Günümüz çocuklarının en çok bocaladığı durumlardan biri karar verememek, herhangi bir konuda sorumluluk, risk alamamak. Sanıyorum anne babaların bazen aşırıya kaçan korumacı tavrı bebeklikten itibaren çocukların bu yönlerinin gelişmesinin önünde bir engel oluyor. Peki çocuklara sorumluluk sahibi olmayı, risk almayı nasıl öğretebiliriz? Ebeveynlere çocuklarını yetiştirirken ve hayat yolculuğunda yol gösterici hikayelerden oluşan Kırmızı Anahtar adlı kitabı Alfa Yayınları’ndan yeni çıkan Uzm. Pedagog Soner Koşan, “Risk almak Türkçemizde negatif olarak algılanır çünkü risk almayı mantıksız hareket etmekle bir tutarız. Aslında güven, cesaret, atılım bir risktir” diyor.
“Çocuklarımız anneye bağımlı doğar ama bağımsız olmak için yaşar” diyen Koşan şunları söylüyor: “Her çocuk nev-i şahsına münhasır olarak doğar ve ailesinden öğrendikleriyle beraber bir kombinasyon yapar. Karakteri yavaş yavaş belirmeye başlar. Annenin abartılı temkinli yaklaşması veya anaçlığı çocuğun anneye veya bakıcısına olan bağımlılığını artırır. Bu bağımlılık, özgüven eksikliğine yol açabilir. Özgüven eksikliği, güvende olmamayı, yeteneklerini geliştirememeyi ve hatta yeteneklerine güvenmemeyi öğretir.”
Çocuklarımızda güven, cesareti nasıl geliştirmeliyiz?
Öğrenme sürecini sabırla destekleyin
Her çocuk meraklı doğar, soru sormayı ve öğrenmeyi çok ister. Biliş birkaç yıl sonra yavaş yavaş geliştiğinden ebeveynlerin anlattığı birçok basit olgu onlara çok karmaşık gelir bu yüzden defalarca soru sorarlar. Bebeklerin laboratuvarı ağızlarıdır. Bebekler nesneleri tanımak için ağızlarına götürür, gözleri ile görür, elleriyle tutar, sizi dinler, kullanır sonra karar verir. Aslında en doğru yaklaşımdır. Çocuklarımızın bu yaklaşımlarını dikkatlice izleyip onlara zarar veren ve onların zarar vereceği materyalleri ve canlıları onlardan itina ile uzaklaştırırsak ve denemelerine sabırlı gülümseyerek davranırsak çocuklarımızın özgüvenini desteklemiş oluruz.
Hata yapmasına izin verin
Çocuklarınızla oynarken onların hayal dünyalarına saygı duyun ve tekrar tekrar denemeleri için teşvik edin. Hata ve yanlış yapan çocuk her zaman daha başarılı olur. Defalarca hata yapmasına izin verin. Hata yapan çocuk ebeveyninden gereken sabır ve toleransı görüyorsa mücadele hırsı gelişir.
Açık uçlu sorular sorun
Çocuklarınızı dinleyin ve söyledikleri size ne kadar basit veya saçma gelirse gelsin dinlediğinizi hissettirin ve sorular sorun. Sorularınız açık uçlu olsun ve çocuklarınızı çeşitli perspektiflerde düşündürmeye çalışsın. Oyun oynamak çocuklar için çok önemlidir. Çünkü ebeveynler oyunlarda çocuklarla aynı seviyede olurlar. Düzenli, gülümseyerek, çocuğun aktif olduğu oyunları oynayan ebeveynlerin çocukları, ebeveynlere daha sevgi, saygı temelli ilişkiler geliştirir. Oyun oynarken aynı boyda ve çocuğunuzun yaşıtı gibi davranın. Çocuğunuzun düşünmesini sağlayacak oyunları seçin. Bunları bol kahkaha, gülümseyerek yapın. Bu oyunları oynarken çocuğunuzu devamlı onaylamayın, pohpohlamayın veya tam zıttını da yapmayın. Siz karar verici veya jüri üyesi değilsiniz, yalnızca oynayın ve çocuklarınız algılandığını, yargılanmadığını fark etsin.
Tehlikeden koruyun ama korkutmayın
Karşıdan karşıya geçtiğimizde dikkatli olmayı, sağına soluna bakmayı öğretmek ayrı, caddeleri, arabaları öcü olarak anlatmak ve onları bu şekilde korkutmak ayrı şeylerdir. Dikkatli olmayı öğretirseniz çocuğun özgüveni gelişir sosyal ve dikkatli olur, korkutursanız çocuk bağımlı, asosyal, önyargıları olan bir çocuğa dönüşür.
Öğrenmek süreç işidir sonuç değildir
Bizi öğrenmeye teşvik eden olgu merakımız. Çocuklardaki merakı devamlı aktif edebilmek için, çocuklarımızın yaptıklarını, vardıkları sonuçlarını değerlendirmeyin o yolda deneyimlerini kucaklayın. Risk almak Türkçemizde negatif olarak algılanır çünkü risk almayı mantıksız hareket etmekle bir tutarız. Aslında güven, cesaret, atılım bir risktir. Çocuklarımıza aklını, öngörüsünü, tecrübesini kullanmayı öğretmek istiyorsak bu kavramları içini doldurmayı öğretmeliyiz. İçi boş olan akıl, öngörü, tecrübe her daim (kişi, madde, teknoloji) bağımlılıklara davetiye verir.