Başkent Doğalgaz’da özelleştirme için geriye sayım başladı. Ekonomi yönetiminin şirketin değerini yükseltmek için yatırımcılardan da gelen talepler doğrultusunda Ankara Belediyesi’ni by-pass eden çok sayıda düzenlemeye imza attığı ortaya çıktı.
Özelleştirme İdaresi Başkanlığı (ÖİB) Başkent Doğalgaz’ın satışı için bir kez daha arenaya çıkıyor. Ekonomi yönetimi daha önce 2 kez iptal edilen ihalede bu sefer bir sıkıntı yaşanmaması için işi oldukça sıkı tutuyor. Bu noktada yatırımcıların kafasında soru işareti oluşturan tüm riskler bertaraf edilirken, Ankara Büyükşehir Belediyesi’nin birçok noktada by-pass edildiği görülüyor.
Son ihaleye teklif veren gruplardan birisinin CEO’su ile ihale öncesi görüşmüş ve “fiyatı olumsuz etkileyecek riskler nelerdir?” diye sormuştum. “Bizim açımızdan en büyük risk Ankara Büyükşehir Belediyesi’nden kaynaklanan riskler” demişti şirket yöneticisi. Kast ettiği riskler iki bölümden oluşuyordu. Birincisi Büyükşehir Belediyesi’nin şirketin yüzde 20’sine sahip olması alıcı gruplar açısından belirsizlik yaratıyordu. Zira Ankara Belediyesi’nin elindeki yüzde 20’yi almak içi pazarlık masasına oturduğunuzda kurt politikacı Melih Gökçek ile anlaşamama gibi bir risk vardı. Bu da yüzde 80’lik hisseyi satın alsanız bile şirketin sahibi olamamanız gibi bir sonuç doğuruyordu. Ancak asıl önemli sorun Ankara Belediyesi ve EGO’nun Başkent Gaz’a olan 300 milyon dolarlık borcuydu. İhale sürecini izleyen yabancı bir fon yöneticisi, “Bu borcun nasıl ve ne zaman ödeneceği sorusu cevaplanmadan alıcılardan tatmin edici bir fiyat gelmeyecektir” demişti.
150 milyon TL yatırım
Kayseri’de yakaladığımız Başkent Doğalgaz Genel Müdürü İbrahim Halil Kırsan ile 17 Aralık’ta sona erecek teklif verme süreci öncesi bu belirsizlikleri ve alınan önlemleri konuştuk. Yüzde 20’lik belediye payının ihale öncesi kamulaştırıldığını ve Başkent Gaz’ın bu sefer yüzde 100’ünün satışa çıkarıldığını hatırlatan Kırsan, bu alanda atılan diğer adımları şöyle anlattı: “ 2007’de yapılan yasal düzenleme ile şirkete 10 yıllık bir tarife avantajı sağlanmıştı. Buna göre her 1000 m3 gaz için birim hizmet bedeli 55 dolar olarak belirlenmişti. Bu avantaj 2017’de sona eriyordu. Son çıkarılan Torba Kanuna eklenen bir madde ile bu süre şirketin devir tarihinden sonra 8 yıl olarak yeniden belirlendi. Böylece yatırımcıların önünü görmesi sağlandı. Ayrıca EPDK mevzuatında yapılan bir değişiklik ile belediyelerin yüzde 10 bedelsiz hisse alma hakkı kaldırıldı.”
Başkent Gaz’ın satışından elde edilen gelir ile şirketin Hazine ve Botaş’a olan 700 milyon dolara yaklaşan borçları ödenecek. Daha önceki düzenleme de “Elde edilen gelirden kamu alacakları ödenir geri kalan kısmı ise belediyeye aktarılır” deniliyordu. Bu durumda örneğin Başkent Doğalgaz 1 milyar dolara satılırsa geriye kalan 300 milyon dolar Ankara Büyükşehir Belediyesi’nin kasasına aktarılacaktı. Ancak Ankara Belediyesi parayı alsa bile mevcut borçlarını yaklaşık 300 milyon- ödeme konusunda bir takvim sunmadığı için de şirket bilançosunda yine alacak gözükecekti. Kırsan, bu sorunun da yapılan yasal düzenlemelerle ortadan kalktığını ifade etti. Yapılan yasal düzenleme ile kamu alacakları ödendikten sonra kalan tutardan Belediye borçları da ödenecek. Dolayısıyla deyim yerindeyse alıcı şirket Başkent Doğalgazı ‘kılçıksız’ bir şekilde sahip olacak.
Başkent Doğalgaz son 3 senede toplam 150 milyon liralık yatırıma imza attı. Bu yatırımların çok önemli bir bölümü ise altyapı yenileme çalışmalarına tahsis edildi. Kırsan, “Ankara 1929 da hava gazı modeline geçmiş. 1988’de doğalgaz geldiğinde boruları değiştirmeden gaz verilmiş. İnsan sağlığı açısından çok ciddi riskler vardı. Mühendislerimiz boruların eridiği yerler tespit ettiler. Bu boruların hemen hemen hepsi değiştirildi” bilgisini verdi.
Kamu bankaları sukuk çıkarmaya hazırlanıyor
Faize duyarlı yatırımcılar için çıkarılan şirket veya devlet bonolarına ‘sukuk’ adı veriliyor. Dünyada çok hızlı gelişen pazarlardan birisi olan Sukuk konusunda Türkiye’de de son 1 yıldır çok önemli gelişmeler yaşanıyor. Sermaye Piyasası Kurulu (SPK) tarafından yapılan ilk düzenlemelerin ardından bir katılım bankası tarafından ilk ihraç gerçekleştirilmişti. Türk Hazinesi tarafından Eylül ve Ekim’de gerçekleştirilen dolar ve TL cinsi ihraçlar ise çok önemli bir kilometre taşı oldu.
Hazine Müsteşarlığı’nın Eylül ve Ekim ayında gerçekleştirdiği dolar ve TL cinsi sukuk ihraçlarına yabancı ve yerli yatırımcılar büyük ilgi gösterdi. Dolar cinsi İslami bonoya 8 milyar dolara yakın bir talep gelirken ve bunun 1.5 milyar dolarlık bölümü karşılandı. 2 Ekim’de gerçekleşen TL cinsi İslami bono ihracına ise özellikle katılım bankaları büyük ilgi gösterdi. Toplam talep 3.2 milyar lira olurken, bunun 1.6 milyar liralık bölümü karşılandı.
Finans koridorlarında son günlerde ciddi gayrimenkul portföyüne sahip iki büyük kamu bankasının; Ziraat ile Vakıflar Bankası’nın da sukuk ihraç edebileceği konuşuluyor. Görüşlerine başvurduğumuz Ziraat Bankası yetkilileri, sukuk çıkarmaya sıcak baktıklarını belirtirken, Vakıflar Bankası’ndaki yetkililer konu hakkında yorum yapmaktan kaçındı. Bir üst düzey bankacı ise sukuk ihracının sadece katılım bankaları ile sınırlı kalmayacağını düşünüyor. “Bugün dünyanın önde gelen bankalarının önemli bir bölümünün sukuk ihraç ettiği düşünüldüğünde Türk bankalarının da farklı bir borçlanma aracı olarak İslami bono ihracına yöneleceğini düşünüyorum.”
Başkent Doğalgaz’da ‘Gökçek riski’ sıfırlandı
Haberin Devamı