Hz. Peygamber esirleri öldürmedi

Haberin Devamı

* DÜNDEN DEVAM

Hendek’te düşmanın attığı okla kol damarı kesilen Sad ibn Muaz, Rufeyde isimli bir hanımın çadırında tedavi görüyordu. Rufeyde, yaralıları tedavi eden, bakıma muhtaç Müslümanların hizmetine koşan Eslemli bir kadındı. Allah’ın Elçisi, kendi mescidinin yanında, bu hanım için bir çadır yaptırdı. İslâm tarihinde ilk Müslüman hemşire ve doktor kadın olan Rufeyde, ilk hastane sayılabilecek olan bu çadırda, yaralıları ve hastaları tedavi ederdi. Kurayzalılar Sad’ı hakem yapmak isteyince Peygamber onun Medine’den getirilmesini emretti. Hz. Peygamber, Sad çadırına doğru yaklaşınca ashabına, “Efendinizin önünde ayağa kalkınız” dedi. Müslümanlar da ayağa kalkarak Sad’a saygı gösterdi. Böylece verdiği hükmün uygulanacağına işaret etmiş oldular.

Sonra Allah’ın Elçisi Sad’a, “Şunlar senin vereceğin hükme razı oldular. Onlar hakkında istediğin hükmü ver” diye buyurdu. Vereceği hükmün geçerli olup olmayacağını Peygamber’e ve orada bulunanlara sorup olumlu yanıt alan Sad, “Savaşçılarının öldürülmesine, çocuklarının ve kadınlarının tutsak edilmesine hükmediyorum” dedi. Peygamber, “Sen kral hükmüyle (başka bir rivayete göre Allah’ın hükmüyle) hükmettin” dedi. Sad, daha sonra yarası açıldığı için kan kaybından öldü.

Rivayetler, esirlerden erkeklerin öldürüldüğünü ifade ediyorsa da ayetten öldürme olayının esaretten önce, savaş esnasında olduğu anlaşılıyor. Çünkü ayette “Ferikan taktulune ve tesirune ferika: Bir kısmını öldürüyor, bir kısmını esir alıyordunuz” deniliyor. Muhammed Suresi’nde ise tutsakların ya fidyeyle veya fidyesiz serbest bırakılacağı belirtilmektedir (4. ayet). Esirlerden bir kısmının öldürüleceğine dair bir seçenek yoktur.

Ayetin açık hükmüne rağmen Hz. Peygamber’in esir aldığı bu kadar insanı öldürdüğü hakkındaki rivayetin doğruluğundan şüphe etmemek mümkün değildir. Kanaatime göre bu, kasıtlı veya kasıtsız olarak üretilip kaynaklara sokulmuş bir rivayettir. Kuşatma esnasında atılan oklarla kimi savaşçıların öldürülmüş olması gayet doğaldır. Ama teslim olanlar esir edilip o zamanın şartları uyarınca esirlere uygulanan muamele uygulanmıştır. Rivayetin doğruluğu var sayılsa bile bu olayı bir katliam saymak doğru değildir. Bu misliyle mukabeledir. Çünkü bu Yahudi kabilesi, Müslümanların müttefikiydi.

* DEVAM EDECEK

DİĞER YENİ YAZILAR