İspanya’nın güneybatısında bulunan Sevilla tarihi özellikleri nedeniyle ülkenin diğer bölgelerinden farklılıklar gösteriyor. Örneğin insanların kullandıkları dilden, tenlerinin rengine kadar Arap etkisi hissediliyor.
Setur’un İspanya’nın güneybatısında yer alan Sevilla’ya düzenlediği tura katıldığım için çok şanslıyım. Üstelik bu gezide Setur’un rehber koordinatörü Uğur Soner’in bölgeye ilişkin bilgi ve deneyimlerinden yararlanarak gezmek de katıldığım turu güzel yapan en önemli unsurdu. Bölgeyi iyi bilen ve çok keyifli bir anlatımla tanıtan Uğur ile Sevilla’da gezmek ayrıca keyifli oldu. Yalnızca İspanya’nın degil, Avrupa tarihinin en önemli kilometre taşlarından birini oluşturur Endülüs tarihi. 711 yılında Tarık bin Ziyad’ın ordularıyla bu bölgeden İber yarımadası ve dolayısıyla Avrupa’ya ayak basması ve 1492 yılına kadar bu bölgede devam eden islam uygarlığı günümüz İspanya’sının kültürel kimliğinin en önemli parçalarından birini teşkil ediyor.
Endülüs bölgesinin Cordoba ve Granada ile birlikte üç ayağından birini oluşturan Sevilla ya da arapça adı ile Isbiliye, katolik,musevi ve islam kültürünün değerleriyle yoğruldugundan inanılmaz zengin bir kültür mirasına sahip. Bu kültürel miras insanların fizyonomilerinde bile kendini gösteriyor. Yerli halk, Madrid veya Barcelona’da karşılaştığımız insan tiplerinden oldukça farklı. Daha esmer, kullandıkları sözcükler arasında çok daha fazla arapça kökenli sözcük bulunuyor. Yüzlerinde yüzyıllardır bütün bu değişik kültürlerin yükünü taşımaktan yorulmuş bir ifade saklı sanki.
Flamenko
Sevilla’nın en önemli özelliklerinden biri de bu kentin bir eğlence merkezi olması. Çingene mahallesine giderseniz eğlencenin sokağa taşmış halini yaşayabilir ve fotoğraflayabilirsiniz. Hava kararınca insanların sokaklara dökülüp dans ettiğine tanık olacak ve izlemekten keyif alacaksınız.
Akdeniz sularında yaratılmış en renkli mozaiklerden biri olan flamenkonun kökleri Akdeniz’in ötesine, bir yandan Hindistan’a diğer yandan da Harun Reşit’in sarayına kadar gider. Hindistan’dan göçen çingeneler Endülüs’te Arap mirasıyla bulusunca ortaya çok özgün bir müzik ve dans kompozisyonu çıkar. Arap mirasını buraya taşıyan da Emevi sarayından halifenin öfkesi yüzünden kaçan Ziryap’tır.
Görmeden dönmeyin
◗ Plaza de Toros de La Maestranza: İspanyanın en eski arenaları arasında sayılıyor.
◗ Altın Kule: Yeni dünyanın tüm hazinelerinin gemilerden boşaldığı mekan.
◗ Santa Cruz mahallesi: Alkazar ile katedral arasında bulunan bu mahalle eski Sevilla’nın kalbi.
◗ Katedral ve Giralda çan kulesi: Kolomb’un mezarını barındıran ünlü katedralin ayrıca minareden devşirme çan kulesi La Giralda kendisinden bile ünlü.
◗ Alkazar Sarayı: 14’üncü yy’dan beri Endülüsün kalbi olan Alkazar Granada’daki Elhamra’dan sonra en büyük 2’nci saray. Magrip ve Gotik üslubun ögelerini taşıyor.
◗ Triana bölgesi: Ortaköy’ü andıran şirin mahalle eskiden flamenkonun kabesiymiş. Günümüzde ise canlı müzik yapılan barları ile revaçta.
Sevilla’ya gitmek için : Setur Tel: 444 0 738 veya 0 (850) 210 0 738 www.setur.com.tr
Endülüs’te tarih ve eğlenceyi Sevilla’da yaşayın
Haberin Devamı