Bu yaz faiz yazı...
.
Geçen haftanın sorusu; borsa düşerken, bono faizleri yüksek seyrederken nasıl oluyor da dolar bu kadar düşüyordu. Üstüne üstlük dolar, euro karşısında 1.58’lerden 1.55’lere kadar değer kazanmışken...
“Dolar değer kaybederken bu hareket YTL kurlarına hemen yansıyor da, değer kazanırken neden yansımıyor” sorusu da kısık sesle sorulan sorulardan biriydi. Kısık sesle sorulan sorulardan bir başkası da; “diğer gelişmekte olan ülke paraları yatay, hatta doların değer kaybını yansıtır tarzda bir seyir izlerken, YTL neden ters hareket ediyordu...”
Birkaç sebep konuşuldu piyasada. 1.2450’lerde döviz almış olan Londra’daki yatırım bankalarından biri pozisyonunu boşaltmış hatta fazlasını da satmış. Bir diğeri de Güney Afrika Randı (ZAR)/YTL arasında bir değişim olduğu, ZAR satılıp YTL alındığıydı...
Muhtemelen her ikisi de olmuştur. Zira hareket oldukça hızlıydı. 1.25’lerden 1.2020’ye kadar inildi. Herkes YTL talep ediyor. YTL “en kıymetli” para haline geldi. Neden mi derseniz, cevap her zamanki gibi; Türk Lirası’ndaki yüksek faiz. Merkez Bankası’nın enflasyon hedefinin tutmayacağını açıklayıp faizleri artıracağını söylemesi olayı biraz daha hızlandırdı. Bir de faiz artış mevsiminin; yaz mevsiminin hemen öncesine rastlaması, zaten az olan döviz talebinin daha da azalmasına neden oldu. Dolarda 1.2380’lerdeki teknik desteğin hızlı geçilmesi, bir sonraki teknik destek olan 1.2050’lere kadar düşüşün yolunu açtı.
Şimdilik 1.20’lerde tutunacak gibi ancak altında bir günlük kapanış olduğu takdirde, 1.1730’lara kadar bile bir gerileme yaşanabilir. Politik cephede beklenmedik gelişmeler olur, ya da hafta sonuna doğru türban meselesiyle ilgili gerginlik artacak olur ise bile 1.2350-1.24 arasına kadar sınırlı bir yükseliş olabilir. 1.2425’in üzerine çıkılması halinde 1.27’lere doğru bir hareket de görülebilir. Dolar kurlarında 1.20’nin altına inilmeyip bu seviyelerde yatay bir seyir izlense bile, bu reel olarak “kayıp” anlamına gelecektir.
Zira aynı dönemde dövizde olanlar yüksek YTL faizlerinden istifade edemeyecekler ve net olarak bakıldığında elinde YTL olanlara göre kayıpta olacaklar. En azından bu yaz mevsiminde...
Şartlar böyle devam eder, politik ortam gerilmeye devam eder, hükümet yeni aflar ve popülist harcamalara devam ederse; Merkez Bankası da faizleri artırmayı sürdürecek. En azından önümüzdeki toplantıda bir artış olacak görünüyor.
Bonoya bile gitmeyip, gecelik faizi bile yeterince cazip bulan yabancılar için bundan iyi bir haber olabilir mi? Onlar hisse senedi ve bono almayınca her iki piyasa da değer kaybetmeye devam ediyor.
Yine de Cuma günü İMKB, bir önceki diplere yakın seviyelerde (38.500-39.000 arası) tutunmaya çalışıyor. Büyük ihtimalle “çift dip” yaptığı bu seviyelerden, bu hafta içinde 41.700 ve hatta 42.500’e yükselmeye çabalayacaktır. Bu arada 12.500’ün altına giden bir Dow Jones hareketi, umutların bir başka bahara taşınmasına sebep olabilir.