İster fiyortlara yapacağınız seyahate başlamak ister kuzeyli bir hafta sonu geçirmek için gidin; güleryüzlü şehir hayatıyla Kopenhag iyi bir fikir..
Kışların daha uzun ve soğuk geçtiği ülkeleri ya da şehirleri, şu günlerde ziyaret etmenin tam vakti. Neredeyse ekim ayıyla kışın iyiden iyiye kendini hissettirmeye başladığı kuzey ülkelerini gezmek için soğuğun ya da havanın erken kararmasının telaşına kapılmadan, ağız tadıyla gezebileceğiniz, açık havanın doyasıya tadını çıkartacağınız en uygun mevsim hiç şüphesiz ki yaz. Ayrıca bu olumsuz koşullar nedeniyle o ülkede yaşayan insanların da bir kış boyunca, nispeten sınırlı sosyal ve kültürel ilişkiler kurduğu göz önünde tutulduğunda yaz aylarının oldukça fazla sayıda sosyal faaliyet ve açık hava etkinliklerinin düzenlendiği, dolu dolu yaşanan bir mevsim haline gelmesi, yabancı turistler için de büyük bir cazibe yaratıyor. Bu cazibenin üst seviyede olduğu yerlerden biri de Kopenhag.
Kopenhag’da bulunan ve İskandinav ülkeleri arasında en büyük ve en eski uluslararası havalimanı olan Kopenhag Havalimanı‘na haftanın her günü, İstanbul’dan yaklaşık olarak 3,5 saat süren bir uçuşla varılıyor. Kopenhag’a daha yakın olmakla birlikte, İsveç‘in Malmö kentiyle Kopenhag arasında bulunan Kastrup Adası‘nda yer alan havalimanına doğru, uçağınız inişe geçerken denize kurulan rüzgar santralleri görülüyor. Bu, aslında ülkenin Kopenhag için hayata geçirdiği projenin bir emaresi yalnızca. 2025’e kadar şehrin atmosfere saldığı sera gazının sıfırlanmasının hedeflendiği ve halkın yüzde 89’unun da desteklediği bu proje, Kopenhag’ı, karbon salınımı olmayan dünyanın ilk şehri yapacak. Bu nedenle hava şartları ne olursa olsun, şehirde günün her saati binlerce bisiklet göreceksiniz. Devlet tarafından şehirde, bu ulaşım şeklinin teşvik edilmesi amacıyla bisiklet kullanıcılarına yönelik birçok öncelik ve ayrıcalık tanınmış, siz de Kopenhag’da kiraladığınız bisiklet sayesinde keyifli bir gezintiye çıkabilirsiniz. Kopenhag yalnızca 88,25 kilometrekarelik bir alana sahip, oldukça küçük bir şehir; bu nedenle bisikletle şöyle bir tur atayım, dediğinizde şehrin büyük bir bölümünü gezmiş olacaksınız. Havalimanından yaklaşık 5 km uzaklıktaki Kopenhag ve merkezi, içinden su kanallarının geçtiği, yeşil alanların ve göllerin bulunduğu, köprülerle birbirine bağlanmış, rengarenk tarihi evlerin sıra sıra dizildiği, dünyanın yaşanılabilir kentler sıralamasındaki ilk birkaç şehirden biri. Burayı ve sahip olduğu medeniyeti görmekten fazlasıyla keyif alacağınızı düşünüyorum.
Siz de böyle bir deneyim yaşamak isterseniz
The Standard Web: http://thestandardcph.dk/en
Telefon: +45 72 14 88 08
Adres: Havnegade 44, 1058 København K, Danimarka
Gezinizi unutulmaz kılacak birkaç tavsiye
-Seyahatinize başlamadan önce, 73 turistik yer ve müzede; toplu taşımada, çeşitli etkinliklerde ve restoranlarda geçerli bir şehir kart edinmenizi tavsiye ederim.
-Bir şehir haritası edinmeniz, seyahatinizi oldukça kolaylaştıracaktır.
-Kopenhag denilince akla ilk gelen ve renk renk evlerin sıralandığı, Nyhavn Kanalı, görmeniz gereken yerlerden ilki.
-Nyhavn Kanalı‘nı yürüyerek gezebileceğiniz gibi buradan hareket eden tekne turuna da katılmayı ihmal etmeyin.
-Monet, von Gogh, Renoir gibi ünlü ressamların tablolalarının ve Antik Yunan’dan Mısır’a pek çok heykelin sergilendiği Ny Carlsberg Glyptotek Sanat Müzesi’ni mutlaka ziyaret edin.
-10 hektarlık bir alana sahip ve 13 binden fazla bitki türüne ev sahipliği yapan Kopenhag Botanik Bahçesi, gezmekten keyif alacağınız bir diğer yer.
-Deniz seviyesinde, engebesiz bir şehir olan Kopenhag’ı kuş bakışı görebileceğiniz en güzel yerlerden biri, 90 metrelik bir kuleye sahip olan kilise, Church of Our Saviour.
Şehri sarmalayan yüksek refah seviyesi
Kopenhag’da, yüksek yaşam kalitesi ve refah seviyesinin en fazla hissedildiği yerlerden biri, elbette kültürel alan. Vikinglerden tasarıma, filmden müziğe, bilimden modern sanatlara 80’den fazla galeri ve müzenin yanı sıra Kopenhag denilince eğlence, festival, sahne sanatları, mimari, moda ve mutfak, deneyimlemeniz gereken, birini görseniz diğeri eksik kalacak ana başlıklardan. Bir önceki Kopenhag seyahatimde fırsat bulamadığım için göremediğim, gezemediğim yerlere bu seyahatimde öncelik versem de Kopenhag bitecek, bitirilebilecek bir şehir değil ve itiraf etmeliyim ki tüm bunlara yetişme telaşına kapıldığınızda da şehre hâkim olan ruhu kaçırmanız olasılık dahilinde.
Dan ve Nordik mutfağından da biraz bahsetmek istiyorum. Akşamları kurulan mükellef sofralardan, gün ortasında vakit kaybetmemek için yenen atıştırmalıklara kadar, genel olarak yemekler oldukça lezzetli. Hal böyle olunca da size, yemeğinizi nasıl bir manzara eşliğinde veya ne dinleyerek yemek istediğinizi belirlemek kalıyor. Ben bir cazsever olarak kurucularının arasında caz piyanisti Niels Lan Doky’nin de bulunduğu, içinde hem caz kulüp hem de restoranı bulunan Kopenhag limanındaki “The Standard”dan fazlasıyla keyif aldığımı; görsel, işitsel ve tatsal bir şölen yaşadığımı da belirtmeden geçemeyeceğim.