalesi” ile kurlar geriledi. Asıl soru şu: Hafta sonu yaşananlardan sonra bu “sözel müdahale” başarılı olabilir mi?
Dışarıdan Türkiye’ye bakan bir fon yöneticisinin “bekle, gör” politikasını izlemesi makul karşılanmalı! Peki içeridekiler olaya nasıl bakmalı? İlk akla gelen soru MB “Doğrudan müdahale” edecek mi, ya da ROK ile “biriktirilen” rezervler kullanıma açılabilir mi?
Son 1 yıllık politikalarına bakıldığında; Merkez’in doğrudan müdahale etmek için henüz daha “yeterli” sebebi yok. Zira; henüz Mayıs rakamı açıklanmadı ama Reel Efektif Döviz Kuru’nda (REDK) 120’nin altına; yani MB’nin müdahale etmesi gereken noktanın altına gerilemiş olma ihtimalimiz hayli yüksek! Her ne kadar cari kur seviyeleri enflasyon açısından olumsuz sinyaller veriyor olsa da REDK açısından “arzu edilen” seviyelere yaklaşılmış demektir! Bu durumda MB’nin “doğrudan bir müdahale” yapması ihtimali düşük.