Arap Baharı'nda ortaya çıktı
Arap Baharaı sırasında Mısır, Tunus ve Libya'da internete getirilen kısıtlamalarla 'altın çağını' yaşayan Hotspot Shield, Türkiye'de ise Gezi Parkı protestoları sırasında gündeme geldi. Hüsnü Mübarek, Tahrir Meydanı isyanı sırasında protestolcuların twitter ve Facebook üzerinden haberleşmesini engellemek için sosyal medyaya yasak uygulayınca bir gün içinde Mısır'da Hotspot Shield kullanan kişi sayısı 100 binden 1 milyona ulaştı.
New York Times’a sorular
Şimdi sormak gerekmez mi?
Erdoğan'ın konuşmasında hedef aldığı ABD’nin Türkiye Büyükelçisi Francis Ricciardone, Mısır’da görev yaptığı dönemde de benzer bir suçlamayla karşı karşıya kalmıştı. AB elçileriyle yaptığı görüşmede, 'Halkbank konusunda defalarca uyardık dinlemediler. Şimdi bri imparatorluğun çöküşünü izleyeceksiniz' dediği iddia edilen Ricciardone, 2005-2008 tarihleri arasında şimdi mahkemede yargılanan devrik lider Hüsnü Mübarek'in Mısır Cumhurbaşkanlığı yaptığı dönemde ABD'nin Kahire Büyükelçisi'ydi. 12 Mart 2006'da Mısırlı bir grup üniversite öğrencisiyle bir araya gelerek yaptığı konuşmada 'Mübarek ABD’de çok tanınır. Kendisine saygı duyulur. ABD’de bakanlık için aday olmak zorunda kalsa, dünya sahnesinde bir dev olarak ABD’deki seçimleri kazanabileceğini düşünüyorum' dediği iddia edilmişti.
'Bunlar saçmalık' demişti
Daha sonra Türkiye'ye Büyükelçi olarak atanmasının gündeme geldiği günlerde Washington'da bu iddia kendisine soruldu. Türk ve Ermeni müzisyenlerce Türkiye'nin Washington Büyükelçiliğinde 3 Şubat 2011'de verilen konserin ardından gazetecilerin sorularını yanıtlayan Ricciardone'ye 'Kahire Büyükelçisi olduğu dönemde Mısır'daki insan haklarının durumu konusunda Mısır yönetimine baskı yapmadığı, Mısır Cumhurbaşkanı Hüsnü Mübarek'in ABD'de seçime katılması halinde kazanabileceğini söylediği' iddiaları soruldu. Ricciardone, bu sözleri söylemediğini, 'Bunlar saçmalık inanmayın' ifadesiyle dile getirdi.
Bu yetkiyle Motorola, başta Singapur, Ürdün, Hong Kong ve ABD olmak üzere birçok ülkede Uzanlarla ilişkisi olan şirketlerin Cem Uzan başta olmak üzere aile üyeleri ve Uzanlar’ın yöneticileriyle e-mail yazışmalarını ele geçirmek için girişim başlattı. Amaç yazışmalar aracılığıyla Uzan Ailesi’nin gizlediği malvarlıklarını ortaya çıkarmaktı.
‘Uzan Properties’
Mart ve Mayıs aylarında Rakoff’un aldığı gizli kararlar Google, Microsoft, Yahoo ve AOL’e iletildi ve Uzan Ailesi’nin e-mail yazışmalarının tamamını Motorola’ya göndermeleri istendi. Motorola elde ettiği bilgilerle ‘Uzan Properties’ (Uzan malvarlıkları) ve ‘Uzan proxies’ (Uzanlar adına işlem yapan kişiler) listeleri oluşturarak mahkemeye sundu. Mahkeme de Uzanlar’a ait olduğu belirlenen ABD içindeki malvarlıklarının açık artırma usulüyle satılarak elde edilen gelirin Motorola’ya aktarılmasına karar verdi.
Yine o boş tartışma başladı... Neymiş efendim F klavye Türkçe'ye daha yatkınmış, çok daha hızlı yazılıyormuş herkes onu kullanmalıymış. 2017 yılına kadar da tüm kamu kuruluşlarında zorunlu olacakmış... Öğrencilere dağıtılacak olan tabletlerde de F standart klavye olacakmış.
Yerli malı yurdun malı
F klavye 1955'te İhsan Yener tarafından TDK'daki 30 bin kelimenin harf dizilimlerinin istatistiksel hesaplaması sonucu sesli harfleri solda sessizleri sağda bırakacak ve daktilo yazarken parmağı yormayacak şekilde tasarlanmış bir tuş kombinasyonu. Tamam peki. Tamam da 'Yerli malı yurdun malı herkes onu kullanmalı' tadında bir tartışmaya dönüştürmenin ne alemi var?
F KLAVYE ZORUNLULUĞU GELİYOR
2010'daki Mavi Marmara baskının ardından İsraille gerilen ilişkilerde Tel Aviv'den gelen özürün ardından ilk resmi temas dün yaşandı. İsrail Çevre Bakanı Amir Peretz THY'nin tarifeli uçağına bindi ve İstanbul'daki Uluslararası Konferensta ülkesini temsil etti. Bu, özürden sonra iki ülke arsındaki ilk üst düzey temas oldu.
Geçtiğimiz ay özürden sonra İsrail'e ilk basın ziyaretini gerçekleştiren gazeteci heyeti içinde yer almıştım. İsrail'de kiminle konuşssak Türkiye ile ilişkilerin mutlaka ama mutlaka normalleştirilmesi gerektiğini, bunun İsrail'in güvenliği açısından kritik öneme sahip olduğunu söylüyordu. Ancak Ankara'dan beklenen karşılığın alınamadığını, Türk hükümetinin bu konuda gönülsüz olduğunu, 'İsrail'i dizlerinin üzerine çöktürüp özür dilettik, bu bize yeter' görüşünün hakim olduğunu sandıklarını söylüyordu. Buna rağmen İsrailli bakanın Türkiye'ye gelerek, 'Benim umudum şu. Çok yakın gelecekte Türkiye ile İsrail arasındaki sorunları da çözebileceğimize inanıyorum. İsrail'in yurttaşları ve Türkiye'nin yurttaşları, kendi hükümetlerinden biran önce uzlaşmalarını bekliyorlar' demesi çok önemli.
Hem Çevre Bakanı deyip de geçmeyin. Amir Peretz, öyle sıradan bir siyasetçi değil. İsrail'de Savunma Bakanlığı, Başbakan Yardımcılığı ve ana muhalefet liderliği yapmış bir isim. Peki İsrail neden Türkiye ile ilişkileri düzeltmeye bu kadar istekli?
İşte gerekçeler
Türkiye ile Mısır arasındaki ilişkiler AK Parti iktidarında Mübarek döneminde hızlanıp, Müslüman Kardeşler iktidarında iyiden iyiye ivme kazanarak kuvvetlenmişti. İki ülke arasındaki ticaret hacmi son 5.5 yılda yüzde 900 artarak 5.9 milyar dolara ulaştı. Ancak Mısır’da yaşanan darbe ve sonrasındaki #R4bi4 eylemleri iki ülkeyi tabiri caizse ‘kanlı bıçaklı’ hale getirdi.
Önce diziler yasaklandı
Önce Mısır’da Türk dizilerine yasak geldi, ardından bazı gruplar Türk ürünlerini boykot etti. Türkiye’deki #R4bi4 protestoları Mısır’ın darbeci iktidarını ve General Sisi’yi adeta çileden çıkarttı. Büyükelçimiz Hüseyin Avni Botsalı’nın resmi konutu önünde eylemler düzenlendi.
Kerry’nin sözleri