* Dünden devam
Muaviye ailesinin, Peygamber ailesine karşı rekabet hissi, üstü örtülü olarak devam etmiştir. Hz. Ömer döneminde Muaviye, Şam valisi yapıldı. Hz. Osman’ın şahadeti üzerine halife seçilen Hz. Ali’ye karşı çıkanların safında yer aldı ve sonunda Hz. Ali’nin şahadeti üzerine bir hileyle halifeliği ele geçirdi. Yaptığı en kötü şey de kendi sağlığında, oğlu Yezid’i veliaht seçip halktan onun için bey’at aldırarak İslâm’daki seçim sistemini saltanata çevirmiş olmasıdır. Her şeye rağmen ömrünün sonuna kadar namazını kılmış, İslâm lehine çalışmıştır. Artık aradan 1400 yıl geçti. Bunlar siyasi meseleler. Bu yüzden 1400 yıl önce ölmüş insanlara buğuz ve kin beslemek bize yakışmaz. Şunu da iyi bilmek gerekir ki Muaviye son derece zeki ve Arap dahilerinden biridir. Elbette Hz. Ali haklıdır, Muaviye haksızdır ama kalkıp da ona küfretmenin, haşa lanet okumanın bir anlamı da yoktur. Bu günahtır. Çünkü ne de olsa Peygamberimize yetişmiş bir sahabidir. Aynı zamanda Peygamberimizin hem amcazadesi hem de kayınbiraderidir. Ama hazret sözünü Hz. Ali için kullansak yerinde olur.
Büyüklerimize saygılıyız
İmam-ı Rabbani büyük bir insan, tasavvufta müceddid sayılır ama muhakkak ki İbn Arabi seviyesinde değildir. Kaldı ki o, İbn Arabi’ye saygılıdır ancak bazı konulardaki sözlerinin yanılgı olduğunu söylemiştir ki bu da normaldir. Onun hakkında saygıya aykırı sözler asla tasvip edilemez. Biz büyüklerimize saygılıyız ve öyle olmamız gerekir. Hata araştırmak benim karakterime aykırıdır. Biz kendi kusurumuzu düzeltmekle meşgul olursak başkasında hata aramaya vakit bulamayız. Çünkü kusurumuz o kadar çok ki ömrümüzün sonuna kadar çalışsak yine düzeltmekten aciz kalırız. Yalnız her insanın az veya çok hatası, yanılgısı olabilir. Bu bakımdan ne bir kerametinden ötürü insanı adeta tanrılaştırmak, ne de bir yanılgısından ötürü onu taşlama hedefi yapıp yerin dibine batırmak doğrudur.
Muaviye, İslâm’daki seçim sistemini saltanata çevirdi
Haberin Devamı