Borsayı kim nasıl fiyatlıyor?
.
Geçtiğimiz Cuma günü piyasalar kapandığı sırada gelen DTP’nin kapatılması haberiyle Pazartesi günkü açılışın sınırlı da olsa olumsuz olması bekleniyordu. Ancak Abu Dhabi’nin büyük bir “abilik yaparak” şımarık küçük kardeş Dubai’yi 10 milyar dolarla kurtarması haberiyle bizim piyasalar bir anda DTP’yi unuttu. Her ne kadar gelen para önümüzdeki yılın ihtiyaçlarını karşılamıyor olsa da, bu geldiyse “arkası da gelir” diyenlerle Dubai Borsası toparlandı.
Pazartesi günü İMKB’ye baktığımızda; sanki Kurban Bayramı’nda Dubai’den gelen kötü haberle düşmüşüz de iyi haber gelince biz de toparladık. Halbuki biz Dubai krizini tatilde olmamız hasebiyle “pas” geçmiştik. Bir ara neredeyse yüzde 2’ye yaklaşan “Dubai yükselişi”; DTP’nin kapatıldığı, değişik şehirlerde olayların çıktığı tabancalı göstericilerin gazetelerin manşetlerine taşındığı bir günde yaşandı. Tabancaların kuru sıkı olduğu için göstericiler serbest (bu arada taş attı diye çocuklar ceza alırken, kuru sıkı da olsa silaha sarılanların ceza almaması da başka soruları akıllara getiriyor) bırakılmış.
Ya silahlar gerçek olsalardı ne olacaktı derken dün Muş’tan gelen haber ürkütücüydü. Değil tabanca, Kalaşnikof’la açılan ateş 2 kişinin ölümüne neden olmuş.
Buna rağmen İMKB, dün de bu olayları neredeyse hiç dikkate almadan dışarıdaki gelişmeleri izlemeyi tercih etti. Paritede kritik seviyelerin altına inilmiş, Avrupa borsaları değer kaybetmişken; yüzde 66.9’u yabancıların elinde bulunan İMKB kaya gibi sağlam yerinde duruyor, hatta günü 251 puanlık artışla kapatıyordu.
Sebep her ne olursa olsun silahların “kınlarından çıktığı”, ölümlerin yaşandığı gerilimin böylesine arttığı bir dönemde, 50 bin seviyesinin ne pahasına olursa olsun korunması akla üç şey getiriyor:
1- Sanki İMKB, artık Türkiye’nin borsası değil! Türkiye’deki gelişmelerle değil, sadece yurtdışı gelimelerle hareket ediyor. Paritenin etkisiyle 1.5150’ye çıkan kurlar ya da 9.50’ye kadar yükselen bono bileşik faizleri hisse senedi piyasası katılımcılarını hiç mi hiç etkilemiyor!
2- Türkiye’ye dışarıdan bakanlar, içeriden bakanlardan farklı şeyleri görüyor! (Onlar haksız sayılmazlar. Onların yürekleri yanmıyor ki ölenlerle...?)
3- Yabancılar olayın vehametinin farkına varmadı daha ve iş işten geçtikten sonra olayı fark ettiklerinde tepkileri sert olacak. Ya da olaylar biz Türklerin algıladığı kadar ciddi boyutlarda değil de bizler mi abartıyoruz? (Hiç sanmam! İnsanlar ölüyorsa, daha çok panzer sokaklardaysa, DTP sine-i millete dönmeye karar vermişse ve ara seçim ihtimaline 1 milletvekili kalmışsa -gerçi meclis genel kurulu “olur” vermeden bir ara seçim ihtimali yok- bunlar hiç yokmuş gibi davranmak da hayli zor bizler için...)
Yoksa abartıyor muyum?
Yıl sonu kapanış meselesini mi unutuyorum?
Galiba ikincisi!
Peki diyelim ki yıl sonu sebebiyle, birileri borsayı yukarıda tutmak için çabalıyor. Diğerleri kârlarını realize etmeyi tercih etmez mi? Ederler gibi geliyor. Sonra da düşünmeden edemiyorum, neden etsin ki? Daha yılın bitimine bugün dahil 12 iş günü var. Hazır birileri de fiyatları yukarı götürüyor, ya da nasılsa fiyatlar düşmüyor. Realize edeceklerse bile haftaya ya da ayın sonuna doğru yapmazlar mı bu işi?
Hazır fiyatlar daha da yükselmişken...
Sanırım bunu atlıyor ve piyasalardaki havayla, sokaktaki havayı birbirine karıştırıyor, yükseliş “ısrarını ıskalıyorum”!