Türk okuru kaçırıyor belki ama dünya basınında çok önemli gelişmeler oluyor. En son ve bana göre en önemli gelişme, bazı ciddi gazetelerin tabloid formatta yayınlanmaya başlaması.
Bu konu, önceki hafta İstanbul'da yapılan Dünya Gazeteler Birliği (WAN) toplantısında tartışıldı. İzleme imkânı bulduğum yarım gün süren bir panelde, tabloid formatta yayınlanan ya da büyük boyutun (broadsheet) yanı sıra tabloid formatını da piyasaya süren gazetelerin yöneticileri deneyimlerini anlattılar. WAN'da en çok ilgi gören paneldi bu.
Bu akımdaki en başarılı gazete İngiliz The Independent. Independent, 1986 yılından beri yayınlanıyor. Dünya medya kralı Murdoch'un İngiliz The Times'ı satın almasına tepki gösteren bir grup gazetecinin "bağımsız gazete" girişimi.
The Independent tiraj ve reklam gelirinde ciddi sıkıntılar yaşıyordu. Gazetenin Genel Yayın Müdürü Simon Kelner panelde bu sıkıntıları dile getirdi. Sonra tabloid fikrinin nasıl doğduğunu anlattı:
"Bir gün süpermarkette diş macunundan deterjana kadar her çeşit ürünün birkaç boyu olduğunu gördüm. İçerik aynı ama boyut farklı. Oysa biz tek boy gazete hazırlıyor ve okura bunu dayatıyorduk. Neden iki boy olmasın diye düşündüm."
Bu fikir hemen hayata geçiriliyor. Gazete önce Londra'da iki boyda yayınlanıyor ve büyük ilgi görüyor. Tiraj artışının kaynağı, çalışan, şehir içinde hareket eden, genç ve ağırlıklı olarak kadın okur.
Londra'daki başarı cesareti artırıyor ve gazete çevre kentlerde de iki boyutta piyasaya sürülüyor. Tepki aynı. The Independent birkaç ay sonra İngiltere'nin hemen hemen tamamında hem tabloid hem de büyük boy yayınlanmaya başlıyor.
Bir süre sonra görülüyor ki, okurun yüzde 90'ı tabloid formatı tercih ediyor. Ve büyük boy formatın yayını sona eriyor.
7-8 ay içinde gerçekleşen bu dönüşüm dünya gazetecilik endüstrisinde devrim olarak niteleniyor. Çünkü ticari başarı var; tiraj ve reklam geliri artıyor. Hem de son derece demokratik bir karar; gazete, okurun isteğine uyarak formatını değiştiriyor.
WAN sürerken Independent Genel Yayın Müdürü Simon Kelner ve 2 yardımcısıyla bir akşam yemeğinde buluştuk. Ben de yardımcılarımla beraberdim. Eminönü Hamdi Et Lokantası'nda sohbet ederken VATAN'ın taşra baskıları masamıza geldi. Simon, bir yandan kebabını atıştırırken bir yandan da iç sayfalarında kendisiyle yapılan bir röportajın da bulunduğu VATAN'ı inceliyordu. Dar yemek masasında gazetenin sayfalarını çevirmekte zorluk çekince "Görüyor musun, VATAN'ın tabloid versiyonunu çıkartsanız bu zorluğu çekmeyecektik" diye bana takıldı. Bu konu üzerinde uzun uzun konuştuk. Panelde anlattıklarını biraz daha açtı: Ortalama okur yaşı 30. Çoğu çalışıyor ve zamanı az. Kullanımı zor ürünlerden kaçıyorlar. Bir üründen en kısa zamanda, en çok faydayı almaya çalışıyorlar.
Hamdi'den çıkıp sohbeti Boğaz'da sürdürdük. Çok geç saatlerde vedalaşırken hâlâ "VATAN'ın tabloid versiyonunu da çıkartın. Gelin Londra'da bir hafta misafirimiz olun, deneyimlerimizi size aktaralım" diyordu.
İstanbul'a özel bir gazeteyi aylardır tasarlıyorduk. Planımız büyük boy bir gazete daha hazırlayıp, İstanbul'da piyasaya çift gazete çıkmaktı. Ama, dünya basınındaki bu yeni eğilim fikrimizi değiştirdi.
Dünya gazete endüstrisi, ciddi gazetelerin tabloid boyda yayınlanmasını "innovation" diye niteliyor, (yenilik diye tercüme edilebilir) VATAN çok kısa zamanda pek çok yeniliğin öncüsü. Türk basınının tek pazar dergisi kırmızı gibi. Aslında VATAN'ın kendisi yenilik. Çünkü Türk basınında kuruluş felsefesi ve yayın politikası açısından VATAN'a benzeyen, hatta yanına yaklaşan başka gazete yok.
VATAN 34'ü işte bu nedenlerle tabloid formatta yayınladık.
Vatan 34 gazetesi için tabloid boya nasıl karar verdik?
Türk okuru kaçırıyor belki ama dünya basınında çok önemli gelişmeler oluyor. En son ve bana göre en önemli gelişme, bazı ciddi gazetelerin tabloid formatta yayınlanmaya başlaması
Haberin Devamı