Borsa nedir ne değildir?
.
29 Ağustos’ta gazetemizin ekonomi müdürü Ercan İnan “Borsa’nın ibişleri hisse senetlerini nasıl fiyatlıyor?” başlıklı bir yazı yazdı. Yazısında Suriye’deki olası bir harekâtın lojistik işlerini aldığı varsayılan bir şirketin hissesinin borsa performansından yola çıkarak borsadaki fiyatlamaların “afaki” yapıldığına değinmiş. Yazısını da, “Borsa’da da ortada bir oyun var ve ibişleri de bir hayli fazla. Borsa’ya kumarhane denince kızılıyor. Bence kumarhane sözü hafif kalır...” diye bitirmiş! Sayın İnan’ın sözlerine bazı itirazlarım olacak.
Tanım itibarıyla borsalar “düzenli” piyasalardır. Yani kuralları, kaideleri vardır. Devletler borsalardaki işlemleri düzenler ve denetler. Bu kontrolün varlığı, borsalara olan güveni artırır. İMKB (yeni BIST) Karaköy’de iken “ayaklı borsayı” hatırlayanlar vardır. Çalıntı ve sahte hisselerin kol gezdiği piyasa, kayıt düzenine geçilmesi, merkezi takas ve merkezi kayıt kuruluşlarının oluşturulmasıyla “ayaklı borsa” tarihe karıştı.
Güvenin olması likiditeyi artırır. Güvenin olmadığı yerde likidite “kurur”. Nitekim son aylarda yaşanan bono piyasasındaki likiditenin kuruması bunu iyi bir örneğidir. Hisse senetleri piyasasına güvenin olması konusunda bu daha da önemlidir. Zira elinizdeki menkul kıymet devlet güvencesinde değil, özel şirketlerin sahiplik haklarıdır. Şirketler gerek yanlış stratejileri, gerek piyasa koşulları nedeniyle zarara uğrayabilir, batabilirler. Ancak bunun sebebi borsanın “kumarhane” olmasından kaynaklanmıyor.
Borsalardaki fiyat oluşumları çok değişik şartlara bağlıdır. Şirketlerin değerleri; sektörleri, geleceğe yönelik stratejileri, sermaye/borç yapıları gibi temel faktörlere olduğu gibi bireysel ya da “toplu psikolojiye de bağlı. Son günlerdeki Fed rüzgârı bir çok şirketin fiyatlarını “makul değerinin” bile altına indirmiş olabilir. Ya da “piyasa dedikoduları” hisse senedi fiyatını olumlu ya da olumsuz olarak etkileyebilir. Borsalarda işlem yapıyorken bunları bilmek gerek.
Bir şeyi daha kabul etmek gerekir. O da piyasa katılımcılarının hepsinin ‘sütten çıkma ak kaşık’ olmadığı. İyi niyetliler olduğu gibi kötü niyetli katılımcıların da olduğunu bilmek ve buna uygun davranmak gerekir. Doymaz bir açgözlülükle “voli” peşinde koşmanız; Sayın İnan’ın deyişiyle “ibişlerin fiyatlama garabetinin” olduğu hisselerde işlem yapmanız, günlük rüzgârın ya da “tüyonun”, dedikodunun peşine takılmanız gerekmiyor.
Borsada son derece akılcı yatırımlar da yapılabilir. Eğer yeterli bilgi ve teknik donanıma sahip değilseniz; profesyonel fon yöneticilerinin yönettiği yatırım fonlarına, Borsada İşlem Gören Fonlara (BigF ya da ETF) yatırım yapabileceğiniz gibi, kendi başınıza istikrarlı temettü ödeyen, derinliği fazla olan hisselerden oluşan bir portföye de yatırım yapabilirsiniz.
Borsalarda itidalli, sağduyulu yatırım yaparsanız “ibişlerin” kurbanı da olmazsınız. Borsa için asla unutulmaması gereken bir özdeyiş: “Açgözlülük öldürür!”