Sednaya Hapishanesi'nde çocuklarını ve kardeşlerini kaybeden kadın sorumluların cezalandırılmasını istiyor
- Rejim muhalifi iki çocuğu ve iki kardeşi Sednaya Hapishanesi'nde öldürülen Suriyeli Nicah Dibeş, Şanlıurfa'da ülkesine döneceği günü bekliyor- Kendisi de aynı cezaevinde işkence gören ve omzu sakatlanan Dibeş, genç yaşta kaybettiği çocuklarının acısını fotoğraflara bakarak dindirmeye çalışıyor- 48 yaşındaki Dibeş:- "Hapishanede işkencelerle ölen çocuklarımın ve kardeşlerimin mezarları bile belli değil"- "Bir kadın, bir abla, bir anne olarak hakkımızı arayacağım. Nasıl işkence gördüklerini, nasıl öldürüldüklerini her yerde anlatacağım"
ŞANLIURFA (AA) - RAUF MALTAŞ - Suriye'nin başkenti Şam'daki Sednaya Hapishanesi'nde iki çocuğu ve iki kardeşi işkenceyle öldürülen, burada gördüğü şiddet nedeniyle omzu sakatlanan 48 yaşındaki Nicah Dibeş, sorumluların cezalandırılmasını istiyor.
Ülkesindeki iç savaş nedeniyle 3 yıl önce torunu ve oğluyla Türkiye'ye sığınan Dibeş, Şanlıurfa'da hayırseverlerin desteğiyle yaşam mücadelesi veriyor.
Ülkesindeki Baas rejiminin devrilmesinin mutluluğunu yaşayan kadın, ilerleyen süreçte Suriye'ye dönüp Sednaya Hapishanesi'nde kaybettiği genç yaştaki oğulları Fehmi ve Mustafa Dibeş ile kardeşleri Muhammed ile Ömer Alkatan için hukuki mücadele başlatmak istiyor.
Dibeş, çocuklarının acısını cep telefonundaki fotoğraflara bakarak dindirmeye çalışıyor.
Nicah Dibeş, AA muhabirine, kardeşlerinin 2012'de Esed rejimine karşı protesto gösterisinde bulunduğunu, önce kardeşlerinin ardından ise iki oğlunun Sednaya Hapishanesi'ne götürüldüğünü anlattı.
Çocuklarını ve kardeşlerini görmek için gittiği Sednaya Hapishanesi'nde kendisine hakaretler edildiğini daha sonra evinden alınıp 3 ay burada tutulduğunu aktaran Dibeş, "Bana da zulüm ettiler. Oradaki gardiyanlar bayan da değil hepsi erkek, beni dövdüler. Sırtımda halen işkence izleri var. Ellerimi tersten bağlayıp havaya kaldırdılar. Halen bir omzum sakat iyileşmedi." dedi.
İki oğlunun ve iki kardeşinin Sednaya Hapishanesi'nde falaka, elektrik gibi çeşitli işkenceler sonucu hayatını kaybettiğini ifade eden Dibeş, "Şu an Türkiye'deyim. Kolay değil dört ölümüz oldu. Türkiye Cumhuriyeti'ne ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a çok çok teşekkür ediyoruz, bizleri bu süreçte yalnız bırakmadı, misafir etti." diye konuştu.
- "Etme bulma dünyasındayız"
Baas rejiminin devrilmesini sevinçle karşıladığını anlatan Dibeş, "Suriye Milli Ordusu Halep'e girdiği zaman dünyalar benim oldu, sevindim. Ben bu hasta ve sakat halimle kardeşlerimin ve oğullarımın ölmesine rağmen halay çektim. Bir an cenazelerimi hüzünlerimi unuttum, çok sevindim." ifadelerini kullandı.
Ülkesinde düzen ve huzur tamamen tesis edilince Suriye'ye dönmeyi planladıklarını belirten Dibeş, "Etme bulma dünyasındayız. Beşşar Esed bizi muhacir etti ama çok şükür Müslüman ülke Türkiye'ye geldik, Esed ise Rusya'ya gayrimüslim bir ülkeye gidip sığındı. Biz şimdi ülkemize döneceğiz ama kendisi ömür boyu dönüş yapamayacak, bu bize yeter." dedi.
- "Onların haklarını savunacağım"
Kardeşlerinin ve oğullarının hakkını aramada kararlı olduğunu anlatan Dibeş, sözlerini şöyle tamamladı:
"12 yıldır büyük bir hüzün yaşıyorum, hapishanede işkencelerle ölen çocuklarımın ve kardeşlerimin mezarları bile belli değil. Onların haklarını savunacağım. Engelli halimle gidip savunacağım. Suriye'de durumlar düzelince her türlü hak mücadelemi sürdüreceğim. Orada dört şehit verdim. Bir kadın, bir abla, bir anne olarak hakkımızı arayacağım. Nasıl işkence gördüklerini, nasıl öldürüldüklerini her yerde anlatacağım. Tüm dünya ülkelerinde uluslararası hukuk çerçevesinde mücadelemi sürdüreceğim inşallah."