1 puan doları yükseltir 0.50 puan kıpırdatmaz
.
Merkez Bankası’nın Perşembe günkü faiz kararı doların seyrini belirleyecek. Faizler sabit kalırsa dolar 2.0650 TL’nin altını zorlayabilir. 50 baz puanlık indirimin etkisi ise sınırlı olur
Perşembe günü yapılacak Para Politikası Kurulu(PPK) toplantısı özellikle bizim piyasalarımız için bu haftanın en önemli kararı olacak.
Bir yandan “kurlardaki düşüşü engellemek için Merkez Bankası gerekeni yapsın” diyen bir iş dünyası (daha doğrusu ihracatçılar), aynı safta yer alan “yüksek enflasyonun sebebi, yüksek faizdir” diyen bir siyasi anlayış ve diğer yandan da ekonomi biliminin ortaya koyduğu “doğrular”. Ekonomi bilimi, siyasi görüşün tersini savunuyor: Faizler (reel olandan bahsediyoruz) düşük oldukça, tasarruf eğilim azalacak, insanlar daha fazla tüketime yönelecekler diyor. Hele ki yüksek enflasyon ortamındaysanız, insanlar ihtiyaçlarını ileride daha yüksek bir fiyattan alacaklarsa, neden bugünden almasınlar?
Beklenti 0.50-1 puan
Hal böyle olunca tasarruf dürtüsü geliş(e)miyor, tüketim hızlanıyor, talep öne çekiliyor, talep tarafından başlayan enflasyon da artmaya devam ediyor. Merkez Bankası, bunu tabii ki biliyor ve cari enflasyon oranları ile faizleri indirme konusunda zorlu bir karar verecek. Peki bu ortamda Merkez Bankası, faiz indirebilecek mi?
Gösterge bono bileşik faizleri yüzde 9.20’lere (10 yıllıklar yüzde 9.45) gerilemişken faiz indiriminin gelmesi çok da şaşırtıcı olmayacaktır. Piyasalarda 50-100 baz puan civarında bir indirim olabileceği konuşuluyor. Ancak bu karar yıllık tüketici enflasyonu yüzde 9.38’e yükselmişken alınabilecek mi? Enflasyon cephesinden bakıldığında; kurlardaki gerilemeyi hariç tutacak olursak; Merkez Bankasısı’nın faizleri indirmesi için henüz daha “gerek şartlar” oluşmuş değil. Başkan’ın son konuşmalarında söylediği üzere Haziran ayından itibaren enflasyonda br gerileme görüldüğünde ancak bu indirim(ler) makul hale gelecek.
Asıl soru Merkez Bankası’nın ne yapması gerektiğinden çok, ne yapacağı?
‘Ne şiş yansın ne kebap’ indirimi
Geçtiğimiz hafta da belirttiğim üzere benim beklentim 50 baz puanlık “ne şiş yansın, ne kebap” tarzı bir indirime gidilmesi. Böylesi bir indirim Merkez Bankası’nın enflasyonu “gözettiği” algısını güçlendirmese de kur tarafına “daha fazla düşmesine gerek yok!” mesajını verebilecek. Ancak bunun kurlar üzerindeki etkisi sınırlı olacaktır. İndirim 100 baz puan olursa dolarda dip seviyesi 2.0650, yukarıda ise 2.1450 ilk ve önemli direnç olacak. Bu seviyenin ilk test edildiğinde aşılması zor. Ancak politka faizlerindeki indirim 100 baz puandan fazla olması durumunda 2.1450 seviyesinin aşılması gündeme gelebilecek. Ola ki faizler değişmez ise TL’nin yeniden değer kazandığını belki de 2.0650 seviyesinin yeniden test edildiğini bile görebiliriz.
Ukrayna’daki gelişmeler önemli!
Bu hafta sonu Ukrayna’da başkanlık seçimi var.
Bu seçim de yakından izlenmekte fayda var. Özellikle de merkezi hükümetin Doğu Ukrayna’ya sandıkları götürüp, götürmeyeceği, götürebilirse eğer, sandıkların güvenliğini sağlayıp sağlayamacağı da önemli.
Tabii ki bu seçimler sırasında Rusya’nın ve AB’nin de tavrı önemli. Seçim öncesi yaşanabilecek sokak çatışmaları piyasalarda gerginliği artırabilir.
Önümüzdeki hafta Çin’i ziyaret edecek olan ve 10 yılı aşkın süredir müzakere edilen boru hatlarıyla ilgili açıklama yapması beklenen Putin’in Ukrayna için geri adım atması; seçim sandıklarının Doğu Ukrayna’da açılması v.b.; piyasalardaki gerilimi azaltabilecek. Yine de akılda bulundurmakta fayda var “Mayıs’ta sat ve uza” mevsiminde son 2 haftaya girildi. İlk 2 hafta yaşanmayan satışların önümüzdeki 2-3 haftada hayata geçmesi ihtimali halen daha var ve bence de hiç de az değil.