Yarı yıl tatili yarın başlıyor. Cuma günü okullar kapandı. Öğrenciler, tatile girmenin heyecanıyla yeni haftaya başlayacaklar ve büyük olasılıkla öğrenci olduklarını unutacaklar. Pedagoglar ne derse desin, hala tatil ödevini yoğun biçimde veren öğretmenler var. Bu sebeple öğrenciler yeterince dinlenemeyecek olmaktan şikayetçi... Diğer yandan öğretmene de hak vermemek elde değil pek, çünkü amaç uzun vadeli bir öğrenme gerçekleştirmekse, bu hedefte unutmaya asla yer yok.
Sonuçta iki taraf da kendine göre haklı... Ülkemizde üniversite bitirmiş olmanın bile değerinin neredeyse sıradan hale geldiği, nüfusun kalabalıklaştığı, nitelikli üniversite mezunlarının azaldığı şu dönemde, çocukları kendine haline bırakmak da beraberinde başka sorunları da getiriyor ne yazık ki...
Bir de bu seneki ölçme ve değerlendirme kriterleri, eskisinden tamamen farklı. Öğrencinin başarılı sayılabilmesi için not ortalamasının 50 olması koşulu getirildi. Bir zamanlar üniversitelerde olduğu gibi... Yeni yönetmeliğe göre öğrencilerin dönem sonu başarı notları karnelerine eskisi gibi on üzerinden ya da son yıllarda olduğu gibi beş üzerinden notlarla yansımadı. Notlar, yüz üzerinden ve küsuratları da yanlarında olacak şekilde yazıldı karnelere. Örneğin öğrencinin matematik dersinin başarı notu 68.43’se, öğrenci ve veliler bu notu karnede aynen gördüler. Eskisi gibi 5 ya da 3 biçimindeki notlar, tarih oldu. Bu sistem, öğrencinin gerçek başarısını ve notunu görüp değerlendirmede bir bakıma kolaylık oldu. Umarım kısa zamanda değişmez.
Defalarca değişen yönetmelikler
Diploma notları hesaplanırken dört yıl boyunca alınan notlar belli puan aralıklarıyla başarı seviyesini belirleyecek. Dört yıl boyunca elde edilen başarının ortalaması neyse 85,00 ve 100 arası pekiyi; 70,00 ve 84,99 arası iyi, 60,00 ve 69,99 orta, 50,00 ve 59,99 geçer, 0 ve 49,99 geçmez olarak değerlendirilecek. Bu yalnızca son sınıfı bitirdiklerinde, mezuniyet notları hesaplanırken dikkat edilmesi gereken bir ayrıntı olacak. Öğrenci ve velilerin bu ayrıntıları iyi bilmesi ve kavraması lazım. Tabii tüm bunlar, yakın zamanda yeniden değişmezse...
70’lerde doğup 70’lerin sonunda okula başlayanlar; ilkokulda 5’lik, ortaokul ve lisede 10’luk sistemle mezun oldular. 100’ü üniversitede tanıdılar. Bu yeni ölçme ve değerlendirme sistemi değişmezse öğrencinin üniversiteye kadar tüm okul yaşamı boyunca gösterdiği başarıyı bir bütün olarak görmek mümkün olabilecek.
Son yirmi beş yılda, not sistemi ve sınıf geçme yönetmelikleri defalarca değişti. Bazı dersler zamana zaman baraj dersi oldu, o dersten bütünlemeye kalanlar, sene tekrarı yaptılar; bazı dönemlerde bu kural kalktı, o derslerin başarıları diğer derslerle aynı şekilde değerlendirildi.
Bir zamanların ikmal sınavlarına sonradan bütünleme dendi; şimdi bu sınavlara ortalama yükseltme sınavları deniyor. Şu kadar dersten kalan sene tekrarı yapar, ifadesindeki ”şu kadar” defalarca değişti; şimdi öğrenci kaç tane zayıfı olursa olsun, yıl sonu başarı ortalaması 50’yse sınıf geçebiliyor.
Öğrenciler için kolay gibi görünse de eksik kalan bilgilerin sonraki yıllarda zor tamamlanması ya da hiç tamamlanamaması yüzünden, üniversite sınavındaki başarı da günden güne daha niteliksiz bir hale geliyor.
Eğitim sistemi değişiklikleri kolay kaldırmıyor. Yine de değişen ve gelişen dünyaya ayak uydurmak için yeniliklere açık olmak şart. Yeter ki bu değişiklikler ,bizim toplum yapımımıza ve eğitim sitemimize uysun, sık aralıklarla değişip kafa karışıklığına yol açmasın.
Kaç üzerinden olursa olsun, notlar hesaplandı, karneler alındı. Yarın, haftanın okulsuz ilk günü. Bütün okullulara iyi tatiller.
Yarın tatilin ilk günü
Haberin Devamı