Suriye rejimine karşı giderek sertleşen Ankara, Şam yönetimine karşı enerji kartını masaya koymaya hazırlanıyor. Geçtiğimiz yıl Ekim ayında bu ülkeden petrol ithalatını durduran ve Suriye’ye karşı bir anlamda ‘petrol ambargosu’ başlatan Türkiye
şimdi de elektrik kartını açmak için geriye doğru sayıyor.
Suriye ile gerilim giderek yükseliyor. Suriye’nin cuma günü Türk Hava Kuvvetleri’ne ait bir savaş uçağını düşürmesiyle yükselen tansiyon iki ülke arasındaki örtülü gerilimi büyük bir siyasi krize dönüştürdü. Başbakan Tayyip Erdoğan, Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Genelkurmay Başkanı Necdet Özel, İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin ve MİT Müsteşarı Hakan Fidan’ın katılımıyla gerçekleştirilen güvenlik zirvesinin ardından iki toplantı daha düzenlendi. Başkent Ankara’da düzenlenen güvenlik zirvelerinde Suriye’ye karşı nasıl bir cevap verileceği tartışılırken, hükümet Şam yönetimine karşı elinde bulunan tüm kozları da masaya yatırıyor.
Mevcut tabloya göre hükümetin elindeki en önemli kozlardan birisi de enerji. Avrupa Birliğine (AB) rest çekerek, Suriye halkının acil ihtiyaçlarını karşılamak için elektrik hattı tahsis eden Ankara şimdi elektrik satışını durdurmayı düşünüyor.
Aslında buna dair ilk adımlar çoktan atıldı bile. Ankara, Şubat ayından bu yana Esad rejimini barışa zorlamak için satılan elektrik miktarını kademeli olarak düşürüyor.
Enerji Bakanlığı’na yakın kaynaklardan edinilen bilgilere göre, Ocak- Şubat döneminde 370 kilowatt saate ulaşan elektrik satışı Nisan sonunda 60 milyon kilowatt saate kadar geriledi. İki ülke arasındaki gerilim daha da artarsa şalterin tamamen kapatılması gündeme gelecek.
Paraları da dondurulmuştu
Suriye’deki gelişmeleri son derece yakından izleyen Enerji Bakanı Taner Yıldız da 15 Kasım 2011’de katıldığı bir toplantıda bu konuda önemli mesajlar vermiş ve şunları söylemişti: “Bizim komşularımızla sıfır sorun politikamızda herhangi bir değişiklik yok. Fakat bunun istismar edilmesine, bunun özellikle tek taraflı bir gerginliğe dönüştürülmüş olmasına kayıtsız kalamayız. Hiçbir şey yokmuş gibi davranamayız. Hele hele artık insanlık suçu haline gelebilecek bir yapıyı hiç tasvip edemeyiz. Evet, biz oraya elektrik veriyoruz. Fakat bu seyir devam ederse bu kararı tekrar gözden geçirmek zorunda kalabiliriz.”
Suriye’deki kanlı iç savaşta Esad rejiminin sivilleri hedef alan eylemlere yönelmesi Ankara’nın büyük tepkisine neden oluyor. Baas liderliğinin arabuculuk yapmaya çalışan Türkiye’ye sürekli yalan söylemesinden sıkılan Ankara, geçtiğimiz Ekim ayından bu yana daha sert bir tutum izliyor. İlk etapta uluslararası yaptırımlar kapsamında Suriye ile tüm finansal ilişkiler dondurulmuş ve Suriye Merkez Bankası’nın Türkiye’deki hesaplarda tutulan yaklaşık 200 milyon doları bloke etmişti. Hemen ardından Tüpraş, yine devletin izlediği politikarla uyumlu bir şekilde Suriye’den petrol ithalatını durdurmuştu. Türkiye’de ilk kez VATAN’ın duyurduğu petrol ambargosu ekonomik açıdan zor günler geçiren ve döviz rezervleri her ay eriyen Suriye’nin yılda 200 milyon dolarlık ikinci bir darbe vurulması anlamına geliyordu.
Ankara’nın attığı tüm bu adımların tek bir amacı var; 1.5 senedir devam eden ve 12 binden fazla insanın yaşamını yitirdiği kanlı iç savaşı en kısa zamanda barışçıl bir şekilde sonuçlandırmak.
Beşar Esad, Suriye halkının demokratik taleplerinin karşılanması halinde iç savaşın sona ereceğini söyleyen Ankara’nın sözlerini bugüne kadar hiç ciddiye almadı. Elektriklerin kesilmesiyle düşünceleri değişir mi? Bunu bekleyip göreceğiz...
Merkez Bankası’na Çetinkaya atanıyor
Ekonomi bürokrasisinde taşlar yavaş yavaş yerine oturuyor. Uzun süredir boş duran Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) Başkanlığına Mukim Öztekin atanırken, Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu (TMSF) Başkanlığı’na da ikinci kez Şakir Ercan Gül getirildi. Ekonomi bürokrasisi şimdiler de Merkez Bankası (TCMB) Başkan Yardımcılığı’na kimin getirileceğini konuşuyor, sohbetlerde adayları tartışıyor.
Edindiğimiz bilgilere göre Merkez Bankası için halen Kuveyt Türk’te Genel Müdür Yardımcısı olarak görev yapan Murat Çetinkaya’nın adı öne çıkıyor. 36 yaşındaki genç bankacı Boğaziçi Üniversitesi’nde uluslararası ilişkiler ve sosyoloji bölümlerini birlikte okudu. Meslek yaşamına Albaraka Türk’de başlayan Çetinkaya, 2003 yılında Halk Bankası’na geçti. Burada daire başkanlığı ve genel müdür yardımcılığı görevlerini üstlenen Çetinkaya, Ocak 2008’de Kuveyt Türk’e transfer oldu. Halen Hazine ve Uluslararası Yatırım Bankacılığından Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı olarak çalışan Çetinkaya, İslami piyasaları çok iyi bilen isimlerden birisi olarak biliniyor. Başta sukuk olmak üzere İslami finansal ürünler konusunda ciddi bir bilgi birikimine sahip olan Çetinkaya, Türkiye’deki ilk ve tek Kira Serfikası (sukuk) ihracına imza atarak tüm dikkatleri üzerine çekmişti.
Fişini çektik
Haberin Devamı