Bazılarına göre Avrupa’nın köyü, bazılarına göre öfkeli Etna’nın yok etmekte ısrarcı olduğu bir coğrafya. Kim ne derse desin Sicilya mutlaka gidilip görülmesi gereken bir ülke...
Sicilya’nın en önemli kentlerinden Catania’ya doğru yol alıyorum... İlk bakışta deniz kıyısında bir sayfiyeyi andıran bu kent, Ortaçağ’dan kalma binaları ile bana “Merhaba” diyor. Sanılanın aksine burada kimse kimseye silah çekmez gibi sakin bir görüntü var. Hatta biraz rehavete davet eder gibi. Setur’la gittiğim gezinin henüz başlangıcındayım ama; bildiklerim, beklentilerim ve gördüklerim beni bu kenti keşfetmek için yeterince heyecanlandırdı. Otelimin önünde inip, valizlerimi odama yerleştirdikten sonra ara sokaklardan geçerek Catania’nın her zaman kalabalık olan ana caddesine doğru yola çıktım. Sicilya oldukça güneşli bir günde karşılamıştı beni. Ana cadde Etna’da gezindim biraz. Sonra bir kahve içmek için pastane-kahve arası bir yere girdim. Yaşlı bir garson isteğimi sordu hemen. Espresso iyi giderdi. Ben kahvemi içerken caddedeki insan kalabalığı da iyice arttı. Oturmak için erkendi, gezmek için de epeyce zaman vardı. Kahvemi bitirip kalktım... Catania hakkında genel bir bilgi vermem gerekirse; 500 bine ulaşan nüfusu ile adanın ikinci büyük şehri. Etna Dağı ve deniz arasında, yani “su ile ateş” arasında yer alıyor. Depremler ve Etna Patlamaları Catania’ya çok zarar vermiş. Buna rağmen kent yeniden yapılanmayı başarmış. Sicilya’nın ikinci büyük kenti olarak Avrupa’dan çok fazla turist alıyor ve günün her saatinde restoranlar, magazalar, sokaklar dolu.
Etna ve Taormina
Catania’da kalırken kente yaklaşık bir saat uzaklıktaki Etna Dağı ve oradan da sahil kasabası Taormina’ya gidebilirsiniz. Etna’da 2000 metreye kadar araçla ulaşılıyor ama daha yukarı, teleferik ve devamında da özel arazi araçları ile çıkılıyor. Çıktığınız yükseklikten Tiran ve Ionia sahillerinin manzaralarını izleyebilirsiniz. Etna’da otobüslerin ve araçların beklediği noktada bulunan kafede Etna’dan püsküren lavlardan yapılan ürünler uygun fiyata satılıyor. Etna’dan sonra yarım saat mesafedeki Taormina’ya da mutlaka gitmelisiniz.
Sirakuza ve Ortygia Adası
Sicilya’ya gidip de Arşimed’in memleketi ve papirüs diyarı Sirakuza’yı görmeden dönmek olmaz. Ben de bu nedenle bir günlük bir gezi planı yaptım ve Sirakuza’ya gittim. Sirakuza Sicilya adasının güneydoğusunda kurulmuş bir şehir. Kente köprülerle ile bağlanan ada Ortygia Sicilya’nın görece zengin kitlesinin yaşadığı bir yer. Sahip olduğu çok sayıda tarihi eserle sanki bir açık hava müzesi gibi. Ortygia Adası, şehrin iki limanını “Piccolo Limanı ile Grande Limanı’nı birbirinden ayırıyor. Adaya köprüden girdikten sonra karşınıza çıkacak olan meydan “Pancali Meydanı. Sonra Apollo tapınağını göreceksiniz. Tapınağın önünden Corso Matteotti Caddesi boyunca yürüdüğünüzde ise Arşimed Meydanı’na ulaşacaksınız. Meydanda çok meşhur olan Tanrıça Diana Heykeli ve yanı sıra bir çok başka heykelle süslü çeşme Fontana
di Artemide bulunuyor. Çeşmeye sırtınızı döndüğünüzde önünüze çıkan dar sokaklardan ilerleyince ise adanın Grande Limanı’na bakan bir seyir terası çıkıyor karşınıza. Burası aynı zamanda adanın en canlı ve hareketli bölgesi. Soluklanmak içinse Zsa Trattoria Pizzeria’yı deneyin.