Yerli uçan araba Tusi özellikleri ne? Nasirüddin Tusi kimdir?
Türk mühendisler tarafından yapımına 2018 yılında başlanan uçan araba 'Tusi’ projesinde sona gelindi. Tusi’nin açık alanda test sürüşlerine başlandı. Peki, Yerli uçan araba Tusi özellikleri ne? Tusi kim tarafından yapıldı? Nasirüddin Tusi kimdir? İşte Yerli uçan araba Tusi özellikleri ve Nasirüddin Tusi hakkında merak edilenler...
Türk mühendisler ve öğrenciler tarafından geliştirilen uçan araba projesinde son aşamaya geçildi. 13’üncü yüzyılda Fars bilim insanı Nasirüddin Tusi'nin adı yerli uçan arabaya verildi. Tusi adı verilen yerli uçan arabanın özellikleri merak ediliyor. Peki, Yerli uçan araba Tusi özellikleri ne? Tusi kim tarafından yapıldı? Nasirüddin Tusi kimdir? İşte Yerli uçan araba Tusi özellikleri ve Nasirüddin Tusi hakkında merak edilenler...
Türk mühendisler tarafından yapımına 2018 yılında başlanan uçan araba 'Tusi’nin açık alanda test sürüşlerine başlandı. ‘Tusi’ adı verilen araç 2,5 saatte şarj olup, 9 dakika havada kalabiliyor.
İstanbul Gelişim Üniversitesi’ndeki Teknoloji Transfer Ofisi’nde (TTO) Türk mühendisler ve öğrenciler tarafından geliştirilen uçan araba projesinde sona gelindi. ‘Tusi’ adı verilen aracın kapalı alanda test sürüşleri tamamlanarak açık alanda uçuşlara başlandı. Karada ve havada gidebilen 100 kilo ağırlığındaki Tusi’de 80 kiloluk bir kişi seyahat edebilecek.
YERLİ UÇAN ARABA TUSİ'NİN ÖZELLİKLERİ NE?
İGÜ TTO’dan Ar-Ge Mühendisi Umut Uz, “Projeye 2018 yılında başladık, tasarım ve üretim aşamalarından sonra test sürüşlerine başladık. 6 motorlu altyapı üzerine kurulu aracın ağırlığı 100 kilodur, 80 kilodaki birini rahatlıkla seyahat ettirecek özellikte tasarladık. Test uçuşunda sağlıklı bir iniş sistemini ortaya çıkarabilmek tekerlekli yapısını ortadan kaldırdık. Uçan araba karada ve havada gidebilecek şekilde tasarlandı” dedi.
Uçan arabanın 30 kilometrelik bir uçuş menzili olduğunu aktaran Uz, “Karada ise yaklaşık 160 kilometrelik bir menzili var bu bağlamda da altyapısı iddialı. Elektrikli araç, karbon fiber gövde uçuş özelliğine sahip. 6 tane motor ile yaklaşık olarak 180 kiloluk bir itiş değerimiz mevcut, bataryalarımız yaklaşık olarak 2-2,5 saat süresince şarj oluyor ardından da 8-9 dakikalık bir uçuş süremiz mevcut, bu da bizim için 30 kilometrelik bir menzile tekabül ediyor” diye konuştu.
Uz, “Test uçuşlarımız 10 metre civarında gerçekleşiyor. Belli başlı limitin üstüne çıktığımız zaman havadaki rüzgar direnci devreye giriyor. İlk prototip olduğundan dolayı bizim için yeterli diyebilirim, istediğimiz sonuçlara ulaşıyoruz. Uçan arabamızın ismi ‘Tusi’ 13’üncü yüzyılda Fars bilim insanı Nasirüddin Tusi, İslam bilimi için çok önemliydi, bizde bu çalışmalarından esinlenerek aracımıza ‘Tusi’ ismini verdik. Ayrıca ülkemizde ve dünyada uçan araba projesi çokça geliştiriliyor, çalışmalar var. Bizlerde geleceğin teknolojisi olarak adlandırdığımız uçan araba teknolojisini şimdiden başlayıp geleceğe yön vermeyi planlıyoruz” ifadelerini kullandı.
NASİRÜDDİN TUSİ KİMDİR?
Tam adı, Ebû Ca‘fer Nasîrüddîn Muhammed b. Muhammed b. el-Hasen et-Tûsî olan ve İslam dünyasında Nasirüddin Tusi olarak bilinen İslam alimi, 17 Şubat 1201'de Tûs’ta doğdu. En çok kullanılan lakabı Hâce Nasîrüddin’dir. İlk eğitimini babasından alan Tûsî on beş yaşlarında iken dönemin ilim merkezlerine yolculuk yaptı. Nîşâbur’da Muînüddin Sâlim b. Bedrân el-Mâzinî el-Mısrî’den fıkıh, Ferîdüddin Dâmâd diye bilinen Ebû Muhammed Hasan b. Muhammed Ferîmûdî’den felsefe dersleri aldı.
Azerbaycan’ın Merâga şehrinde kendi dönemine kadar İslâm coğrafyasında yapılan en büyük rasathânenin kurulmasında pay sahibi oldu.
Tûsî aynı zamanda önde gelen İslâm mantıkçıları arasında yer alır. Başta Esâsü’l-iktibâs ve Tecrîdü’l-mantık olmak üzere bu alanda önemli çalışmaları vardır. Müteahhirîn döneminin önde gelen düşünürlerinden Teftâzânî, Seyyid Şerîf el-Cürcânî, Mîr Dâmâd, Molla Sadrâ ve Molla Fenârî gibi âlimlerin eserlerinde Tûsî’nin görüşlerine yer vermeleri ve kendisini muhakkik sıfatıyla anmaları onun bir otorite kabul edildiğini göstermektedir.
Tûsî, İslâm dünyasında müsbet ilimlerin gelişmesinde büyük katkıları bulunan âlimlerden biridir. Onun öncülüğünde Merâga Rasathânesi’nde yapılan çalışmalarda müsbet ilimler alanında önemli gelişmeler kaydedilmiştir.
Tûsî, o dönemde İslâm coğrafyasındaki seçkin ilim adamlarını ve müsbet ilimlerde uzmanlığı bulunanları rasathâneye davet edip onlara gerekli desteği sağlamış, Bağdat’ın Moğollar’ca yağmalanması sırasında kendisinin kurtardığı eserlerle İslâm dünyasının çeşitli yerlerinden getirttiği kitapları rasathânede toplayarak büyük bir kütüphane kurmuştur. Rasathâne, astronominin yanında aklî ve naklî ilimlerde çalışmalarını yürüten âlimlerin de bulunduğu bir kurumdu. Kutbüddîn-i Şîrâzî ve Necmeddin Ali b. Ömer el-Kâtibî gibi felsefe, kelâm ve mantık; Müeyyidüddin el-Urdî ed-Dımaşki gibi geometri ve astronomi; Fahreddîn-i Merâgi ve İbn Ebü’ş-Şükr el-Kurtubî gibi matematik; Fahreddîn-i Ahlâtî gibi tıp alanında uzman kişiler bu rasathânede faaliyetlerini rahatça yürütebiliyorlardı. Rasathânede Çin’den gelen Fau Mun Ji adlı bir astronom da çalışıyordu.
Tûsî, bu âlimlerin yardımıyla astronomi kataloglarını içeren ve astronomi alanında en önemli eseri olan Zîc-i İlhani’yi yazmaya başlamış, ancak ölümü yüzünden eser yarım kalmıştır.
Onun dönemine kadar yazılan kataloglar içinde en gelişmişi olan bu çalışma başta Çin olmak üzere bütün Asya’da bilinirdi.
Merâga Rasathânesi’nde kullanılan astronomi aletlerinin birçoğu bizzat Tûsî tarafından icat edilmiştir. Bunların en önemlisi, bugün kullanılan teodolit aletinin daha basit bir örneği olup semt ve irtifa tayininde kullanılan “torquetum” adlı araçtır.
Zîc-i İlhânî’de Batlamyus’un yer merkezli sisteminin yanlışları gösterilmiş, yine yer merkezli başka bir sistemin tasarımı verilmiş, bu sistem Copernicus sistemine giden yolu açmıştır. Tûsî’nin geometri alanında da önemli çalışmaları vardır. Öklid’in Elementler’ine yazdığı Tarîru Öklîdis (Tarîrü’l-uşûl) adlı eser asırlarca kendi alanında en önemli çalışmalardan biri olarak ün yapmıştır. Hatta Sir Lanuckneri’nin XVIII. yüzyılda uzay hendesesini Nasîrüddîn-i Tûsî’nin düzlem hendesesi prensiplerinden beşinci prensip üzerine kurduğunu söyleyen bilim adamları vardır.
ûsî, Öklid’in beşinci postulatı olan “koşutlar postulatı”nı yeterince doyurucu bulmamış ve onu “Tûsî postulatı” diye tanınan başka bir şekilde ortaya koymuş, bu postulatı kanıtlamada başarılı olamamışsa da postulatının ne olduğunun açıklığa kavuşmasına ve Öklid dışı geometrilerin ortaya çıkmasına öncülük etmiştir.
Tûsî’nin, İslâm dünyasında trigonometriyle ilgili ilk müstakil çalışma olan Şeklü’l-Katta adlı eseri sayesinde trigonometri astronomiden ayrılmış ve matematiğin bir dalı olarak değerlendirilmeye başlanmıştır. Altı trigonometrik fonksiyonları kullanan Tûsî düzlemsel ve küresel üçgenlerin çözümüyle uğraşmıştır. Ayrıca bir çember içinde yuvarlanan başka bir çember üzerindeki noktanın geometrik yerine ilişkin verdiği sonuç, 300 yıl sonra Gerolamo Cardano ve Mikolaj Copernicus gibi bilginler tarafından kullanılmıştır. Tûsî’nin cebir alanına da önemli katkıları olmuştur.