Alplerin eteklerinde bulunan bu şirin kentten, trenle Alp dağları turuna çıkmak mutlaka yapılması gereken aktivitelerden. Yaz günü zirveye ulaştığınızda kar ve buz göreceksiniz.
Kaçınız gittiniz bilmiyorum ama hepiniz Montrö’yü bilirsiniz. 20 Temmuz 1936 yılında Montrö’de imzalan anlaşma ile Türkiye Lozan Anlaşmasında kaybettiği haklarını geri almış ve İstanbul ve Çanakkale boğazlarının geçiş denetimini elinde bulundurmaya başlamış. Bu nedenle Montrö deyince hepimiz biliriz. Birkaç gün öncesine dek benim de bilgim bu kadarı ile sınırlı idi. Ama her yıl Montrö’de düzenlenen ve belkide dünyanın en önemli Caz festivallerinden biri olan Montrö Caz Festivaline gitmeye karar verip tam da anlaşma yıldönümüne denk gelen günleri orada geçirince Montrö hakkında bilgim arttı ve sizlerle paylaşmak istedim.
Bu yazının yayınlandığı günlerde bu yıl 48’incisi yapılan festival sona ermiş olacağından o konuya fazla değinmeyeceğim ama dünyaca ünlü piyanist Hiromi’yi orada canlı dinleyebilmenin, New Orleans Caz Treni ile Alplerin arasında gezmenin ve festivale katılan tek Türk sanatçı Burhan Öçal’ı dinleyebilmenin verdiği keyif harikaydı.
Caz festivalinin başkenti
Montrö kusursuz festival organize etmenin dışında bir refah, medeniyet ve zenginlik şehri olarak önümüzdeki yılki festivale gidene kadar hafızamda kalacak. Alp dağlarının çevrelediği Leman gölü kıyısında yer alan Montrö’ye Basel veya Zürih üzerinden düzenli tren seferleri ile ulaşmak mümkün. Dakik çalışan ve yolculuk sırasında bir tarafta üzüm bağları, diğer tarafta Alplerin eteklerinde uzanan göl manzarası izleme imkanı sunan bu seçenek yolda geçen süreyi de daha güzel kılıyor. Montrö’ye ulaştığınızda ise doğal güzelliği ve huzurlu ortamı ile karşılıyor şehir sizi. Eğer şanslıysanız güneşin parladığı bir güne denk gelebilirsiniz. Ancak yanınıza yağmurluğunuzu almalısınız. Gün içinde hava değişebiliyor.
Leman gölünde gezin
Sahilde sabahları yürüyüş yapın. Yüzlerce çeşit çiçek ve bitki ile süslenmiş bu yürüyüş yolu güne güzel bir başlangıç sağlıyor. Bu yürüyüş sırasında 3 metre yüksekliğindeki Fredy Mercury heykelini de görmüş olacaksınız böylelikle. Yaşadığı yıllarda ünlü sanatçı için bir sığınma mekanı olan Montrö’yü çok sevdiği de heykelin altında yazılı. Hatta bazı bestelerini bile Montrö’de yapmış ve yine buradaki stüdyoya girerek kaydetmiş. Montrö için Fredy Mercury’nin 2’inci vatanı deniyor. Ölümünün ardından bir yıl sonra verilen konserden elde edilen gelir AIDS hastaları için yapılan araştırmalarda kullanılmış. Göl üzerinde bizim boğaz vapuru misali gezen vapurlarla da Leman gölü turunu yapmalısınız. 3 saat süren tam tur ideal. Vapurda yiyecek içecek servisi de mevcut ve açık havada fazlası ile iştah açıcı seçenekler sunuyorlar. Montrö merkezden birkaç durak ileride bulunan Chillon Şatosu sadece dışarıdan görmenin yeteceği bir yer değil mutlaka içini de gezmenizi öneririm. İsviçrenin adeta simgelerinden biri olan bu şato uzun süre Savoy ailesine aitmiş. Ancak şato da zaman zaman tutukluların kaldığı dönemlerde olmuş. Konumu ve etkileyici görüntüsü ile kaçırılmaması gereken bir yer. Seyahat için: Setur Tel: 444 0 738 veya 0 (850) 210 0 738 www.setur.com.tr