Karabağ Zaferi'nin dördüncü yılında İstanbul'da "Zafer Günü" konferansı düzenlendi
Karabağ Zaferi'nin dördüncü yılında İstanbul'da "Zafer Günü" konferansı düzenlendi
İSTANBUL (AA) - Azerbaycan'ın Karabağ Zaferi'nin 4. yıl dönümü dolayısıyla İstanbul'da "Zafer Günü" konferansı düzenlendi.
"Karabakh is Azerbaijan Milli Platformu Türkiye Cumhuriyeti Genel Koordinatörlüğü" ile bünyesindeki Karabağ Azerbaycan'dır Koordine Etme Derneği işbirliğinde Yeni Yüzyıl Üniversitesi'nde gerçekleştirilen konferans, şehit ve gaziler adına saygı duruşuyla başladı. Konferansta, Türkiye ve Azerbaycan milli marşları da okundu.
Konferansın açılışında konuşan Karabakh is Azerbaijan Milli Platformu Türkiye Cumhuriyeti Genel Koordinatörü ve Karabağ Azerbaycan'dır Koordine Etme Derneği Başkanı Dr. Elvin Abdurahmanlı, Azerbaycan'ın zafer günü olan 8 Kasım'ın önemini, 4 yıl geriye bakıldığında herkesin çok daha iyi görebildiğini söyledi.
Abdurrahmanlı, 4 sene önce Azerbaycan ordusunun 44 günlük bir antiterör operasyonuyla Karabağ'ı 30 senelik bir işgalden kurtardığına dikkati çekti.
Birleşmiş Milletlerin (BM) 4 kararında Karabağ'ın Azerbaycan toprakları olduğunu belirtmesine rağmen Ermenistan'ın bölgeyi 30 yıl boyunca işgal altında tuttuğunu ifade eden Abdurrahmanlı, "44 günlük bir savaş sonunda biz orada, Birleşmiş Milletler'in 51. maddesine baktığımız zaman, meşru müdafaa hakkımızı kullanarak kendi arazilerimizde, kendi topraklarımızda bölgeyi terörden temizledik." şeklinde konuştu.
- "Yüreğimiz, mücadelemiz, inancımız, direncimiz her şeyimiz birdir, tek milletiz"
Yeni Yüzyıl Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Yaşar Hacısalihoğlu da Ermenistan'ın yeni bir çılgınlığa girişmesi durumunda, Azerbaycan Türklerinin dimdik ayakta olacağını söyledi. Azeri diye bir şey olmadığının altını çizen Hacısalihoğlu, terminolojinin önemli olduğunu, doğrusunun Azerbaycan Türk'ü olduğunu belirtti.
Merhum Cumhurbaşkanı Haydar Aliyev'in "İki devlet tek millet" sözünü hatırlatan Hacısalihoğlu, "Onlar biraz daha doğuda ve adına Azerbaycan dediğimiz toprakların Türkleri, biz de biraz daha batıda Türkiye dediğimiz coğrafyanın Türkleriyiz. Dolayısıyla yüreğimiz, mücadelemiz, inancımız, direncimiz her şeyimiz birdir, tek milletiz." dedi.
Hacısalihoğlu, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti tanımlamasının da kendisine göre yanlış olduğunu ifade ederek, "Bana göre Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'dir. O da inşallah tam üyeliğiyle birlikte, üyelik sürecinin tanınma süreciyle birlikte taçlandırarak yeni bir halkayı daha eklemiş olacağız." diye konuştu.
- "İsrail'i, önünde uluslararası sıfat taşıyan hiçbir kurum, yasa ve sözleşme durduramıyor"
Hacısalihoğlu, Ermenistan'ın, Türkiye ve Azerbaycan arasına emperyalizm tarafından özel işlerde kullanılmak üzere montajlanıp sahaya sürülmüş karakol olduğuna dikkati çekerek, iki büyük Türk devleti arasında sıkışmış Ermenistan'ın Türkiye ve Azerbaycan'la iyi ilişki kurup ticaret yaparak ekonomisini canlandırmak yerine, aksini tercih ettiğini anlattı.
Karabağ'ın 30 yıl emperyalist bir işgal altında kaldığını ve 44 günlük bir mücadeleyle özgürlüğüne kavuştuğunu anımsatan Hacısalihoğlu, "Şuşa bunun sembol şehriydi. 8 Kasım'da Ermenistan pes etti. Ardından 4 il, 4 kasaba, yanılmıyorsam 283 köy Dağlık Karabağ sınırları içerisindeki Azerbaycan toprakları özgürlüğüne kavuştu." dedi.
Türkiye'nin batısında Yunanistan'ın, güneyinde İsrail'in de emperyalizmin karakollarından olduğunu vurgulayan Hacısalihoğlu, İsrail'in bunların içinde en şımarık ve donanımlı olduğunu söyledi.
Hacısalihoğlu, "İsrail'i, hiçbir insanlık değeri, önünde uluslararası sıfat taşıyan hiçbir kurum, yasa ve sözleşme durduramıyor. İnsanların gözünün içine baka baka ve insanlığa bir büyük kara leke olarak bir başka soykırımı 21. yüzyılda işliyor." değerlendirmesini yaptı.
Hocalı soykırımını unutmadıklarını belirten Hacısalihoğlu, "Aliya İzzetbegoviç'in Bosna soykırımından sonra söylediği bir söz vardır 'Sakın unutmayın, unutulan soykırım tekrarlanır.' diye. Bu insanlık tarihine işlenmiş bir bilinç düzeyidir. Bunu diri tutmak insanlık adına yapılması gereken yegane görevimizdir. Yeryüzünde hakkın, hukukun ve adaletin yerleşik kılınması için Türk milletinin büyük bir sorumluluğu ve görevi vardır." ifadelerini kullandı.
- "Esas olan mesele Türk dünyasının birliğidir"
Prof. Dr. Hacısalihoğlu, "Sömürgeci ve işgalci emperyalizm ve onun karakolları, her daim kendi çıkarlarını tahkim edebilmek, bölgenin jeopolitiğini kendi çıkarları için kullanabilmek için, sürekli bu saldırganlığını eksiltmeden sürdürmektedir. "dedi.
Emperyalizmin bu 3 karakoluna Suriye'nin kuzeyinde bir yenisini daha eklemek istediğini dile getiren Hacısalihoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Güneyden İsrail saldırganlığı sürecek, kuzeyden de PKK eliyle yine burada bir başka terör karakolu oluşturulacak. Bunların hepsine karşı bizim birliğimiz, inancımız ve direncimiz zaferle sonuçlanacaktır. O yüzden Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nden başlayarak Çin'e kadar onu da aşacak şekilde uzanan bir büyük omurganın inci tanelerinin ayağa kalkması ve bir olmasıdır. Esas olan mesele Türk dünyasının birliğidir. Dünyada insanlığı kurtaracak olan şey emperyalizmin, sömürgeciliğin, işgal ve soykırımların sonlanacağı gerçek bir dünyanın inşasıdır. Türk milleti bunu başaracaktır. Onun boynunun borcudur. Bütün mazlumların son umududur, son nefesidir."