Amerika Birleşik Devletleri ve AB tarafından finansal ablukaya alınan İran yönetimi çareyi yurtdışında banka satın almakta buldu. Acemler; Rusya Federasyonu, Beyaz Rusya ve Türkiye’de banka satın almak için temaslara başladı. Tahran yönetiminin bazı Türk işadamları kanalıyla Ankara’da nabız yokladığı öğrenildi.
Nükleer programı yüzünden ABD ve Batı ülkelerinin hedefi haline gelen İran’ın etrafındaki ekonomik çember giderek daralıyor. ABD Başkanı Obama’nın 31 Aralık’ta imzaladığı başkanlık genelgesiyle sertleşen ekonomik kuşatma AB’nin bu ülkeden yaptığı petrol ithalatını durduracağını açıklamasıyla daha da şiddetlendi. Amerikan yönetiminin ülkenin üçüncü büyük bankası İran Ticaret Bankası’nı da yasaklı finansal kuruluşlar listesine eklemesiyle uluslararası finansal sistemden tecrit edilen İranlı banka sayısı 23’e yükseldi.
Obama yönetiminin İran Merkez Bankası’nı da hedef alan yeni yaptırımları ve Brüksel’in petrol ithalatını durduracağına dair açıklamaları ülkedeki makro ekonomik dengeleri de derinden sarstı. İran para birimi Riyal son bir ayda yüzde 30 değer kaybetti. Enflasyon ise yüzde 10 ’lardan 20’lere yükseldi. Gelişmeleri kaygıyla izleyen vatandaşların döviz büfelerine yığılmasıyla İran Merkez Bankası, Bank Markazi’nin rezervleri son bir ayda yaklaşık 1 milyar dolar eridi.
Halen Petrol İhraç Eden Ülkeler Örgütü (OPEC) dönem başkanlığını yürüten İran dünya petrol rezervlerinin yüzde 10’una, doğalgazının ise yüzde 16’sına sahip. Her gün 3.5 milyon varil hampetrol üreten İranlılar bunun 2.5 milyon varilini ihraç ediyor. Petrol ve doğalgaz satışı ülke gelirlerinin yüzde 60’ını oluşturuyor. Dolayısıyla petrol satışı ve buradan sağlanacak gelirlerin ülkeye aktarılması Tahran rejimi açısından hayati öneme sahip.
Hal böyle olunca İranlılar da uluslararası finansal sistemden kopmamak ve para transferlerini sürdürebilmek için yurtdışına açıldılar. Banka satın almak için Rusya Federasyonu, Beyaz Rusya gibi ülkelerde temaslarda bulunan Acemlerin rotayı çevirdikleri ülkeler arasında Türkiye de yer alıyor. Bazı Türk işadamlarıyla görüşmelerde bulunan İranlılar diğer taraftan da Ankara’da bürokratik kurumlarda nabız yoklamaya devam ediyor.
Aslında Acemler uluslararası yaptırımlar daha gündeme bile gelmeden 2006 ve 2008’de Türkiye’de banka kurmak veya satın almak için bir takım girişimlerde bulunmuştu. Ancak İranlılar işi ağırdan alınca görüşmelerden bir sonuç alınamamıştı. Ankara’daki bürokratik çevrelere göre uluslararası yaptırımlar yüzünden zor günler geçiren Tahran yönetiminin Ankara’daki temaslarının sonuç vermesi oldukça zor görünüyor. Zira Amerikan istihbarat servisleri ve diplomatik görevlileri İran’ın finansal hamlelerini çok ama çok yakından izliyor.
Hataylı bankacılar nihayet rahatladı
Güney komşumuz Suriye’de yaşanan iç çatışmalar iki ülke arasındaki ticareti de vurdu. İki sene önce 2.5 milyar dolar olan ticaret hacmi 2011 sonunda yüzde 20 düşüşle 2 milyar dolara kadar gerilerken, bu düşüşten en fazla Gaziantep, Kilis ve Hatay ’daki işadamları etkilendi. Olumsuz gelişmeler işadamları kadar bankacıları da derinden etkiledi. Sınır şehirlerinde görev yapan bankacılar geçen yıl belirlenen hedefleri büyük özveri ve çabayla önemli oranda tutturmayı başardı. Ancak Suriye ’deki olayların giderek tırmanması ve iki ülke arasındaki ticaret hacminin bu yıl daha da düşeceğine dair beklentiler yüzünden 2012 ’ye büyük bir endişeyle girdi. Ancak gelişmeleri yakından izleyen banka genel müdürleri bankacıları rahatlatacak bir karar aldı ve şube hedeflerini aşağı yönlü revize etti. Bir kamu bankasının genel müdürü, “Bu yıl hedefleri yükseltmedik. Zira yaşanan gelişmeler ortada. Personeli sıkıntıya ve strese sokmanın bir anlamı yoktu” derken bir özel banka genel müdürü “Hedefleri aşağı yönlü revize ettiğimizi söyleyebiliriz” diye konuştu. Suriye’de Mart başında başlayan halk ayaklanması sonrasında başlayan çatışmalar halen sürüyor. Birleşmiş Milletler verilerine göre yaşanan olaylarda şu ana kadar büyük bölümü sivillerden oluşan yaklaşık 6 bin kişi hayatını kaybetti.