Almanya ‘He’ deyince...
.
Piyasa bir istedi, Draghi 3 verdi. Politika faizi 25 baz puandan 15 baz puana, marjinal fonlama faizi 75 naz puandan 40 baz puana inerken bankaların ECB nezdinde tuttukları mevduat için Draghi’ye üste 10 baz puan (negatif faiz) ödeyecekler. Bu “negatif faiz meselesi ilginç! Bankaların birbirine güvenmediği bir ortamda ECB’nin negatif faizi nedeniyle neden ve nasıl birbirini tercih edecek, bilemedim. Bu arada müşteri mevduatlarına da “negatif faiz uygulaması” başlarsa ne olacak merak ediyorum. Tüketime mi yönelecekler mi, yoksa tasarruflarını AB bankacılık sisteminin dışına mı çıkaracaklar, merak ediyorum.
Faiz indirimleri yetmedi
400 milyar euroluk bir parasal genişleme paketi açıklandı ve Draghi “gerekenler yapılacak” dedi. Merak ediyorum, geçtiğimiz ay hatta 24 ay öncesinden bu yana akılları neredeydi? Bu kadar zaman geçtikten, negatif enerji bu kadar biriktikten, sorunlu krediler bu kadar arttıktan sonra bu adımlar ne kadar işe yarayacak? Evet, bankaların verecekleri kredileri fonlama maliyetleriniazaltma adına iyi adımlar. Satın alınacak varlığa dayalı menkul kıymetler çeşitlendirilmesi şirketlere ve hane halkına kademeli yansıyacak diye umuluyor. ECB neredeyse tüm silahlarını çekmesine rağmen yetmez ama, evet! Peki ne oldu da bu denl “kapsamlı” bir paket açıklandı? Öncelikle Almanya “izin verdi”! Peki Almanya neden izin verdi? Bence iki sebebi var:
1- Almanya da artık krizin faturasının bir kısmının kendine çıkacağını anladı ve bu faturanın ödenme zamanınını geciktirmeye çalışıyor.
2- Ukrayna’daki gelişmeler Almanya ve AB’yi korkuttu! Ukrayna’da olayların devam ediyor olması, başkanlık seçimlerine rağmen ortalığın yatışmaması ve bu durumun Moldova ve diğer Avrupa’ya kıyısı olan Rusya “hinterlandındaki” ülkelere sıçramasından korkan AB ve tabii ki Almanya böylesi bir adım attı.
Katkı sağlar mı?
Yaza giriyoruz ve yaz öncesinde alınan bu “toptan” kararlar AB’ye katkı sağlar mı? Sağlayacağını umalım. Bize düşer mi? Piyasanın aksine sanmıyorum. Neden derseniz, ECB akıllandı. LTRO ve negatif faizlerin “hedefe” gitmesini isteyecek, banka bilançolarından devir alacakları kalemleri hedefleri doğrultusunda seçecek. Euro/dolar paritesinin 1.3503’e indikten sonra 1.3660’lara çıkması da bu savı güçlendiriyor. Her ne kadar euronun 1.3450-70 bandına ineceğini bekliyor olsam da görünen, bu düşüşün daha aşağıya devam etmeyeceği ve kalıcı olmayacağı yönünde. Asıl ilginç sonuç Fed ve Yellen tarafında çıkacak! ECB’nin faiz indirdiği bir ortamda Fed alımlarını daha “hızlı” bile azaltabilir. Nasılsa BoJ ve ECB devrede, bana ihtiyaç kalmadı, düşük fonlamanızı (carry trade) onlardan alın diyebilir. ECB’nn hamlesi; her ne kadar bize para girişini garanti etmese de; 24 Haziran’daki MB toplantısında Başkan Başçı’nın da faiz indirme konusunda elini rahatlatacak bir hamle oldu.