İstanbul Finans Merkezi’ne ‘Süper Polis’ birimi geliyor

Haberin Devamı

İstanbul’u uluslararası finans merkezi yapmaya hazırlanan hükümet işin güvenlik boyutunu da ihmal etmiyor. İlk etapta İstanbul’daki mali suçlarla mücadele birimi güçlendirilecek. Polis sayısı artırılırken, birimin ayrı bir binaya kavuşması için de çalışmalara başlandı. Hedef İngiliz Scotland Yard gibi etkin bir suçla mücadele birimi oluşturmak.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve ekonomi yönetiminin İstanbul’u uluslararası finans merkezi yapma çalışmaları tüm hızıyla sürüyor. 2009 yılında açıklanan “İstanbul Uluslararası Finans Merkezi Stratejisi ve Eylem Planı” kapsamında başlatılan çalışmalara İçişleri Bakanlığı da destek veriyor. İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin ve kurmayları bu konuda kapsamlı bir yol haritası hazırladı. İstanbul Finans Merkezi (İFM) Danışma Kuruluna sunulan 6 sayfalık raporda, İstanbul Emniyeti Mali Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü’nün yeniden yapılandırılması ve güçlendirilmesi önerildi. Raporu değerlendiren Kurul, mali suçlarla mücadele edecek süper polis birimi için gereken çalışmaların yapılmasına ‘yeşil ışık’ yaktı.

Buna göre İstanbul’daki Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü önce ‘Kaçakçılık’ ve ‘mali suçlarla mücadele’ olmak üzere ikiye ayrıldı. Hemen ardından Mali Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü’nün personel açısından güçlendirilmesi için düğmeye basıldı. İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu ve Emniyet Müdürü Hüseyin Çapkın, şubenin personel sayısının arttırılması için gereken desteği sağladı. İkili yaklaşık 250 polisin görev yaptığı birimin personel sayısının 1300 kişiye çıkarılması için gereken desteği sağladı. Buna ilaveten finansal suçlarla ilgilenecek polis biriminin farklı bir binaya taşınması da gündemde. Edinilen bilgilere göre, İstanbul İl Özel İdaresi’nin elinde bulunan binalardan birisinin kiralanması için görüşmeler sürüyor.

Bankacılık havuzu önerisi

Finansal suçların son derece komplike işlemlerden oluşması, sermaye hareketlerinin son derece hızlı gerçekleşmesi ve kurumlar arasındaki koordinasyon sorunu suçla mücadeleyi zorlaştırıyor. Bu sorunun son derece ciddi problemler doğurduğuna dikkat çeken İçişleri Bakanlığı, finansal suçlarla etkin mücadele için finansal veri tabanlarına kontrollü erişim talep etti. Bakanlık, soruşturmalarda adı geçen kişilerin haklarında daha önce başlatılan soruşturmaların durumunu öğrenmek için UYAP veri tabanına erişim sağlanmasını talep etti. Ayrıca soruşturmalarda büyük sorun yaratan ve aylarca yazışma trafiğinin yaşanmasına neden olan kayıpların önüne geçmek için Merkez Bankası veya Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) bünyesinde banka hesaplarının sürekli olarak güncellendiği Merkezi Kayıt Kuruluşu benzeri bir veri tabanı oluşturulması önerdi. Bu sayede Emniyet birimleri mevduat toplayan tüm bankalara yazı yazmak ve oradan gelen bilgileri beklemek zorunda da kalmayacak.

Gelişmeleri yorumlayan bir İçişleri Bakanlığı yetkilisi, “Finansal suçlarla mücadele birçok ülkede ulusal güvenlik kapsamında değerlendiriliyor. İngiltere’de iç istihbarat birimi MI-5, ABD’de de FBI ve Rusya’da FSB ekonomik güvenliği sağlamakla görevlendirilmiştir. İtalya’da ise sadece mali suçlara bakan özel bir birim var. Bizim modelimiz daha çok Scotland Yard gibi suç önleyici birim gibi çalışacak” değerlendirmesinde bulundu.

Kurumlarla işbirliği güçleniyor

Yeniden yapılandırma kapsamında finansal sorunları daha iyi anlamak için ilgili kurumlarla güçlü bir işbirliğine gidilecek. Merkez Bankası, SPK, BDDK, MASAK gibi kurumlarla sık sık bir araya gelinecek. Yetkililer personelin eğitilmesi noktasında ilgili kurumlardan ciddi anlamda destek alacak.

***


BDDK ve TMSF’ye kimler atanacak?

Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) ve Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu (TMSF) başkanları ve kurul üyelerinin atanmasıyla ilgili süreç halen devam ediyor. Başkanların görev süresini uzatan düzenlemenin bu hafta TBMM’de görüşülerek yasalaşması bekleniyor. Süreci en başından itibaren izleyen birçok gözlemci düzenlemeden sadece TMSF Başkanı Şakir Ercan Gül’ün yararlanacağı ve BDDK Başkanı Tevfik Bilgin’in görev süresinin uzatılmayacağını dile getiriyorlardı. Süreç onları haklı çıkardı. TMSF Başkanı Gül’ün yeniden başkan olması kesinleşti. BDDK Başkanlığına ise halen TMSF de Kurul üyesi olarak görev yapan Mukim Öztekin’in atanması bekleniyor. Geçen hafta Başbakan Erdoğan ve Başbakan Yardımcısı Ali Babacan ile görüşen Öztekin’in Ankara’nın onayını aldığı biliniyor.

Ancak Türk basınında ilk kez VATAN’ın duyurduğu bu süreç bir dizi sorunu da beraberinde getirecek.

Çünkü Öztekin’in ayrılmasının ardından TMSF’deki üye sayısı bir kişi daha azalacak, böylece boş koltuk sayısı 2’ye yükselecek. Kulislerde üyelik için iki ismin adı geçiyor. Bunlardan ilki TMSF Birleşik Fon Bankası’nda avukat olarak görev yapan İlhami Öztürk. Diğeri de geçen hafta Ziraat Bankası yönetim kurulu üyeliğinden ayrılan Mehmet Mumcuoğlu.

BDDK’daki kurul üyeliği için ise halen kurumda Dış İlişkiler Daire Başkanı olarak görev yapan Mete Bumin ile Bankalar Yeminli Murakıbı Haluk Tözüm’ün isimleri öne çıkıyor.

***


Türkiye Finans 24 şube müdürüyle yollarını ayırdı

Türkiye Finans Katılım Bankası’nda sular bir türlü durulmuyor. Derya Gürerk’in genel müdürlük koltuğuna oturduğu 2011 Haziran’ından bu yana 4 genel müdür yardımcısı değiştiren ve 100’e yakın personelle yollarını ayıran banka yönetimi geçen hafta da 24 şube müdürünün iş akdini karşılıklı olarak fesh etti. Bu durum banka çalışanları arasında endişeye yol açarken banka yönetimi bir bomba daha patlattı ve sene sonunda çalışanlara ödenen yıllık primleri düşürdü. Yaşanan gelişmeler bankanın 2009’da başlattığı ‘Atılım Programı’ adını taşıyan değişim sürecinin halen devam ettiğinin göstergesi olarak yorumlanıyor. Hatırlanacağı gibi Türkiye Finans’ı satın alan NBK Gurubu, 2009 yılında o dönemde genel müdür yardımcısı olan Derya Gürerk’in önerisiyle ünlü bir danışmanlık firmasıyla anlaşmış ve kapsamlı bir yeniden yapılanma süreci için düğmeye basmıştı. Bu süreç Gürerk’in de yıldızının parlamasını sağlamış ve deneyimli bankacı Haziran 2011’de genel müdür olmuştu. Daha önce Citibank, Kentbank ve İş Bankası’nda üst düzey yönetici olarak görev alan Gürerk’in katılım bankacılığı alanında hiçbir tecrübesi olmamasına rağmen genel müdür olması sektörde şaşkınlık yaratsa da bankanın yakaladığı büyüme hızı ve sağlanan yüksek kârlılık soru işaretlerini azaltmıştı.

DİĞER YENİ YAZILAR