Şampiy10
Magazin
Gündem

5 yıldaki 3. kritik kesişme!

.

ABONE OL
Vatan Haber

TEKNİK açıdan İMKB için önemli bir haftaya giriyoruz. Sıkça kullanılan göstergelerden biri olan 50 günlük hareketli ortalamanın 200 günlük hareketli ortalamayı aşağı yönde kesmesi. ‘Golden Cross’ olarak adlandırılan bu kesişme, ‘Kısa vadeli düşüş trendinin, uzun vadeli yükseliş trendinden daha baskın çıkması’ olarak tercüme edilebilir. Bu kesişme ağırlığını daha da hissettirecek.

Bu hafta İMKB için teknik açıdan önemli bir hafta. Neden olduğuna aşağıda değineceğim. Ama önce yurt dışına bir göz atmakta fayda var!

Yarın ABD’de Case-Schiller konut fiyatları endeksi açıklanacak. Geçtiğimiz hafta açıklanan verilere paralel ABD’de konut fiyatlarında “yeni dip” endişelerini “hortlatacak” veriler gelecek olur ise piyasalardaki oynaklık daha da artacaktır. Bir yandan Fed’in önlemlerinin işe yaramadığı ve “3. Bedava Para Paketi’nin (BPP)” devreye girmesi gerektiğini savunanların sayısı artacak. Diğer yandan BPP’lerinin enflasyona neden olduğu ve bir seferlik gibi görünen bu artışların kalıcı olacağını savunanların karşı çıkışları....

ABD verileri izlenecek

Şubat ayında açıklanan verilerde ABD’deki konut satışları ve öncü konut fiyatları beklentilerin altında kaldı. Şubat’ta yıllık toplamlara göre ikinci el konut satışları Ocak’taki 5.4 milyon adetten 4.9 milyon adede inerken, yeni konut satışları ise 250 bin adet ile yeni düşük seviyelere indi. Fiyatlardaki gerilemeye rağmen, satışların oldukça zayıf kalmasının en temel nedeni son dönemdeki iyileşmeye rağmen işsizliğin halen yüksek seviyelerini koruyor olması. Bu haftanın en önemli verisi olan işsizlik oranında önemli bir iyileşme olmaksızın Mart ayında Şubat’taki seviyede kalacağı tahmin ediliyor. Öte yandan Ocak’tan bu yana gerileyen tüketici güveni de, Mart itibarıyla son 16 ayın en düşük seviyesine indi.

ABD’den gelen “beklentilerden kötü” veriler konut cephesiyle sınırlı değil. Dayanıklı mal siparişleri bir önceki aya göre gerilerken ekonomik faaliyet en iyi göstergelerinden biri olan petrol tüketimi kriz öncesinin gerisinde. Ha keza petrol stokları da son 5 yılın en yüksek seviyelerinde. Brent petrol fiyatı ile ABD hampetrol fiyatı (WTI) arasındaki farkın halen daha 10 doların altına inmiyor olması da temel olarak bu sebepten.

İşin ilginç tarafı geçtiğimiz hafta ABD borsa endekslerinde bunca “olumsuz” veriye rağmen önemli bir yükseliş yaşanmasıydı. Alman DAX Endeksi’nde ve nükleer felakete rağmen dipten dönen Japon borsalarında da benzer bir hareket yaşandı. Bunun ardında Japonya’daki “felaket silsilesi” sonrasındaki hızlı düşüşlerin bir düzeltmesi/toparlanması vardı. Belki de bu toparlanmada Perşembe günü ABD’deki bir kaç hedge fonunun 3. BPP geleceğine dair özellikle vadeli piyasalarda yapmış olduğu “çılgın” alımların da payı vardı.

Sebep her ne olursa olsun S&P’de 50 günlük HO geçtiğimiz Cuma kapanışı itibarıyla yukarı yönde geçildi. Yükseliş adına iyi bir haber. Ancak yeter şart değil. Zira bu hafta sonu açıklanacak tarımdışı işsizlik/işsizlik oranları, konut fiyatları/stokları havayı her an bozabilir. Benim beklentim, yükseliş hareketinin bu haftanın başında yerini daha yatay/düşüş yönlü bir piyasaya bırakması.

Dönelim ülkemize...

Bizde de 31 Mart Perşembe günü 2010 yılı son çeyrek ve beraberinde de 2010 yılı büyüme rakamları açıklanacak. Yüzde 8’in üzerinde bir büyüme geleceği beklentisi var. Büyük ihtimalle bu rakamlara ulaşılacak. Önemli mi? Bence kaydi değerden öte çok da fazla bir anlam taşımıyor. Zira “yaşandı bitti misali” bir veri olacak. Geleceğe dair umut verici olmaktan öte çok da fazla bir anlam taşımıyor. Bana göre zorunlu karşılıklardaki 500 baz puanlık artış, 2010 yılı büyüme oranının yüzde 8 yerine 9 hatta 10 çıkmasından çok daha önemli bir gelişme.

Bu haftanın İMKB açısından en önemli gelişmesi “teknik analizi” ilgilendiren bir gelişme. Sıkça kullanılan göstergelerden 50 günlük harketli ortalamanın (HO), 200 günlük HO’yı aşağı yönde kesmesi. “Golden Cross” olarak adlandırılan bu kesişme “kısa vadeli düşüş trendinin, uzun vadeli yükseliş trendinden daha baskın çıkması” olarak tercüme edilmesi mümkün. Teknik olarak böylesi bir kesişme sonrasında düşüşlerin daha da devam etmesi ihtimali artar. Bizde de kısa vadede yaşanan cılız toparlanmalara rağmen, önümüzdeki günlerde/haftalarda bu “kesişmenin” ağırlığını daha fazla hissedeceğiz.

Gösterge bono faizlerinde yeniden yüzde 9’un üzerinde bir haftalık kapanış yapmamız, bu hafta içinde yüzde 9.25 seviyelerine kadar bir yükseliş ihtimalini arttırıyor. Bu seviye bonular açısından önemli. Bu seviyenin üzerine çıkılması; özellikle haftalık kapanış olması; “çift haneli” seviyelerin önünü açacaktır. Diğer yandan “küresel faiz seviyesinin” Japonya depremi nedeniyle düşük kalacağı beklentisi, bizim bonolara olan yabancı ilgisini arttıryor. BDDK verilerine göre yurtdışı yerleşikler 4-11 Mart arasında 900 milyon dolarlık DİBS (Devlet İç Borçlanma Senedi) alımı gerçekleştirmişler.

Yabancıların bu alımlarının yanı sıra TL cephesindeki muhtemel sıkışıklığa hazırlık kurların aşağı düşmesine yardımcı oluyor. Dolar/TL kurlarında aşağıda 1.5330 ve 1.5210 seviyesi, yukarıda da 1.5830 seviyesi önemli olacak.

Yazarın Diğer Yazıları

  1. Borsalar toparlanır mı?
  2. Merkez Bankası beklemeli mi?
  3. Brunson rallisi yaşanacak mı?
  4. ABD tahvilleri bizi nasıl etkiler?
  5. Papatya falı gibi...
  6. Enflasyon kritik
  7. YEPyeni hedefleri 12’den vurur mu?
  8. Yeni OVP piyasaya güven verecek mi?
  9. Faizi dengeleyici adım geldi
  10. Merkez ne yaparsa Dolar/TL ne olur?

© Copyright 2024

Gazete Vatan Gazetecilik ve Matbaacılık A.Ş.