Şampiy10
Magazin
Gündem

Cari açık fonlansa da problemdir!

“Fonlandığı sürece cari açıkta sorun yok!” söylemi başımıza iş açacak. Hayır, yanlış yazmadım. Cari açığın kendisinden önce bu söylem başımıza dert açacak

ABONE OL
Vatan Haber

“Fonlandığı sürece cari açıkta sorun yok!” söylemi başımıza iş açacak. Hayır, yanlış yazmadım. Cari açığın kendisinden önce bu söylem başımıza dert açacak. Son yıllarda cari açığın her rekorundan sonra bu söylemi daha sık duyar olduk. Söylemde ciddi bir hata var. Bir ülke önce cari açık yapar, ondan sonra da bunu fonlar değil! Zaten fonlama kaynağı ve imkânı bulabildiği için cari açık verebilir.

Fonlar illâki finansal piyasalardan sağlanmıyor. Yurtdışından Türkiye’ye ihracat yapan firmaların sağladığı krediler ya da türev ürünler aracılığıyla da fonlama yapılabiliyor. Başta ekonomiden sorumlu bakan ve hükümetin bu konudaki yaklaşımi yukarıdaki söylem doğrultusunda. Kurlardan dolayı ekonomi “tıkırındaymış” gibi göründüğünden dolayı da kimse işin gerçeğini görüp; anlayıp, önlem alma düşüncesinde değil.

Ocak-Eylül döneminde cari açığımız bir önceki yıla göre yüzde 59.6 artışla 25.33 milyar dolara ulaştı. Son 12 ay bazında bakıldığında ise toplam cari açık 31.5 milyar dolara ulaşıyor ki, yıl sonunda bu rakamın da üstüne çıkacağımız kesin. Yıl sonunda cari açığın GSMH’nın yüzde 8’ini aşması söz konusu.

Ülkeye fon girdiği sürece (!) cari açığı sorun olarak algılamayanları finansal piyasalardaki bir değişimden haberdar etmekte fayda var. Sadece bankacılık sektörünün mülkiyeti yabancılara geçiyor değil, aynı zamanda piyasaların likiditesi ve bir anlamda da kontrolü yabancılar geçiyor.

Diyebilirsiniz ki bu yeni bir haber değil. Yeni olan özellikle bono piyasalarında özellikle son iki-üç ayda Londra’daki piyasa katılımcılarının ağırlıklarının iyiden iyiye artmaya başlaması. IMKB dışında, brokerler aracılığıyla kendi aralarında yapılan işlem hacimlerinde de ciddi artışlar var.

Mini kriz dönemlerinde bazı büyük Türk bankaları piyasalara girerek ’düzenleyici’ rol üstlenebiliyorlardı. Onlar da artık bu etkilerini yitirmeye başladı. Yabancılar “iktidarı” iyiden iyiye ele geçiriyorlar.

Yanlış anlaşılmasın. Bu söylediklerimin milliyetçilikle hiç bir alâkası yok. Sermayenin milliyeti yok, sadece getirisi (faizi) var ve yerlisi yabancısı diye birşey olamaz. Dikkati çekmek istediğim konu Londra kaynaklı ’gücün’yerel olanlara göre çok daha büyük olduğu. Yerel sermayenin dayanma gücü sınırlı iken, yabancı bankaların dayanma gücü çok daha fazla. Bu ’güç’ kriz dönemlerinde sorunun daha da derinleşmesine neden olabilmekte. Bundan korunmanın yolu gelişmeleri anlamaktan, iyi analiz etmekten ve ev ödevimizi iyi yapmakta geçiyor.

Yazarın Diğer Yazıları

  1. Borsalar toparlanır mı?
  2. Merkez Bankası beklemeli mi?
  3. Brunson rallisi yaşanacak mı?
  4. ABD tahvilleri bizi nasıl etkiler?
  5. Papatya falı gibi...
  6. Enflasyon kritik
  7. YEPyeni hedefleri 12’den vurur mu?
  8. Yeni OVP piyasaya güven verecek mi?
  9. Faizi dengeleyici adım geldi
  10. Merkez ne yaparsa Dolar/TL ne olur?

© Copyright 2024

Gazete Vatan Gazetecilik ve Matbaacılık A.Ş.