İki çocuğu olan bir bayan okurum üçüncü çocuğuna hamile kaldığını ancak bakamayacağı endişesiyle aldırdığını belirtiyor. Vicdan azabı çektiğini, bu yüzden başına kötülükler geleceğini düşünen okurum benden teselli edici birkaç cümle duymak istediğini ifade ediyor. Kendisine cevabım şudur: Eğer çocuğun ömrü olsaydı onu aldıramazdınız. Allah buna engel olurdu. Ama demek ki onun ömrü yokmuş. Siz de istemediğiniz halde aldırmışsınız. Artık olan olmuş. Elbet kürtaj günahtır. Ancak annenin sağlığına zararlı ise çocuk henüz ana karnında üç aylık olmadan aldırılabileceği hakkında görüşler vardır.
Anlattığınıza göre sizin sağlık durumunuz müsait değilmiş ki aldırmışsınız. Çocuğun 42 günlük olduğunu belirtiyorsunuz. Yani üç ayını doldurmamış. Bu da günahtır ama artık yapacak bir şey yok. Geriye dönüp bu olayla meşgul olmayın. Size yarar getirmez. Ayrıca mazeretiniz de var. Tövbe ederseniz Allah sizi bağışlar. Hatasından dönen, Allah’a yalvaran kul günahından temizlenir. Yeter ki Allah’a sıkı sıkıya bağlansın. Bir daha böyle bir şeyi düşünmeyin. Namazınızı kılın. Çocuklarınızı iyi yetiştirmeye çalışın. En büyük sevap onları yetiştirmektir. Allah sağlık afiyet versin.
Kur’ân’ı tutmak için abdest almak gerekmez
SORU: Ansiklopedinizi okumaya başladım. İlminizin ışığına duacıyım. Sizden şunu öğrenmek istiyorum: Büyük Dua Mecmuanız’ın birinci bölümde Kur’ân’ı tutmak için abdest almak gerektiğini ancak “Bir Ömür Böyle Geçti” adlı eserinizle diğer ansiklopedilerinizde bunun gerekli olmadığını yazıyorsunuz. Bu çelişkinin nedenini öğrenebilir miyim? (Tuba Demircan)
CEVAP: “Büyük Dua Mecmuası” adlı eserimi 40 yıl önce yazmıştım. Öyle bilimsel bir eser değildir. Kısa zamanda, halk için yüzeysel olarak yazdığım bir eserdir. Orada klasik bilgileri vermiştim. O zaman henüz Kur’ân’ın derinliğine inememiştim. En ciddi eserlerim son 30 yıl içinde yazdıklarımdır. Kur’ân’ı tutmak için abdest almak gerekmez. Abdest namaz kılmak için gereklidir.