Dalga mı? Tsunami mi?
Japonya’dan gelen faizleri artırma kararının dünya likiditesini sekteye uğratabileceği endişesi, Mayıs ayında tüm dünya piyasalarını olumsuz etkiledi
Japonya’dan gelen faizleri artırma kararının dünya likiditesini sekteye uğratabileceği endişesi, Mayıs ayında tüm dünya piyasalarını olumsuz etkiledi. Ardından ABD Merkez Bankası’nın faiz artışlarında sona gelmesi, özellikle petrol fiyatlarında ve diğer emtia fiyatlarında yaşanan düşüşler “global enflasyon” endişelerini azaltınca, gelişmiş ülke piyasalarında Eylül ayında ciddi yükselişler oldu.
Hatta Wall Street’te Dow Jones Endeksi rekor kırdı. Dow Jones 2000’deki zirvesini geçerken, Avrupa’daki endekslerden hiç biri bunun başaramadığı gibi 2000 yılının yakınlarına dahi ulaşamadı. ABD’deki S&P ve teknoloji endeksi Nasdaq için de benzer bir durum söz konusu. Neredeyse Dow Jones bir istisna olarak kaldı.
Herkesin dikkatle bu endekste adeta ’ortaklaşa bir çabayla’ “sanal” bir zirve yaratılmış gibi görünüyor. 2007 yılında hem durgunluktan hem de enflasyondan etkilenecek diye düşünülen ve bu yıldan daha az büyümesi beklenen ABD ekonomisinde, nasıl oluyor da borsa endeksi yeni rekorlar kırıyor? “Uzaktan!” anlamak hayli zor. Teknik olarak 2000 yılıyla birlikte “çift tepe” olarak adlandırılabilecek bu duruma gelinmesinde “herkesin gönüllü katıldığı bir spekülasyonun” bunda bir payı olabilir mi? Uzaktan bu zirve suni bir zirve gibi görünüyor.
ABD Merkez Bankası’nın kısa zamanda faiz indirimlerine başlayacağı beklentisinden güç alan bu spekülasyonun; yüksek faiz seviyesinin devamı halinde, bir anda satışlara yenik düşmesi söz konusu. O zaman da birbirini tetikleyecek satışlar; Wall Street’te mutedil bir düzeltme ’dalgasından’çok, bir ’tsunami’ye dönüşebilir.
Sadece ekonomik verileri, endeksteki hareketleri izleyerek yapılan bu tahminler gerçekleşmeyebilir. Ancak bu yılın son iki ayı ya da yeni yılın ilk iki ayında bu tahminlerin gerçeğe dönüşmesi durumunda; gelişmekte olan ülke piyasaları Mayıs ayındakinden daha ağır bir darbe yiyebilirler.
Görünen o ki, son yükselişe eşlik edemeyen bir çok piyasa, Dow Jones’ta 10 bin seviyesinin altına kadar devam edebilecek düşüşe gereğinden fazla bir “endişeyle” katılabilir. Bu da İMKB’de Mayıs’ta görülen 31 bin 500 düzeyinin de altına inilmesi demektir ki, piyasalar için zorlu dönemler olacaktır.
İpuçları için bu hafta Hazine’nin yapacağı borçlanma ihalelerinin dikkatle izlenmesinde fayda var. Özellikle 4 Ekim’deki itfalarına karşılık çıkarılacak 22 aylık iskontolu tahvil ihalesi önemli. Zira son iki ihale de ihraç edilen bonoları alanlar; ihale ortalamalarına zarar etmiş durumdalar. Hatta bu iki ihalede ‘değişim avantajına rağmen’ zarar edenler bile oldu.
Bu durumun önümüzdeki haftaki ihalede de tekrar etmesi, uzun vadeli bono alıcılarının iştahlarını iyiden iyiye kaçıracaktır.