Çaresizlik!
.
En sonunda piyasaların “talep ettiği” faiz indirimleri de geldi! Borsaların “istediği” faiz indirimi değil miydi?
En azından MB’larına verilen mesaj bu değil miydi? MB’ları da bu mesaj doğrultusunda faizleri indirmediler mi?
İndirdiler.
Peki o zaman neden piyasalar bir türlü toparlanamıyor? Neden düşüşler devam ediyor? “Helikopterle para atılırken” neden bu krizin bir türlü dibi bulunamıyor?
Çok basit bir cevabı var: Teşhis doğru değil ki tedavi doğru olsun.
Şu anda krizin devam etmesinin tek bir sebebi var. O da güven ortamının “tesis edil(e)memiş” olmasıdır. Kim batmış, kim yüzüyor HÂLÂ belli değil. Bu tespit tam olarak yapıl(a)madığından dolayı da finansal kurumlar arasındaki “güven bunalımı” devam ediyor.
Amerikan Hazine’sinin çıkardığı son paket aslında bir şanstı! Bu şans iyi değerlendirilemedi. Paket ikiye bölündü. İlk halindeki gibi yekpara bir fon ile, sorunlu kredilerin satın alınması için bir ihale yapılmış olsaydı, şu andaki sorunların bir çoğunun önüne geçilebilirdi.
Nasıl mı?
En fazla zarar yazmaya razı olanlardan başlayarak, sorunlu krediler devlet tarafından alınırdı. Bu ihalede oluşan ortalama fiyat ile, tüm piyasadaki sorunlu krediler yeniden değerlendirilirdi.
Bu değerleme sonucunda kim “sağ”, kim “zombi (yaşayan ölü)” ortaya çıkardı. Bu aşamadan sonra harcanacak para herkese değil sadece ayakta kalabilecekler için kullanılırdı.
Böylelikle hem sistemde kim kime güvenebilecek netleşirdi, hem de boşu boşuna “helikopterle para dağıtmak” zorunda kalınmazdı.
Halen daha bunun anlaşıl(a)mamış olması şaşırtıcı! Görüldü ki ne bol keseden para dağıtmak, ne de “faiz indirimleri” işe yaramıyor. Kısa süreli bir iyimserlik yaşansa da piyasalar en kısa zamanda “karamsar” havalarına geri dönüyorlar. Olan piyasaları kurtarma uğrunda kredibilitelerini ayaklar altına alan MB’larına ve hükümetlere oluyor. İtibar kayıpları orta-uzun vadede krizin maliyetini daha da arttıran bir unsur olarak karşımıza çıkacak.
ABD ve AB’nin yapması gereken dört şey var:
1- Derhal sağlam ve çürük ayrımı yani “hasar tespiti” yapılmalı,
2- Çürük olanları kurtarma çabasından bir an evvel vazgeçilmeli, batmalarına izin verilmeli,
3- Düzenleme ve denetleme prensipleriyle, sermaye yeterlilik tanımları yeniden yapmalı,
4- Bankacılık sistemindeki konsolidasyon tamamlandıktan sonra ortaya çıkması muhtemel “oligopolistik” ya da “monopolistik” yapıları önleyecek düzenlemeler şimdiden yapılmalı.
Bunlar yapılmadan krizin dibi bulunamayacak! Ya da buluncak “dip” herkesi korkutacak kadar “derin” olacaktır!