Şampiy10
Magazin
Gündem

BES’te portföy ‘yönetimi’

.

ABONE OL
Vatan Haber

Bireysel Emeklilik Sistemi’nde (BES) 1 Ocak’tan itibaren devlet katkısına ve bu katkıyı en üst düzeyde yararlanabilmek adına yapılması gerekenlere dün değinmiştim. Şimdi işin bir başka boyutuna da dikkat çekmek istiyorum. O da birikimlerin doğru değerlendirilmesi meselesi.

BES “teknik” olarak bir tasarruf aracı. “Devlet katkısı” ile birlikte kişisel birikimlerinizden daha hızlı artacak olan birikimlerinizi doğru yönetmek yani “yatırım kararlarınız” gittikçe daha da önemli hale gelecek! BES şirketleri değişik alternatifler sunuyor. Bazıları riskten uzak, bazıları ise yüksek riskli. Kişilerin beklentilerine göre bu alternatifler arasında tercih yapabiliyorlar, bu tercihlerini de yılda 6 kez değiştirebiliyorlar.

BES katılımcıları için bir iyi haber daha var! 1 Ocak’tan itibaren daha önceki yıllarda yüzde 8 olan BES şirketlerinin ‘yönetim gider kesintisi’ yüzde 2’ye, fon işletim ücreti de yüzde 3.65’ten 2.28’e düşürüldü!

Diyelim ki BES katılımcıları kendi risk tercihlerine göre seçimlerini yaptılar, fon yönetim kesintileri düşürüldü. Peki bu fonları yönetenler bu fonları başarıyla yönetecekler mi?

Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği (TKYD) dün yaptığı basın toplantısında emeklilik fonlarının “brüt getiride” kendi “performans eşiklerini” (Benchmark) aştıklarını söyledi. Ancak www.fonbul.com’dan Murat Aktaş’ın verilerine göre 2012 yılında 172 emeklilik fonundan 83’ünün benchmark’ı varmış ve bunların ancak 23’ü (TKYD’ye göre 22) “eşiklerini” aşmış!

TKYD uzun vadeli bakılması gerektiğini söylüyor. Haklı olabilirler. Ancak Türk insanı henüz daha 3-5 yıllık değerlendirmeleri yapacak kadar “sabırlı” değil. Diğer yandan emeklilik fonlarının getirilerindeki “şeffaflık” da ayrı bir sorun. Fonların yarısından fazlası neyi hedeflediğini açıklamıyor! BES kullanıcıları neye göre yatırım yapacaklarını bilemiyorlar. Buna mutlaka bir çözüm getirilmesi gerekir.

Diğer yandan fon performanslarının açıklanması, geçmiş performanslarının kıyaslanması açısından da bir karmaşa hüküm sürüyor. Hem fon tipleri açısından hem de aynı ligdeki fonların miktarlarındaki kıyas zorluğundan dolayı BES kullanıcıları açısından zorluklar var. Fon tipleri 9’a kadar çıktı son zamanlarda. Belki bu fon tiplerini sınırlamak, aynı zamanda da miktarları aşısından da “minik-orta ve büyük” olarak ayırmakta fayda olabilir. Zira yüksek performans gösteren küçük fonlara ulaşım oldukça sınırlı olabiliyor.

SPK’nın yeni bir düzenleme taslağı var. Emeklilik fonlarını bir finansal grup içinde yönettiren şirketlerin; bu fonların yüzde 30’unun diğer portföy yönetim şirketlerince yönetilmesini “söylüyor”. Bence rekabeti arttıracak, performansın öne çıkacağı bu uygulama yerinde olacaktır. TKYD portföy yönetim şirketlerinin de emeklilik fonları kurmasına imkân tanınmasının ve rekabetin böylelikle sağlanmasını öneriyor. Ancak performansların ortaya çıkabilmesi için gereken zaman için “yüzde 30 kuralı” bence yerinde olacaktır. Bu fonlar kuruşup, performanslarını ortaya koyduktan sonra “adil rekabetin” başlaması yerinde olacaktır. İlerideki yıllarda yüzde 30 aşağı çekilebilir.

Bu arada TKYD kendi yönetim ücretlerinin “30 pips” (yıllık yüzde 0.30) olduğunu söylüyor. BES şirketlerinin “yönetim” ve “dağıtım” ücretleriyle “portföy yönetim” ücretlerinin ayrıştırılmasının daha doğru olacağını söylüyor. Haklı oldukları görünüyor.

Yeni dönemde BES’in başarılı olabilmesi için “şeffaflığın” gerektirdiği her şey konusunda adım atılmalı. Aksi takdirde “devlet katkısı” iyi bir “kalkan” olmaktan öte gidemeyecek.

Yazarın Diğer Yazıları

  1. Borsalar toparlanır mı?
  2. Merkez Bankası beklemeli mi?
  3. Brunson rallisi yaşanacak mı?
  4. ABD tahvilleri bizi nasıl etkiler?
  5. Papatya falı gibi...
  6. Enflasyon kritik
  7. YEPyeni hedefleri 12’den vurur mu?
  8. Yeni OVP piyasaya güven verecek mi?
  9. Faizi dengeleyici adım geldi
  10. Merkez ne yaparsa Dolar/TL ne olur?

© Copyright 2024

Gazete Vatan Gazetecilik ve Matbaacılık A.Ş.