Avrupa Birliği rüzgarı esmeye devam edecek mi?
.
Piyasalar, geçen hafta yapılan Avrupa Birliği (AB) Liderler Zirvesi’nden gelen haberlere o kadar sevindi ki ABD’den gelen olumsuz verileri gözardı etti. Bu haftanın en önemli beklentisi, 5 Temmuz’da yapılacak olan Avrupa Merkez Bankası (ECB) toplantısından çıkacak faiz kararı. ECB Başkanı Mario Draghi’nin “Önce politikacılar adım atsınlar, sonra biz üzerimize düşeni yaparız” sözleri bir faiz indirimi beklentisine dönüştü. Bu haftaki toplantıda 25 baz puanlık indirimle faizlerin yüzde 1’den yüzde 0.75’e indirilmesi ihtimali yüksek.
İlk kez somut sonuçlar üreten bir Avrupa Birliği (AB) Liderler Zirvesi yapılmış görünüyor. AB Zirvesi’nde alınan bankaların merkezi bir kurum (Bizdeki BDDK benzeri) tarafından gözetilmesi ve denetlenmesi, gerektiğinde EFSF ve ESM tarafından “kurtarılmasının” yolunun açılması ve ECB’nin de buna destek vermesine olanak tanınması orta vadede “güvenin oluşturulması” için önemli bir adım oldu. “Banka birliği” önümüzdeki dönemde AB’nin geleceği için gerekli olan “mali birliğin” de yolunu açabilecek. Bu nedenle geçtiğimiz hafta yapılan Liderler Zirvesi, AB için bir dönüm noktası olarak anılabilir.
Piyasalar AB zirvesinden gelen haberlere o kadar sevindi ki ABD’den gelen olumsuz tüketim, araba satışı verileriyle son 6 ayın en düşüğüne inen tüketici beklentilerini gözardı ettiler.
ECB kararı bekleniyor
Bu haftanın belki de en önemli beklentisi 5 Temmuz’da yapılacak Avrupa Merkez Bankası (ECB) toplantısından gelecek faiz kararı. ECB Başkanı Draghi’nin “Önce politikacılar adım atsınlar, sonra da biz üzerimize düşeni yaparız” şeklindeki söylemleri piyasaları coşturan zirve sonrasında bir “faiz indirimi” beklentisine dönüştü. Yıl başından beri ECB’nin yaz döneminde bir faiz indirimine gideceği beklentimi paylaşmıştım. Bu hafta yapılacak toplantıdan 50 baz puan değilse de 25 baz puanlık bir indirimle faizlerin yüzde 1’den yüzde 0.75’e indirilmesi ihtimali yüksek. Bu hafta yapılacak toplantıda bir indirim sinyali ile yetinilecek olur ise faiz indirim kararı, çok büyük ihtimalle 19 Temmuz’daki toplantıda alınacak gibi görünüyor.
Bu durum AB ekonomisine bir yarar sağlar mı? Kısa vadede zor. Zira likidite tarafında zaten bir sorun yoktu. ECB’nin açtığı iki LTRO ihalesiyle AB bankalarına 1 trilyon euro likidite sağlanmıştı. Ancak güven ortamının tesis edil(e)memesinden dolayı, 700 milyar eurodan fazla likidite bankaların ECB’deki hesaplarında uzun zamandan beri “yatıyor”. ECB’nin faiz indirim kararı; tıpkı Fed gibi düşük faiz ortamının daha uzun süre devam edeceği mesajının verilmesi açısından önemli olacak.
Peki bu durum piyasaları nasıl etkileyecek?
Euronun dolar karşısındaki “faiz avantajı” azalacak. Bu da euronun değeri açısından ilk aşamada iyi bir haber değil. Zaten ABD’nin değeri düşük dolar istemesi ile “mecburen değerli” olan euro faiz avantajını da kaybedince dolar karşısında değer kaybetmeye devam edecektir. Bu haftanın başında geçen haftanın rüzgarıyla 1.2740-1.2790 seviyelerinden birine kadar yükselebilir. (Bu seviyelerin aşılması durumunda 1.2910 seviyesi resmin içine girebilir ancak olasılığı bence düşük.) Ancak sonrasında; özellikle de faiz kararından sonra yeniden 1.23’lerin altına inilecek bir hareket başlayacak diye tahmin ediyorum.
ECB’nin faiz kararı bizim piyasalarımızı sınırlı da olsa olumlu etkileyecektir. Her ne kadar ABN’deki bankacılık krizinden dolayı gelişmekte olan ülke piyasalarına ayrılan kaynaklar azalsa (İndireç yılının etkisiyle) yeni dönemde bunların faizlerinde aşağı yönde bir hareket olabilecek. Bundan da önemlisi faizleri indirmek, istisnai günlerin sayısını azaltmak isteyen TCMB’nin elini rahatlatması açısından ECB’den gelecek bir faiz indirimi önemli.
Sırada 63.300 var
Gelelim bu haftaya...
Geçtiğimiz Cuma günkü sert hareketleri tek başına AB zirvesine bağlamak hata olur. Malumunuz Cuma günü yılın ikinci çeyrek ve ilk yarısının son günüydü. Kötü geçen ikinci çeyreği “iyi göstermek”, fon performanslarını yukarıda tutabilmek adına piyasalardaki yükselişler bir parça abartılmış durumda.
Bunun yanı sıra “kapanan kısa pozisyonların” ve de “zarar kesme-stop loss” hareketlerinin de etkisini eklemekte fayda var. Özellikle emtia cephesinde bu ikincil etkiyi daha net görmek mümkün. Petrol, altın, gümüş ve bakırdaki hareketler buna iyi bir örnek teşkil ediyor. ABD hampetrolü Cuma günü 77.70 dibinden 85.10 seviyesine kadar yükseldi. Gün içinde yüzde 9.52’lik bir hareketi (Vadeli kontratlar işlem görmeye başladığından beri en yüksek 4. artışmış) sadece AB Zirvesi’yle açıklamak pek mümkün değil.
Cuma günkü hareketin birçok piyasada kritik teknik seviyelerin geçilmesi nedeniyle bu haftanın ilk yarısında; özellikle de ECB’den gelebilecek bir faiz indirimi (parasal kolaylaştırma) beklentisiyle sürmesi mümkün. Ancak Cuma günkü hareketlerin “ekonomik temelleri” henüz zayıf. Veriler bu yükselişi tam olarak destekler nitelikte değil. Bu nedenle, haftanın ikinci yarısında kâr realizasyonlarına tanık olabiliriz.
İMKB buna iyi bir örnek teşkil edecektir diye düşünüyorum. İMKB 100 endeksinin yükselişteki hedeflerinden biri 62.500 seviyesiydi ve geçen hafta görüldü ve kapanış tam da bu seviyeden gerçekleşti. Şimdi sırada 63.300 seviyesi var. Geride birçok “boşluk” bırakan son rallinin 54.000 seviyesinden başladığını, gelinen seviyelerin kâr realizasyonu için cazip olduğunu görenler mutlaka olacaktır.